ABD ile Çin arasındaki ekonomik ve stratejik rekabet, yalnızca diplomasi masalarında değil, küresel finans piyasalarında da hissediliyor. İki ülke arasındaki ekonomik karşılıklı bağımlılık, görünmez bir denge unsuru gibi işliyor. Bu ilişkinin en somut göstergelerinden biri, Çin'in elinde tuttuğu yüksek miktardaki ABD devlet tahvilleri. Olası bir kriz anında, bu tahviller yalnızca iki ülkeyi değil, tüm küresel ekonomiyi etkileyebilecek bir güç unsuru haline gelebilir.
Zaman zaman "finansal nükleer seçenek" olarak adlandırılan bu olasılık, bir ülkenin diğerinin tahvillerine müdahale etmesinin yol açabileceği etkileri gözler önüne seriyor. Geçmişte bazı ülkelerin dondurulan mal varlıkları örneklerinde olduğu gibi, finansal müdahaleler yalnızca hedef ülkeyi değil, küresel piyasaları da etkileyebiliyor.
Tahviller: Güç aracı mı, karşılıklı bağımlılık mı?
Çin, yıllardır ABD'nin en büyük tahvil alıcılarından biri. Bunun nedeni, dış ticaret fazlasıyla biriktirdiği döviz rezervlerini güvenli ve likit bir yatırım aracında değerlendirmek istemesi. ABD Hazine tahvilleri, küresel finans piyasasında güvenilir ve likit varlıkların başında geliyor.
Bu durum iki ülke arasında bir tür karşılıklı bağımlılık yaratıyor:
Çin için ABD tahvilleri güvenli bir rezerv aracı.
ABD için Çin'in tahvil alımları, borçlanma maliyetlerini düşük tutan bir destek.
Ancak kriz dönemlerinde bu denge kırılgan bir hal alabiliyor. Finansal müdahalelerin geçmişte oluşturduğu dalgalanmalar, bu karmaşık ilişkiyi daha görünür kılıyor.
Senaryo 1: ABD'nin tahvillere müdahalesi
Varsayımsal bir kriz anında, ABD'nin Çin'e ait tahvilleri geçici olarak dondurması veya kısıtlama getirmesi, dünya ekonomisi açısından ciddi riskler barındırıyor. Amaç, karşı tarafın ekonomik hareket alanını sınırlamak olabilir. Fakat etkileri yalnızca Çin'i değil, tüm küresel sistemi etkileyebilir.
Geçmişte dondurulan bazı varlıklar, piyasaların tepkilerini ve uluslararası ilişkilerin hassasiyetini gözler önüne serdi. Benzer bir hamle, ABD ve Çin ilişkilerinde ne gibi dalgalanmalar yaratabilir?
Olası etkiler:
1. Güven kaybı: ABD devlet tahvilleri, dünyanın en güvenilir varlıkları arasında yer alıyor. Tahvillere müdahale edilmesi, bu güveni sarsabilir ve diğer ülkelerin temkinli davranmasına yol açabilir.
2. Tahvil piyasasında dalgalanma: Büyük miktarda tahvil piyasaya sürülürse fiyatlar düşebilir, faizler yükselir ve borçlanma maliyetleri artar.
3. Küresel ekonomik dalgalanma: Büyük ekonomilerdeki sert hareketler, küresel ticaret ve finansal akışları etkileyebilir.
4. Finansal bloklaşma: Güven kaybı, ülkelerin yeni ödeme sistemleri ve rezerv stratejilerine yönelmesine yol açabilir ve uzun vadeli finansal değişimleri tetikleyebilir.
Senaryo 2: Çin'in tahvilleri satması
ABD'nin olası müdahalesine karşı Çin'in tahvilleri hızla satması da bir olasılık. Amaç, ABD ekonomisi üzerinde baskı oluşturmak olabilir. Ancak bu adım, iki taraf için de risk içeriyor:
Tahvil satışları, küresel piyasada dalgalanmalara yol açabilir.
ABD tahvillerinin değer kaybetmesi, borçlanma maliyetlerini artırabilir.
Çin, tahvilleri düşük fiyatlarla satmak zorunda kalırsa kendi rezerv değerini kaybedebilir.
Geçmiş örnekler, finansal müdahalelerin yalnızca hedef ülkeyi değil, küresel sistemi de etkilediğini gösteriyor
Finansal alandaki her hamle, küresel sistemin hassas yapısını test ediyor. Tahvillerin satışı, blokaj kararları veya diplomatik adımlar, beklenmedik sonuçlar doğurabilir. Daha önce dondurulan bazı varlıklar, dünya genelinde dalgalanmalar yaratmıştı.
Gelecekte bu dengeyi hangi faktörler şekillendirecek? ABD ve Çin'in bir sonraki hamlesi ne olacak ve küresel sistem bu hamleler karşısında nasıl tepki verecek? Önümüzdeki dönemde tüm dünya, bu soruların yanıtını sessizce gözlemleyebilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cem Bürüç / diğer yazıları
- Finansal nükleer: ABD ve Çin küresel tahvil dengesi / 04.12.2025
- Donmuş varlıkların ikilemi: Avrupa'nın Ukrayna finansmanında olası senaryolar ve küresel yansımaları / 03.12.2025
- Enerji güvenliği ve Türkiye'nin bölgesel güç hedefi / 02.12.2025
- Karadeniz'de artan saldırıların anlamı ve Türkiye açısından sonuçları / 01.12.2025
- Çin savaş söylemlerini sertleştirirken ABD'ye neden sürekli borç veriyor? / 30.11.2025
- Maduro'nun "Hazır olun" mesajı: Gerçek bir savaş mı, yoksa stratejik retorik mi? / 29.11.2025
- Doğu Akdeniz'de yeni hamle: Lübnan–GKRY anlaşması Türkiye için ne anlama geliyor? / 28.11.2025
- ABD'nin Müslüman Kardeşler kararı ve Türkiye'nin zorunlu diplomatik dengesi / 27.11.2025
- Avrupa'nın kırmızı çizgileri ve Cenevre'deki diplomasinin zorlu dengesi / 26.11.2025
- Pasifik'in nabzı: Su, çip ve güç – Tayvan'ın görünmez stratejik haritası / 25.11.2025
- Donmuş varlıkların ikilemi: Avrupa'nın Ukrayna finansmanında olası senaryolar ve küresel yansımaları / 03.12.2025
- Enerji güvenliği ve Türkiye'nin bölgesel güç hedefi / 02.12.2025
- Karadeniz'de artan saldırıların anlamı ve Türkiye açısından sonuçları / 01.12.2025
- Çin savaş söylemlerini sertleştirirken ABD'ye neden sürekli borç veriyor? / 30.11.2025
- Maduro'nun "Hazır olun" mesajı: Gerçek bir savaş mı, yoksa stratejik retorik mi? / 29.11.2025
- Doğu Akdeniz'de yeni hamle: Lübnan–GKRY anlaşması Türkiye için ne anlama geliyor? / 28.11.2025
- ABD'nin Müslüman Kardeşler kararı ve Türkiye'nin zorunlu diplomatik dengesi / 27.11.2025
- Avrupa'nın kırmızı çizgileri ve Cenevre'deki diplomasinin zorlu dengesi / 26.11.2025
- Pasifik'in nabzı: Su, çip ve güç – Tayvan'ın görünmez stratejik haritası / 25.11.2025


















































































