Birileri yıllardır ısrarla Çanakkale Zaferini Atatürk'süz kutlamanın ve anmanın hesabını yapıyor. Hatta bu da yetmiyor Atatürk'e Çanakkale ile ilgili iftiralar da atılmaya başlandı.
Bunun asıl sebebi Atatürk'e ve Türkiye Cumhuriyeti devletine olan kin ve nefretten başka bir şey değildir. Bu nefretin sebebi, Atatürk'ün kahramanlığının ilk kez Çanakkale'de tescil edilmiş olması ve böylece de Kuvayı Milliye mücadelesinin önünün açılmasıdır.
Nasıl tescil edilmesin ki!
Mustafa Kemal Yarbay olarak görev yaptığı Çanakkale muharebesinin başlarında gösterdiği üstün başarı sebebiyle 3 madalya 3 de nişan aldığı gibi 5 Mayıs 2015 tarihinde Albaylığa terfi etmiş, zaferin hemen ardından ise adeta kahramanlığının tescili olarak 1 Nisan 1916 tarihinde Tuğgeneralliğe, bundan bir yıl sonra da 6 Mart 1917 tarihinde Tümgeneral rütbesine terfi etmiştir. Yani Yarbay Mustafa Kemal sadece bir yılda General (Paşa) olmuştur.
Böyle bir başarı bırakın Osmanlı'yı dünya tarihinde emsali görülmemiş bir başarıdır!
Mustafa Kemal, Çanakkale Zaferi'nin ardından İstanbul'da kahraman olarak karşılanmıştır.
Orgeneral İzzettin Çalışlar, günlüğünde bu karşılanışı şöyle anlatır: Yollar hıncahınç ahaliyle dolmuş, bütün mektepler karşılama için yerlerini almıştı. Şehir saray gibi donanmış, peşpeşe zafer takları yapılmıştı. "Yaşasın Arıburnu ve Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Bey" yazılı levhalar asılmıştı. Edirne eşrafı, vilayet erkanı, konsoloslar hep oradaydılar. Bütün şehir, heyecan ve coşkulu sevinçle karşıladı. Çiçekler, buketler takdim ettiler. Alkışlar, her türlü nümayişler, tezahürat, her türlü tasavvurun üstündeydi..."
Çanakkale'de öyle harikulade haller yaşamıştır ki, bunlar dilden dile Anadolu'ya yayılarak kısa zamanda efsanevi bir kahraman olarak tanınmaya başlanmıştır.
Bakın Dr. İsmet Görgülü Çanakkale Zaferi ve Atatürk isimli kitabında bu hususla ilgili neler yazmış:
Atatürk'ün üstün özellikleri, Bu muharebeler sırasında su yüzüne çıkmış ve milletin dikkatini çekmiştir. Kazandığı başarılardan dolayı, daha muharebeler devam ederken "İstanbul'u kurtaran kahraman", "Payitahtı kurtaran kahraman" unvanı ile anılmaya başlar, o dönemin en önemli dergisi olan Harp Mecmuası'nda boy boy resimleri çıkar ve kendisinden "Büyüklüğüne söz bulunamayan. Bir levha-i Şehamet (Akıl ve zekâ ile beraber olan bir yiğitlik levhası) olarak bahsedilir. Halkın ağzında bir efsanevi kahraman olur.
Yakup Kadri, "Atatürk" isimli eserinde, halktan duyduklarını şöyle yazar: "Bu genç kumandan, yanında bir avuç süngülü askerle, yerden, gökten, denizden gelen sürekli bir gülle, kurşun ve şarapnel sağanağının ortasında durmadan ileriye doğru atılıyor ve kollarıyla, kızgın boyunlarından yakalayıp denize yuvarlayacakmış gibi düşmanın sıra sıra topları üstüne saldırıyor. Bu insan, ateşte yanmıyordu, vücuduna kurşun işlemiyordu ve zırhlıların (Savaş gemilerinin) attığı gülleler başının üstünden munisleşmiş yırtıcı kuşlar gibi geçip gidiyordu."
Bu anlatım Atatürk'ün tam bir masal kahramanı gibi algılandığını gösteriyor ki, o neslin de bir beklenti içinde olduğunu yine Yakup Kadri kitabının başlangıcında şöyle ifade eder: "Bizim ilk gençlik yıllarımız bir milli kahramana hasretle geçti."
İşte Çanakkale Muharebeleri ile beklenilen kahraman çıkmıştır.
Mustafa Kemal, bu zaferden kazandığı prestij ile milli mücadeleye atılmış; askerlikten istifa etmesine ve hakkında idam fermanı çıkartılmış bir sivil olmasına rağmen kendisine bağlı ve kendisini bir lider olarak benimsemiş bir ordu ile millet bulmuştur. Bu ortam ise Türk'ün kurtuluşunu sağlamış ve tarih sahnesinden silinmesini önlemiştir. İşte Çanakkale Zaferi bunun için önemlidir.
Bu zaferin belki de bizim için en önemli yanı Milli Mücadele ruhunun ilk meşalelerinin burada yakılmış ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk temel taşlarının bu mücadeleler sırasında atılmış olması ile Türk Milletine Mustafa Kemal Atatürk'ü kazandırmış olmasıdır.
Yani Çanakkale Zaferi, Allah dostu Mustafa Kemal'in kerametleriyle ve kahramanlıklarıyla doludur.
Ayrıca uzun yıllar boyunca sürekli kaybedilen savaşlar ve elden çıkan topraklar milleti de büyük bir yılgınlığa itmişken, bu büyük zafer milletin ruhunda yeniden bağımsızlık duygusunun ve iman nurunun doğmasına vesile olmuştur.
Bu sebeple Çanakkale Zaferi'nden kısa bir süre sonra Anadolu ve İstanbul işgal edilmiş olmasına rağmen, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçek ruhuna kavuşan Türk Milleti yeniden şahlanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmuştur.
Atatürk'süz ne Çanakkale Zaferi'ni ve ne de Kurtuluş Savaşı'nı düşünemezsiniz!
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ifadesiyle:
Atatürk vatandır,
Atatürk bayraktır,
Atatürk tam bağımsızlıktır,
Atatürk birleştirici harçtır..
Zühtü Kazancı / diğer yazıları
- Ateist devlet olmayacağız / 08.09.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022