‘Bütün mesele, kalbin huzura ermesindedir’
Bütün mesele, kalbin huzura ermesindedir. Bu huzur, dünyaya âhirete dayanan bir iş için olmamalı. Hele halka ait bir dilek için hiç olmamalı
04.04.2023 17:39:00





Bütün mesele, kalbin huzura ermesindedir. Bu huzur, dünyaya âhirete dayanan bir iş için olmamalı. Hele halka ait bir dilek için hiç olmamalı.
Kalbin tam huzura varması için ölüm gerek. Hakk'ın zikrinde hakikate varmak lâzım. Hakk'ı zikirde öyle bir hakikat bulunur ki, neye baksan onu asıl şekli ile görürsün.
Herhangi bir şeyi düşünmek de öyledir. Devamlı ölümü düşünsen, baktığın her şeyde onu görürsün; işittiğin her şeyde onu duyarsın.
Asıl ölümü düşünmek ayıklığın tâ kendisidir; bunu da unutma. Ölümü düşününce, şehvet arzun azalır. Herhangi bir aşırı ferah anında duygularına sahip olabilirsin. Size düşen daima ölümü düşünmek, çünkü ondan kurtuluş yoktur.
Kalp sağlık bulursa Hakk'ın Zât'ından başkasını unutur. Bilir ki, ezelî, ebedî, daimî var olan yalnız Hak'tır; O'nun Zât'ından gayri her şey sonradan yaratıldı.
Kalp sağlık bulunca konuştuğu her kelâm hak olur, doğru olur. Onu kimse reddedemez. Onda kalpten ileri bir kalp konuşur.
Sırrın sırrı hitap eder. Açıktan açık konuşur. Mânanın mânası, özün özü, doğrunun doğrusu onun varlığından kelâm eder.
İşte bu zattan çıkan sözler, kalplere işler. Onun her sözü yerine ekilen bir tohumdur. O tohumun ekildiği yerler, yumuşak topraklı ve mümbit bir arazidir; ona saçılan hiçbir tohum boşa gitmez.
Sağlığını bulan kalpte bir ağaç olur; onun dalları, yaprakları ve meyveleri bulunur; halk ondan faydalanır.
Bir kalbin ki, sağlığı olmaz, o hayvanattaki kalbe benzer... İçi olmaz, dışı olur. İçinde su taşınmayan ibrik o kalbe misal getirilir.
İnsan olsun, melek olsun, sağlam kalbi bulmadıktan sonra, meyvesiz ağaç gibidir. Kuşu olmayan kafes, içi boş eve benzer. İçinde altın, gümüş dolu olan ve kimseye verilmeyen hazine ne ise sıhhati olmayan kalp de öyledir.
Kalbi sağ olmayanlar, ruhsuz cesede benzer ve kuru taş gibidir. Taşın dış görünüşünden gayri neyi olabilir ki?
Allah'tan yüz çeviren ve Hakk'ı inkâr eden bir kalp esas şeklini yitirmiştir. Allah kâfirlerin kalbini taşa benzetti ve şöyle buyurdu: "O taş gibidir; hayır, ondan da katıdır." (Bakara, 74)
Bu âyet-i kerime, Beni İsrail'i anlatır. Onlar Tevrat ahkâmına göre amel etmedikleri için Hak Teâlâ onların şeklini değiştirdi; rahmet kapısından uzak etti.
Ey Muhammed ümmeti, siz de Kur'ân'a göre amel etmez ve onun hükmünü benimsemezseniz kalbiniz iyi şeklini yitirir; Hakk'ın rahmet kapısından uzak olursunuz.
Bildiği şeyler yüzünden sapıtanlardan olmayınız. Allah, birçok kimseleri ilim yolunda şaşırttı; sizi onlara karıştırmaması için dua ediniz." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Kalbin tam huzura varması için ölüm gerek. Hakk'ın zikrinde hakikate varmak lâzım. Hakk'ı zikirde öyle bir hakikat bulunur ki, neye baksan onu asıl şekli ile görürsün.
Herhangi bir şeyi düşünmek de öyledir. Devamlı ölümü düşünsen, baktığın her şeyde onu görürsün; işittiğin her şeyde onu duyarsın.
Asıl ölümü düşünmek ayıklığın tâ kendisidir; bunu da unutma. Ölümü düşününce, şehvet arzun azalır. Herhangi bir aşırı ferah anında duygularına sahip olabilirsin. Size düşen daima ölümü düşünmek, çünkü ondan kurtuluş yoktur.
Kalp sağlık bulursa Hakk'ın Zât'ından başkasını unutur. Bilir ki, ezelî, ebedî, daimî var olan yalnız Hak'tır; O'nun Zât'ından gayri her şey sonradan yaratıldı.
Kalp sağlık bulunca konuştuğu her kelâm hak olur, doğru olur. Onu kimse reddedemez. Onda kalpten ileri bir kalp konuşur.
Sırrın sırrı hitap eder. Açıktan açık konuşur. Mânanın mânası, özün özü, doğrunun doğrusu onun varlığından kelâm eder.
İşte bu zattan çıkan sözler, kalplere işler. Onun her sözü yerine ekilen bir tohumdur. O tohumun ekildiği yerler, yumuşak topraklı ve mümbit bir arazidir; ona saçılan hiçbir tohum boşa gitmez.
Sağlığını bulan kalpte bir ağaç olur; onun dalları, yaprakları ve meyveleri bulunur; halk ondan faydalanır.
Bir kalbin ki, sağlığı olmaz, o hayvanattaki kalbe benzer... İçi olmaz, dışı olur. İçinde su taşınmayan ibrik o kalbe misal getirilir.
İnsan olsun, melek olsun, sağlam kalbi bulmadıktan sonra, meyvesiz ağaç gibidir. Kuşu olmayan kafes, içi boş eve benzer. İçinde altın, gümüş dolu olan ve kimseye verilmeyen hazine ne ise sıhhati olmayan kalp de öyledir.
Kalbi sağ olmayanlar, ruhsuz cesede benzer ve kuru taş gibidir. Taşın dış görünüşünden gayri neyi olabilir ki?
Allah'tan yüz çeviren ve Hakk'ı inkâr eden bir kalp esas şeklini yitirmiştir. Allah kâfirlerin kalbini taşa benzetti ve şöyle buyurdu: "O taş gibidir; hayır, ondan da katıdır." (Bakara, 74)
Bu âyet-i kerime, Beni İsrail'i anlatır. Onlar Tevrat ahkâmına göre amel etmedikleri için Hak Teâlâ onların şeklini değiştirdi; rahmet kapısından uzak etti.
Ey Muhammed ümmeti, siz de Kur'ân'a göre amel etmez ve onun hükmünü benimsemezseniz kalbiniz iyi şeklini yitirir; Hakk'ın rahmet kapısından uzak olursunuz.
Bildiği şeyler yüzünden sapıtanlardan olmayınız. Allah, birçok kimseleri ilim yolunda şaşırttı; sizi onlara karıştırmaması için dua ediniz." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.