Büyük kur şoku riski kapımızda
2026 başında Türkiye'yi yeni bir büyük kur şoku riski bekliyor. Dolar/TL'nin 65-75 bandına sıçrama ihtimali var. Bu kez farklı olan, toplumun "yine mi?" yorgunluğu ve kırılan umutlar olacak
04.12.2025 17:42:00 / Güncelleme: 04.12.2025 17:47:42
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





2025'in son günlerine gelinirken Türk Lirası karşısında Dolar/TL 42 bandında dalgalanıyor, Euro/TL ise 50 seviyelerini zorluyor. Merkez Bankası'nın net rezervleri (swap ve kamu dövizleri hariç) hâlâ eksi 50 milyar dolar civarında seyrediyor. 2024 yerel seçimlerinden sonra "normalleşme" söylemiyle gelen sıkı para politikası 2025'in ikinci yarısından itibaren gevşetilmeye başlandı; politika faizi yüzde 50'den Aralık 2025 itibarıyla yüzde 40,5 bandına çekilmiş durumda. Enflasyon ise hâlâ yüksek.
Neden 2026 başında büyük bir kur şoku bekleniyor?
1. Cari açık + enerji faturası rekor kırıyor: 2025'te petrol varil fiyatı şu sıralar 63 dolar civarında olsa da ortalama 85-90 dolar civarında seyretti, doğalgaz fiyatları da Rusya-Ukrayna ateşkesinin yarattığı "rahatlama" sonrası bir miktar gerilese de hâlâ yüksek. Türkiye'nin 2025 cari açığı 55-60 milyar dolar tahmin ediliyor (2024'te 45 milyar dolar civarındaydı).
2. Yabancı sermaye girişi durdu, çıkış hızlanıyor: 2024 Mayıs - 2025 Haziran arası gelen sıcak para 2025'in ikinci yarısından itibaren tersine döndü. CDS primimiz tekrar 350-400 bas puana yükseldi, tahvil ve hisse senedi piyasasından haftalık 500 milyon - 1 milyar dolar arası çıkış yaşanıyor.
3. Seçim döngüsü baskısı geri geldi: 2028 genel seçimi hâlâ uzak görünüyor ama 2026'da yerel ara seçim ihtimali, 2027'de cumhurbaşkanlığı seçim takviminin iyice yaklaşmasıyla erken seçim senaryoları tekrar konuşulmaya başlandı. Siyasi aktörler "kur düşük tutulmalı, halkın cebinde para olmalı" baskısını artırıyor.
4. Küresel sıkılaşma yeniden başlıyor: Trump'ın 20 Ocak 2026'da ikinci kez göreve başlamasıyla birlikte "America First 2.0" politikaları devreye giriyor. Yüksek gümrük tarifeleri, Fed'in faiz indirim döngüsünü durdurması, dolar endeksinin (DXY) 110-115 bandına doğru yeniden güçlenmesi bekleniyor. Gelişen ülkelerden sermaye kaçışı hızlanacak.
Olası senaryolar
Senaryo A - Kontrollü geçiş (olasılık yüzde 35): MB 2026 ilk çeyrekte faizi tekrar yüzde 50-55 bandına çeker, 15-20 milyar dolarlık yeni bir IMF stand-by benzeri anlaşma (adına ne denirse densin) yapılır, kur 2026 sonunda 50-55 TL bandına oturur. Enflasyon 2026 sonunda yüzde 45-50, 2027'de yüzde 30'lara geriler. Acı ama yönetilebilir bir süreç.
Senaryo B - Sert şok + serbest dalgalanma (olasılık yüzde 50): MB direnemez, rezervler erir, kur Şubat-Mart 2026 gibi sıçrar. Enflasyon 2026 ortasında yüzde 100'ü zorlar. Bankacılık sektöründe takipteki kredi oranı yüzde 10-12'ye çıkar, çok sayıda şirket iflas eder. 2018-2022 döneminin daha sert versiyonu yaşanır.
Senaryo C - Total çöküş (olasılık yüzde 15): Kur 100 TL'yi aşar, hiperenflasyon tetiklenir, bankalara mevduat çekme sınırlaması gelir, sermaye kontrolleri (döviz alımına kısıtlama, yurtdışı transfer yasağı vb.) devreye girer. Venezuela-vari bir tablo değil ama Arjantin 2001'in hafif versiyonu yaşanabilir.
Kim kazanır, kim kaybeder?
Ellerinde fiziki altın ve döviz tutanlar, ihracatçı büyük holdingler (kur sıçradıkça kâr marjları şişecek), yurt dışında varlıkları olan zenginler ve kripto varlık tutanlar (Bitcoin 2026'da 150-200 bin $ tahminleri var) kazanır.
Sabit gelirli (memur, emekli, asgari ücretli), kredi kartı ve tüketici kredisi borcu yüksek orta sınıf, konut kredisi borcu olanlar (faizler tekrar yüzde 60-70'lere çıkarsa taksitler katlanacak) ve KOBİ'ler (döviz borcu + yüksek faiz ikilisi ölümcül) kaybeder.
Türkiye 2026'ya yine aynı döngüyle giriyor. "Seçim kazanmak için para bas, enflasyon, kur şoku, acı reçete döngüsü". 2018'den beri 6. büyük kur krizi kapıda gibi görünüyor. Bu kez farklı olan tek şey, toplumun artık "bu filmi daha önce gördük" yorgunluğu ve umutsuzluğunun çok daha yüksek olması.
Neden 2026 başında büyük bir kur şoku bekleniyor?
1. Cari açık + enerji faturası rekor kırıyor: 2025'te petrol varil fiyatı şu sıralar 63 dolar civarında olsa da ortalama 85-90 dolar civarında seyretti, doğalgaz fiyatları da Rusya-Ukrayna ateşkesinin yarattığı "rahatlama" sonrası bir miktar gerilese de hâlâ yüksek. Türkiye'nin 2025 cari açığı 55-60 milyar dolar tahmin ediliyor (2024'te 45 milyar dolar civarındaydı).
2. Yabancı sermaye girişi durdu, çıkış hızlanıyor: 2024 Mayıs - 2025 Haziran arası gelen sıcak para 2025'in ikinci yarısından itibaren tersine döndü. CDS primimiz tekrar 350-400 bas puana yükseldi, tahvil ve hisse senedi piyasasından haftalık 500 milyon - 1 milyar dolar arası çıkış yaşanıyor.
3. Seçim döngüsü baskısı geri geldi: 2028 genel seçimi hâlâ uzak görünüyor ama 2026'da yerel ara seçim ihtimali, 2027'de cumhurbaşkanlığı seçim takviminin iyice yaklaşmasıyla erken seçim senaryoları tekrar konuşulmaya başlandı. Siyasi aktörler "kur düşük tutulmalı, halkın cebinde para olmalı" baskısını artırıyor.
4. Küresel sıkılaşma yeniden başlıyor: Trump'ın 20 Ocak 2026'da ikinci kez göreve başlamasıyla birlikte "America First 2.0" politikaları devreye giriyor. Yüksek gümrük tarifeleri, Fed'in faiz indirim döngüsünü durdurması, dolar endeksinin (DXY) 110-115 bandına doğru yeniden güçlenmesi bekleniyor. Gelişen ülkelerden sermaye kaçışı hızlanacak.
Olası senaryolar
Senaryo A - Kontrollü geçiş (olasılık yüzde 35): MB 2026 ilk çeyrekte faizi tekrar yüzde 50-55 bandına çeker, 15-20 milyar dolarlık yeni bir IMF stand-by benzeri anlaşma (adına ne denirse densin) yapılır, kur 2026 sonunda 50-55 TL bandına oturur. Enflasyon 2026 sonunda yüzde 45-50, 2027'de yüzde 30'lara geriler. Acı ama yönetilebilir bir süreç.
Senaryo B - Sert şok + serbest dalgalanma (olasılık yüzde 50): MB direnemez, rezervler erir, kur Şubat-Mart 2026 gibi sıçrar. Enflasyon 2026 ortasında yüzde 100'ü zorlar. Bankacılık sektöründe takipteki kredi oranı yüzde 10-12'ye çıkar, çok sayıda şirket iflas eder. 2018-2022 döneminin daha sert versiyonu yaşanır.
Senaryo C - Total çöküş (olasılık yüzde 15): Kur 100 TL'yi aşar, hiperenflasyon tetiklenir, bankalara mevduat çekme sınırlaması gelir, sermaye kontrolleri (döviz alımına kısıtlama, yurtdışı transfer yasağı vb.) devreye girer. Venezuela-vari bir tablo değil ama Arjantin 2001'in hafif versiyonu yaşanabilir.
Kim kazanır, kim kaybeder?
Ellerinde fiziki altın ve döviz tutanlar, ihracatçı büyük holdingler (kur sıçradıkça kâr marjları şişecek), yurt dışında varlıkları olan zenginler ve kripto varlık tutanlar (Bitcoin 2026'da 150-200 bin $ tahminleri var) kazanır.
Sabit gelirli (memur, emekli, asgari ücretli), kredi kartı ve tüketici kredisi borcu yüksek orta sınıf, konut kredisi borcu olanlar (faizler tekrar yüzde 60-70'lere çıkarsa taksitler katlanacak) ve KOBİ'ler (döviz borcu + yüksek faiz ikilisi ölümcül) kaybeder.
Türkiye 2026'ya yine aynı döngüyle giriyor. "Seçim kazanmak için para bas, enflasyon, kur şoku, acı reçete döngüsü". 2018'den beri 6. büyük kur krizi kapıda gibi görünüyor. Bu kez farklı olan tek şey, toplumun artık "bu filmi daha önce gördük" yorgunluğu ve umutsuzluğunun çok daha yüksek olması.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.

















































































