Rahmetli Şamil dedem, konuşulan gündemle ilgisiz, alakasız bir söz edene, sohbetin havasını bir anda buza çevirecek bir laf edene böyle derdi: "Çamı tepeden kestin."
Çam tepeden kesilmez, çam dipten kesilir.
Ortam malum, gündem belli, görsel ve yazılı medyada, hele özellikle de sosyal medyada öylelerine rastlıyoruz ki, öyle münasebetsiz laflar, öylesine ilgisiz kırık-dökük cümleler işitiyoruz ki, böylelerine "çamı tepeden kestin" ikazı iltifat yerine geçer.
Böyle tipler Meclis'ten başlayarak aşağıya doğru toplumun her kesiminde bol miktarda var, isminin evvelinde birçok unvanlar taşıyan nice adamlar öyle gaflar yapıyorlar ki; "bu kadar cehalet ancak tahsille olur" demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Ağzını her açtığında, söze her karıştığında ve sohbeti her buharlaştırdığında "çamı tepeden kesen bu tiplere; "biliyorsan konuş ibret alsınlar bilmiyorsan sus ki adam sansınlar" öz değişini hatırlatmak lazım.
Bol miktarda "çamı tepeden kesen" adam yetiştiren bir ülkenin ormanları da elbette, tepesinden kesilmiş çamlarla dolu olacaktır!
İlgilenenler bilirler, Erzurumlu Âşık Reyhani'nin "Umut Dağı" adlı bir şiiri vardır ve bu şiir ozanımızın sekiz heceli şiirleri arasında özel bir yere sahiptir, birçok âşık ve ses sanatçısı okumuştur ama kendisine has makamıyla kendi sesinden dinlemekte fayda var.
"Aşılmıyor umut dağı
Kar ağam ağam
Çok sıkı kolumun bağı
Dar ağam ağam
Candan içeri yurdum var
Sinemi yiyen kurdum var
Söylenmeyen bir derdim var
Ar ağam ağam
Kaybedene var mı bulmak
Yok dünyada murat almak
Bu zamanda cahil olmak
Kàr ağam ağam
Gülümü yàda koklatma
Kara bağrımı oklatma
Suçum varise bekletme
Vur ağam ağam
Gidenlere var mı gelmek
Derdim vardır ilmek ilmek
Kolay mı Reyhani olmak
Zor ağam ağam."
Konuştuğumuz konuyla alakalı olduğu için şu kıta beni bir başka etkiliyor:
"Kaybedene var mı bulmak
Yok dünyada murat almak
Bu zamanda cahil olmak
Kâr ağam ağam."
Öyle bir zaman diliminden geçiyoruz ki gerçekten cahil olmak kâr sayılıyor.
Almışlar-satmışlar, bitmişler-batmışlar, gitmişler-gelmişler, otmuşlar-samanmışlar, satmışlar-satmamışlar, tutmuşlar-bırakmışlar, yemişler-yutmuşlar?Bütün bunları bilmiyorsan senden mutlusu yok, zaten çamı neresinden kestiğini de bilmiyorsun demektir.
Çam tepeden kesilmez, çam dipten kesilir.
Ortam malum, gündem belli, görsel ve yazılı medyada, hele özellikle de sosyal medyada öylelerine rastlıyoruz ki, öyle münasebetsiz laflar, öylesine ilgisiz kırık-dökük cümleler işitiyoruz ki, böylelerine "çamı tepeden kestin" ikazı iltifat yerine geçer.
Böyle tipler Meclis'ten başlayarak aşağıya doğru toplumun her kesiminde bol miktarda var, isminin evvelinde birçok unvanlar taşıyan nice adamlar öyle gaflar yapıyorlar ki; "bu kadar cehalet ancak tahsille olur" demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Ağzını her açtığında, söze her karıştığında ve sohbeti her buharlaştırdığında "çamı tepeden kesen bu tiplere; "biliyorsan konuş ibret alsınlar bilmiyorsan sus ki adam sansınlar" öz değişini hatırlatmak lazım.
Bol miktarda "çamı tepeden kesen" adam yetiştiren bir ülkenin ormanları da elbette, tepesinden kesilmiş çamlarla dolu olacaktır!
İlgilenenler bilirler, Erzurumlu Âşık Reyhani'nin "Umut Dağı" adlı bir şiiri vardır ve bu şiir ozanımızın sekiz heceli şiirleri arasında özel bir yere sahiptir, birçok âşık ve ses sanatçısı okumuştur ama kendisine has makamıyla kendi sesinden dinlemekte fayda var.
"Aşılmıyor umut dağı
Kar ağam ağam
Çok sıkı kolumun bağı
Dar ağam ağam
Candan içeri yurdum var
Sinemi yiyen kurdum var
Söylenmeyen bir derdim var
Ar ağam ağam
Kaybedene var mı bulmak
Yok dünyada murat almak
Bu zamanda cahil olmak
Kàr ağam ağam
Gülümü yàda koklatma
Kara bağrımı oklatma
Suçum varise bekletme
Vur ağam ağam
Gidenlere var mı gelmek
Derdim vardır ilmek ilmek
Kolay mı Reyhani olmak
Zor ağam ağam."
Konuştuğumuz konuyla alakalı olduğu için şu kıta beni bir başka etkiliyor:
"Kaybedene var mı bulmak
Yok dünyada murat almak
Bu zamanda cahil olmak
Kâr ağam ağam."
Öyle bir zaman diliminden geçiyoruz ki gerçekten cahil olmak kâr sayılıyor.
Almışlar-satmışlar, bitmişler-batmışlar, gitmişler-gelmişler, otmuşlar-samanmışlar, satmışlar-satmamışlar, tutmuşlar-bırakmışlar, yemişler-yutmuşlar?Bütün bunları bilmiyorsan senden mutlusu yok, zaten çamı neresinden kestiğini de bilmiyorsun demektir.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024