logo
14 HAZİRAN 2025

Büyük Taarruz

Büyük Taarruz’a geçmeden her iki zaferde de Ehl-i Beyt nefesi olması münasebetiyle ikisinden de bahsederek başlayalım

20.08.2022 23:39:00
Büyük Taarruz
Büyük Taarruz
26 Ağustos; Malazgirt Meydan Muharebesi'nin zafer günü ve Türkiye'nin düşman işgalinden temizlenmesinde önemli bir dönüm noktası olan Büyük Taarruz'un başlangıç tarihi.

Büyük Taarruz'a geçmeden her iki zaferde de Ehl-i Beyt nefesi olması münasebetiyle ikisinden de bahsederek başlayalım.

Bizans İmparatoru Romen Diyojen, Ayasofya Kilisesi'nde düzenlenen bir törenle 13 Mart 1071'de Selçuklulara karşı savaşmak üzere 200 bin kişilik bir orduyla yola çıkmıştır.

Bu esnada Fatımî vezirinin daveti üzerine Mısır'ı almak için sefere çıkan Selçuklu Sultanı Alparslan, Diyojen'in büyük bir ordu ile Erzurum yönünden Anadolu'yu işgal ettiği haberini alınca Mısır seferini yarıda keserek, Anadolu'ya döndü.

50 bin kişilik Selçuklu ordusu, 26 Ağustos 1071 günü, Cuma namazından sonra taarruza geçti.

Alparslan'ın zafere ulaşmasında, Diyojen'in ordusunun sağ kanadını oluşturan Tamiş isimli Türk komutanın askerlerinin Selçuklu tarafına geçmesi etkili olmuştur.

Aynı zamanda Diyarbakır ve Silvan yöresinde 983 senesinde kurulmuş olan Müslüman Mervani Kürt Devleti de 10 bin askerle Alparslan'a katılarak zafere katkıda bulunmuştur.

Anadolu'da Kürt, Türk, Keldanî, Yezdanî vs. etnik grupları Hacı Bektaş'ın ve irşad ekibinin Müslüman Türk kimliğinde birleştirdiğini hep hatırlatıyoruz.

İşte Selçuklu ordusu Anadolu'ya girdiğinde 10 bin askerle ona yardım eden Mervani Kürt Devleti de, zaferden yaklaşık 40 sene evvel Horasan, Türkistan ve Nişabur'dan gelerek burada irşad vazifesini icra eden Horasan erenlerinin etkilediği devletlerdendir.

Yesevî-Ahi dervişleri, Gaziyan-ı Rum, Ahiyan-i Rum ve Alperen olan bu Horasan erenleri, Anadolu'daki medeniyetin görünmez yapı taşları olmuşlardır.

Aynı yapı taşı Mustafa Kemal'in başında bulunduğu kurtuluş mücadelesinde de etken güçtür.

Kuvva hareketi Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkmasından evvel, İzmir'in işgali öncesinde ve sonrasında din adamları ve hocaların manevî sohbetleri ile bölgesel olarak başlamış; Sivas Kongresi sonrasında Mustafa Kemal'in başkanlığında vatan sathında kurtuluş savaşına dönüşmüştür.

Kendi de bir Bektaşî olan Atatürk'ü, Samsun'a çıktığında Hacı Molla karşılamış, Kurtuluş Savaşı'nda en büyük desteği din adamlarından görmüş, hatta 1. Meclis'in milletvekillerinin büyük çoğunluğu şeyhlerin, müftülerin yer aldığı bu maneviyat ehlinden teşekkül etmiştir.

Hacı Bektaş'ın huzurunda yapılan, "Evladını önüme aldım savaşa çıkıyorum, beni mahcub etme" duası da düşünüldüğünde; Ehl-i Beyt nefesi Mustafa Kemal'in hep yanında olmuştur.

Büyük Taarruz 'un başladığı 26 Ağustos gününden itibaren yanında olan ve onun Kocatepe'deki halini anlatan yaveri Muzaffer Kılıç anlatıyor:

"28 Ağustos'ta bizim Kocatepe'deki topçu ateşimiz başladığı zaman, Mustafa Kemal, 'Ya Rabbi! Sen Türk ordusunu muzaffer et. Türklüğün, Müslümanlığın düşman ayakları altında, esaret zincirinde kalmasına müsaade etme' dedi.

O anda gözlerinden birkaç damla yaşın süzüldüğünü gördüm." 

30 Ağustos 1924 tarihinde, 30 Ağustos Muharebesi'nin 2. yıldönümü üzerine Dumlupınar'daki nutkunda zafere giden savaşı Atatürk şöyle anlatır:

"Beş gün fasılasız geceli gündüzlü devam eden bu büyük meydan muharebesinde, beni milletim, Türk milleti emniyet ve itimadına layık görerek bu harekatın başında bulundurdu.

Efendiler, 1922 senesi Ağustos'unun 30. günü saat ikide şimdi hep beraber bulunduğumuz bu noktaya gelmiştim.

(...) 29/30 Ağustos gecesi sabaha karşı, ordularımız düşmanın mühim kuvvetlerini kuzeyden, güneyden, batıdan kuşatmaya müsait bir vaziyet almış bulunuyorlardı. Türk'ün hakiki kurtuluş güneşi 30 Ağustos sabahı ufuktan bütün şaşası ile doğacaktır.

Fevzi Paşa hazretlerinden bizzat Altıntaş ve güneyinden hareket eden 2. Ordumuzun ve bunun daha batısında bulunan süvari nezdine giderek tasavvurumuza göre harekâtı tanzim bulunmasını kendilerinden rica ettim.

4. Kolordusu ile hedeflediğimiz düşmanın ana kısmını güneyden takip eden 1. Ordu Karargâhı'na da ben bizzat gidecektim.

4. Kolordunun bütün fırkalarıyla ve sûret ve şiddetle işte bu köyün, Çal köyünün batısındaki düşmanın ana kısmını kuşatacak sûrette muharebeye mecbur etmesini emrettim.

Ve ilave ettim ki, düşman ordusu mutlaka imha olunacaktır. Bizzat Trikopis ile beraber bütün düşman generallerini mutlaka esir etmesini söyleyiniz dedim.

(...) 4. Kolordu'nun fırkaları doğudan batıya güzergâhımızı katederek seri adımlarla ilerliyorlardı. 11. Fırka'nın kahraman kumandanı Derviş Bey bizzat ileri atılarak bütün kuvvetiyle düşman mevziine ilerliyordu. Kolordu Kumandanı Kemaleddin Paşa güneyden ve batıdan düşmana saldırdığı diğer fırkalarına yeniden yeniye harekatı şiddetlendirmek ve hızlandırmak için emirlerini ulaştırıyordu.

2. Ordunun 16. ve 61. Fırkaları düşmanla ciddi muharebeye girişiyorlar, diğer fırkaları da kuşatma dairesini farlaştırıyorlardı. Bunları görüyordum.

(...) Artık toplarının, tüfeklerinin, mitralyözlerinin ateşlerinde sanki öldürücü hassa kalmamıştı. Türk süngüleri düşman dolu o hatta hücum ettiler. Artık karşımda bir ordu, bir kuvvet kalmamıştı. Tamamen mahvolmuş, perişan bir kılıç artığı kitlesi bulunuyordu.

(.) Ertesi gün tekrar muharebe meydanını dolaştığım zaman o karşıdaki sırtların gerilerindeki bütün vadiler, bütün dereler, bütün korunaklı ve gizli yerler; bırakılmış toplarla, otomobillerle ve sonsuz teçhizat ve malzeme ile ve bütün bu metrukatın aralarında yığınlar teşkil eden ölülerle, toplanıp karargâhımıza sevk olan sürü sürü kafilelerle hakikaten bir mahşeri andırıyordu.

(...) Çal köyüne girebilmek için yalnız Sakarya'dan itibaren sarf ettiğimiz zaman bir senedir.

Yeni Türk Devleti'nin, genç Cumhuriyetin temelleri burada sağlamlaştırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şehit ruhları, devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır.

Bu muazzam zaferin muhtelif etkenleri üzerinde en mühimi ve en yükseği, Türk milletinin kayıtsız şartsız hakimiyetini eline almış olmasıdır."
 
Ve Atatürk'ün zaferle taçlanan kurtuluş mücadelesi hakkında- ki bu nutkunda bir savaş tanımı var:

"Meydan muharebesi yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir; milletlerin çarpışmasıdır. Meydan muharebesi, milletlerin bütün mevcudiyetleri ile ilim ve fen sahasındaki seviyeleri ile, ahlaklarıyla, kültürleriyle kısaca bütün maddi ve manevî kudret ve faziletleriyle ve her türlü vasıtalarıyla çarpıştığı bir imtihan sahasıdır.

Netice, yalnız cismanî kuvvetin değil, bütün kuvvetlerin; bilhassa ahlakî ve kültürel kuvvetin üstünlüğünü ispat derecesine vardırır."   (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 515)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Narin Güran cinayetinde 15 sanık için gerekçeli karar
Suçları tek tek sıralandı
İşte nedeni
İBB'nin taksi plakalarına ilgi düşük kaldı
Ferdi Zeyrek'in ölümüyle ilgili soruşturmada yeni gelişme
3 şüpheli tutuklandı
90 şehit daha
Gazze'de soykırım sürüyor
'Müzakere anlamsız hale geldi'
İran'dan ABD ile nükleer müzakere açıklaması
Çin ve Rusya nerede duruyor?
İran'ın dostu yok mu?
İşte vize gerçekleri
Avrupa ülkeleri Türklere vizede tenkisata gitti
En gezgin meclis başkanı
Basın ordusuyla ülke ülke dolaşıyor
İsrail'de 3 ölü, yüzlerce yaralı var
İran İsrail'i füze yağmuruna tuttu
İran'ın karşı saldırılarında İsrail genelinde patlamalar
İsrail görüntü paylaşılmasını yasakladı
İsrail, İran'ın nükleer tesislerini vurmaya devam ediyor
Natanz'dan sonra İsfahan'daki tesis...
RTÜK'ten yayıncılara 'İran' uyarısı
"Toplumu ayrıştıran söylemler hız kazandı"
İşçi servisi yolun kenarında duran tıra çarptı
Çok sayıda işçi yaralandı
İran: İsrail'in saldırıları ABD desteğiyle gerçekleşti
"İstihbarat, operasyonel ve politik..."
UAEA Başkanı'ndan 'Natanz' açıklaması
"İsrail yer altındaki kısmını vuramadı"
Narin Güran cinayetinde 15 sanık için gerekçeli karar
Suçları tek tek sıralandı
İşte nedeni
İBB'nin taksi plakalarına ilgi düşük kaldı
Ferdi Zeyrek'in ölümüyle ilgili soruşturmada yeni gelişme
3 şüpheli tutuklandı
90 şehit daha
Gazze'de soykırım sürüyor
'Müzakere anlamsız hale geldi'
İran'dan ABD ile nükleer müzakere açıklaması
Çin ve Rusya nerede duruyor?
İran'ın dostu yok mu?
İşte vize gerçekleri
Avrupa ülkeleri Türklere vizede tenkisata gitti
En gezgin meclis başkanı
Basın ordusuyla ülke ülke dolaşıyor
İsrail'de 3 ölü, yüzlerce yaralı var
İran İsrail'i füze yağmuruna tuttu
İran'ın karşı saldırılarında İsrail genelinde patlamalar
İsrail görüntü paylaşılmasını yasakladı
İsrail, İran'ın nükleer tesislerini vurmaya devam ediyor
Natanz'dan sonra İsfahan'daki tesis...
RTÜK'ten yayıncılara 'İran' uyarısı
"Toplumu ayrıştıran söylemler hız kazandı"
İşçi servisi yolun kenarında duran tıra çarptı
Çok sayıda işçi yaralandı
İran: İsrail'in saldırıları ABD desteğiyle gerçekleşti
"İstihbarat, operasyonel ve politik..."
UAEA Başkanı'ndan 'Natanz' açıklaması
"İsrail yer altındaki kısmını vuramadı"
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.