Asırlardan bu yana İslam dünyası, vahşi kapitalizme ve onun liberal makyajlı versiyonlarına teslim olmuş, hacısı-hocası bu bağlamda büyük imtihanları kaybetmiştir, kaybetmeye devam etmektedir.
Malın büyük bir imtihan olduğunu, ümmetinin en büyük sınavının iktisad sınavı olduğunu bizzat Hz. Peygamber buyurmaktadır:
"Şüphesiz her ümmetin bir büyük fitnesi (imtihan vesilesi) vardır. Benim ümmetimin baş fitnesi, en hayati sınavı ise de maldır (ekonomik sınavdır) " (Tirmizi, Zühd 26; Mişkatu'l-Mesabîh, III, 1434).
Ümmet-i Muhammed, maalesef mal imtihanını, iktisat sınavını kaybetmiş; Hz. Peygamber'in ikazıyla "Müslümanlar, dinlerini beş paralık dünya menfaatlerine satmışlardır" (Müslim, İman 186, (118); Tirmizi, Fiten 30, 2196).
Öyle ki, yegane Hak din olan İslam, dindar geçinenlerin maharetiyle dünyalık meta ve saltanatın istismar aracı haline gelmiştir.
Hiçbir iradesi ve günahı olmayan çocukların ve sabilerin öldürülmesine, saltanatın selameti için fetva uyduran koca sarıklı Ebussuudlar, para vakıfları kılıfıyla faize de fetva uydurmuşlar (Ebussuud, Risale Fi Vakfı'n-Nukûd ve Cevazihî, Süleymaniye Kütbh., Bağdatlı Vehbi Böl, 477/1; Neşet Çağatay, Osmanlı İmparatorluğunda Riba-Faiz Konusu: Para Vakıfları ve Bankacılık, Vakıflar Dergisi, IX, 54-56).
Allah ve Peygamber'inin haram kıldığı ve harb ilan ettiği faizin ilk tohumlarını İslam tarihinde Muaviye ekti. (Müslim, Müsâkat 80; bk. İbn Mâce, Mukaddime, II).
Muaviye'nin ektiği faiz tohumlarını, Ebuussudlar yeşertti, onlardan misyonu devralan Galata bankerleri ahtapotun kolları gibi Osmanlı ekonomisini sarıp sarmaladılar ve yuttular.
Bu anlayışın çağdaş versiyonu ve yakın geçmişte F. Gülen'in Abant konsillerinin demirbaşı olarak Karaman Hayrettin, "Yolsuzluk, hırsızlık değildir" uydurma fetvasıyla saltanat kubbesini haramla bağladı (H. Karaman, Yolsuzluk başka hırsızlık başkadır, 21 Aralık 20154, Yenişafak).
Alim geçinenler, iktisadî çıkmazlara temel çözümler bulmak için gayret sarfetmek yerine; dünyalık ve ikbal hevesiyle haramlara kılıf uydurmuşlar, Müslümanları kapitalizmin kölesi haline getirmişlerdir.
İşte bu büyük iktisad fitnesinin iki gözünü, İslam tarihinde ilk defa Milli Ekonomi Modeli'yle çıkartan ilim, gönül ve siyaset adamıdır Prof. Dr. Haydar Baş.
Hz. Peygamber buyurur ki: "Dine tercih edilen dünyalığın görüldüğü günler bela, mihnet ve sabır günleridir. Bu günlerde İslam'ı yaşamak, avuçta kor-köz taşımak gibidir" (Ebu Davud, Melahim 17, (4341); Tirmizî, Tefsir, Mâide, (3060).
Bu sabır ve mihnet günlerini, huzur ve bereket günlerine çevirmenin adıdır Milli Ekonomi Modeli.
Bugün sanki şu Nebevî ikaz yaşanıyor: "Fakirlik küfür neredeyse küfür olayazdı" (Beyhakî, Şu'abu'l-İman, IX, 12; Taberani, el-Evsat, IV, 225).
İmam Ali, "Fakirlik şayet herif suretinde bir şey olsaydı vallahi onu bizzat ben öldürürdüm" buyuruyor (eş-Şarkavi Abdurrahman, Ali İmamu'l-Müttakîn, 1/26, Mısır, Daru'l-Mearif).
İslam ümmetinin imanları başta olmak üzere uğruna her şeylerinin kaybettikleri fakirliğe ve iktisadî sömürüye son vermek, İmam Ali ve Ehl-i Beyt sevdalısı Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza nasib olmuştur? Şüphesiz bu, İmam Ali'nin özleminin gerçekleşmesidir, Ehl-i Beytin bereketidir.
"Zenginlik gurbette vatan, yoksulluk ise vatanda gurbettir" buyuruyor İmam Ali (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s. 1107, İcmal Yay, İstanbul).
İmam Ali'nin dikkat çektiği bu hikmetin tecellisi olarak; iktisadî çaresizlikler ve kapitalizm bağımlılığı, Türk milleti ve İslam âlemini, öz yurdunda garip, öz vatanında parya haline getirmiştir. İşte bu çağdaş paryalığı ortadan kaldırıp bağımsız devlet ve onurlu insan olarak yaşamanın adıdır Milli Ekonomi Modeli.
Kurtuluş Mücadelesi'ni Ehl-i beyt büyüklerinin duaları ve destekleriyle zaferle sonuçlandıran Gazi M. Kemal Atatürk, İzmir Milli İktisad Kongresi'nde tüm askeri, haricî, siyasi ve sosyal muvaffakiyetlerin temeli Milli Ekonomi'ye dayanır, diyor; henüz Lozan görüşmeler yapılırken Milli İktisad seferberliği başlatıyor.
Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, işte bu seferberliğin devlet ve siyaset programı olarak ulusal ve evrensel çaptaki oluşumudur. Türk milletini ve insanlığı, en büyük sınav olan "iktisad sınavı"ndan kolayca geçirecek, kapitalizmin köleliğinden kurtaracak olan bu modeldir.
Aksi halde İmam Ali'nin dediği gibi "En kötü fakirlik, ahmaklıktır" (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s. 1113).
Malın büyük bir imtihan olduğunu, ümmetinin en büyük sınavının iktisad sınavı olduğunu bizzat Hz. Peygamber buyurmaktadır:
"Şüphesiz her ümmetin bir büyük fitnesi (imtihan vesilesi) vardır. Benim ümmetimin baş fitnesi, en hayati sınavı ise de maldır (ekonomik sınavdır) " (Tirmizi, Zühd 26; Mişkatu'l-Mesabîh, III, 1434).
Ümmet-i Muhammed, maalesef mal imtihanını, iktisat sınavını kaybetmiş; Hz. Peygamber'in ikazıyla "Müslümanlar, dinlerini beş paralık dünya menfaatlerine satmışlardır" (Müslim, İman 186, (118); Tirmizi, Fiten 30, 2196).
Öyle ki, yegane Hak din olan İslam, dindar geçinenlerin maharetiyle dünyalık meta ve saltanatın istismar aracı haline gelmiştir.
Hiçbir iradesi ve günahı olmayan çocukların ve sabilerin öldürülmesine, saltanatın selameti için fetva uyduran koca sarıklı Ebussuudlar, para vakıfları kılıfıyla faize de fetva uydurmuşlar (Ebussuud, Risale Fi Vakfı'n-Nukûd ve Cevazihî, Süleymaniye Kütbh., Bağdatlı Vehbi Böl, 477/1; Neşet Çağatay, Osmanlı İmparatorluğunda Riba-Faiz Konusu: Para Vakıfları ve Bankacılık, Vakıflar Dergisi, IX, 54-56).
Allah ve Peygamber'inin haram kıldığı ve harb ilan ettiği faizin ilk tohumlarını İslam tarihinde Muaviye ekti. (Müslim, Müsâkat 80; bk. İbn Mâce, Mukaddime, II).
Muaviye'nin ektiği faiz tohumlarını, Ebuussudlar yeşertti, onlardan misyonu devralan Galata bankerleri ahtapotun kolları gibi Osmanlı ekonomisini sarıp sarmaladılar ve yuttular.
Bu anlayışın çağdaş versiyonu ve yakın geçmişte F. Gülen'in Abant konsillerinin demirbaşı olarak Karaman Hayrettin, "Yolsuzluk, hırsızlık değildir" uydurma fetvasıyla saltanat kubbesini haramla bağladı (H. Karaman, Yolsuzluk başka hırsızlık başkadır, 21 Aralık 20154, Yenişafak).
Alim geçinenler, iktisadî çıkmazlara temel çözümler bulmak için gayret sarfetmek yerine; dünyalık ve ikbal hevesiyle haramlara kılıf uydurmuşlar, Müslümanları kapitalizmin kölesi haline getirmişlerdir.
İşte bu büyük iktisad fitnesinin iki gözünü, İslam tarihinde ilk defa Milli Ekonomi Modeli'yle çıkartan ilim, gönül ve siyaset adamıdır Prof. Dr. Haydar Baş.
Hz. Peygamber buyurur ki: "Dine tercih edilen dünyalığın görüldüğü günler bela, mihnet ve sabır günleridir. Bu günlerde İslam'ı yaşamak, avuçta kor-köz taşımak gibidir" (Ebu Davud, Melahim 17, (4341); Tirmizî, Tefsir, Mâide, (3060).
Bu sabır ve mihnet günlerini, huzur ve bereket günlerine çevirmenin adıdır Milli Ekonomi Modeli.
Bugün sanki şu Nebevî ikaz yaşanıyor: "Fakirlik küfür neredeyse küfür olayazdı" (Beyhakî, Şu'abu'l-İman, IX, 12; Taberani, el-Evsat, IV, 225).
İmam Ali, "Fakirlik şayet herif suretinde bir şey olsaydı vallahi onu bizzat ben öldürürdüm" buyuruyor (eş-Şarkavi Abdurrahman, Ali İmamu'l-Müttakîn, 1/26, Mısır, Daru'l-Mearif).
İslam ümmetinin imanları başta olmak üzere uğruna her şeylerinin kaybettikleri fakirliğe ve iktisadî sömürüye son vermek, İmam Ali ve Ehl-i Beyt sevdalısı Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza nasib olmuştur? Şüphesiz bu, İmam Ali'nin özleminin gerçekleşmesidir, Ehl-i Beytin bereketidir.
"Zenginlik gurbette vatan, yoksulluk ise vatanda gurbettir" buyuruyor İmam Ali (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s. 1107, İcmal Yay, İstanbul).
İmam Ali'nin dikkat çektiği bu hikmetin tecellisi olarak; iktisadî çaresizlikler ve kapitalizm bağımlılığı, Türk milleti ve İslam âlemini, öz yurdunda garip, öz vatanında parya haline getirmiştir. İşte bu çağdaş paryalığı ortadan kaldırıp bağımsız devlet ve onurlu insan olarak yaşamanın adıdır Milli Ekonomi Modeli.
Kurtuluş Mücadelesi'ni Ehl-i beyt büyüklerinin duaları ve destekleriyle zaferle sonuçlandıran Gazi M. Kemal Atatürk, İzmir Milli İktisad Kongresi'nde tüm askeri, haricî, siyasi ve sosyal muvaffakiyetlerin temeli Milli Ekonomi'ye dayanır, diyor; henüz Lozan görüşmeler yapılırken Milli İktisad seferberliği başlatıyor.
Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, işte bu seferberliğin devlet ve siyaset programı olarak ulusal ve evrensel çaptaki oluşumudur. Türk milletini ve insanlığı, en büyük sınav olan "iktisad sınavı"ndan kolayca geçirecek, kapitalizmin köleliğinden kurtaracak olan bu modeldir.
Aksi halde İmam Ali'nin dediği gibi "En kötü fakirlik, ahmaklıktır" (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s. 1113).
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019