Büyük oluşumlar büyük hesap gerektirir

Türk siyasi hayatında son günlerde çok ciddi bir boşluk var. Devlet ve millete dair kronikleşmiş problem çok, çözüm ve icra mercii yok.İşin ilginç yani ülkemizde parti de çok? 50-60'ı aşkın sayıda parti var! Bunlara rağmen "siyasette boşluk" var. Çözüm ve çare boşluğu!BTP ve Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey dışında çözümü, çıkış yolu, projeleri ve modeli olan yok!AKP doldurmuyor? Çünkü, AKP, hükümet ve Meclis mekanizmasını devlet ve milletin problemlerini halletmek yerine, AB'nin, ABD'nin, IMF'nin, Vatikan'ın ve azınlıkların taleplerini karşılamak üzere işletiyor.AKP hükümeti, icraatlarını milli menfaatleri ekseninde adaletle muamele kıvamından, geçmiş tortu ve korkularla örülü sanki intikam ve linç çağrıştıran kıvamda şekillendiriyor.Halbuki yetki ve irade sahibi olmak, adaleti gerekli kılar; intikam, ihtiras, hınç ve linç dürtülerinden uzak olmayı gerektirir. İntikam ve hıncı kamçılayacak iç ve  etraf dürtüklemelerinden korunmayı gerekli kılar. AKP hükümeti, maalesef henüz bu erdemi yakalayabilmiş değildir.Çözümsüzlük ve kısır döngü bir yana, ecnebilerin ve azınlıkların taleplerini karşılama bir yana, intikam ve hınç dürtüleriyle icraatları şekillendirmek, AKP hükümetinin en ciddi zafiyetlerinden biridir. Bu bağlamda CHP ve MHP'nin de AKP'den farkları yok? Muhalefetin elinde, hükümete çıkış yolu gösterecek türden kendilerine ait bir çözüm ve çare bulunmadığı gibi, onun değirmenine su taşımaktan başka iş görmez vaziyetteler. Bu durumda, elbette herkesin dikkati, siyaset teknesinde mayalanmaya ve yoğrulmaya çalışılan "yeni oluşumlar"ın üzerinde olacaktır. Bu doğaldır.İster "merkez"de, ister "merkez sağ"da olsun, bu teknenin hamurkârları, üzerlerine celbettikleri dikkatlerden çok daha güçlü dikkatte olmalılar.Ne AKP, ne de CHP ve MHP, bu tip bir "merkez oluşum"dan memnun olur? Ne de bu partilerin arkasındaki yandaş gruplar ve nemalanan bazı toplum kesimleri! Bunlar memnun olmazlar! Zira? Hazır kurulu bir iktidar ve muhalefet tezgahları vardır; kimse tezgahına ilişilmesini istemez. Ancak vakıa şu ki, "çözüm eksenli güçlü bir merkez oluşum" başta iktidar ve muhalefet olmak üzere tüm çözümsüzlerin ve kısır döngü erbabının tezgahına ilişecektir. Dolayısıyla bu noktalardan karşı manevraların ve atraksiyonların olması "oluş"un gereğidir. Büyük oluşumlar, büyük hesap gerektirir.Hariçten muhtemel manevralar "artık gün yüzüne çıkmış oluş"ları büyütür. Yeter ki içten çökertmeye sürükleyebilecek sızmalar fırsat verilmesin? Yeter ki, "merkez oluşum"un merkeziyetine ve potansiyel gücüne halel getirecek türden "iç müdahale ve kemirmeler" yaşanmasın.DP Genel Başkanı seçilen Hüsamettin Cindoruk'un bu noktada, gafil avlanabileceği endişesi taşıyorum. Cindoruk'un dışa vuran "politik işaretleri" bu endişemi artırıyor.Düşünün, Cindoruk, Yavuz Donat'a bir manada "siyasi emanetçi" olduğunu belirtiyor; "Mehmet Ali Bey de olabilir, Süheyl Bey de... Çağrı Erhan da" diyor. AKP, Çalık Grubu'nu ile kanki? Cindoruk, Çalık grubunun en önemli adamı olan Mehmet Ali Bayar'ı işaret ediyor. Bayar'ın ünlü kardeşi, Uğur Bayar, Özelleştirme İdaresi'nin eski Başkanı. Şimdi Çalık Holding'de Ahmet Çalık'ın sağ kolu? Vaziyet bu olunca, insan, yoksa şu Cindoruk cebinde AKP'nin eli mi var, diye sormaktan kendini alamıyor?!Cindoruk, Donat'a "Gerektiğinde siyasi iktidara destek de vereceksin" diyor. Bunu politik taktik olarak kabul edelim. AKP'nin kulağına su kaçırmak olarak düşünelim. Eyvallah! Lakin? Cindoruk'un çeşitli TV kanallarında AKP ile bire bir örtüşen konuşmalar yapması dikkatlerden kaçmıyor.Süheyl Batum'a gelince, muhafazakar ve merkez sağ jargona uymuyor. Devlet idaresinin yolu Washington'dan geçer diye düşünüp, ABD'de soluk alanlardan!"Merkez oluşum"un hem kadro ve köşe taşları tane tane ve sağlam konmalı, hem de bu kadronun devlet ve millete sunacağı "milli çözümler ve reel çareler" gerçekten "hal çaresi" olmalıdır. Bu bağlamda BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, asla göz ardı edilemeyecek büyük bir kıymettir.Tecrübe şu ki, küçük yüreklerle veya küçük hesaplarla "büyük oluşum"lar gerçekleşmez.