Allah'a (c.c) ve Resulüne (s.a.v) inandığını iddia edenler tarafından biri zehirlenerek, diğeri vahşice katledilerek şehit edilen cennet gençlerinin efendileri, bizzat Yüce Allah tarafından maddi ve manevi kirlerden temizlenmiş İmam Hasan ve İmam Hüseyin (a.s) hayatları tam bir hikmet, sevilmişlik, seçilmişlik ile doludur.
Taberî'nin Tefsir-i Kebir'inde şöyle kaydedilmektedir:
"Ashabın arasından Dahiyye adında temiz ahlaklı bir kimse çok vakitler ticaret için gidip geldiği zaman Hazreti Muhammed (s.a.v.)'in huzuruna hediyesiz gelmezdi. Armağan getirmeden olamazdı. Şehzadeler (İmam Hasan ve Hüseyin) bu âdet gereğince Dahiyye ne zaman gelse orada hazır bulunurlar, onun her tarafından eteklerine, yakasına el vurup hediye isterlerdi.
Bir gün Cebrail, Dahiyye şekline girip Hazreti Muhammed (s.a.v.) ile konuşurken Hasan ve Hüseyin geldiler.
Cebrail'i tüccar Dahiyye sanıp teklifsizce dizine çıkıp yine eteğini ve yakasını çekiştirmeye başladılar. Hazreti Muhammed (s.a.v.) onların bu yaptıklarına kızdı. El çektirmek maksadıyla onlara doğru uzanırken Cebrail:
"Ya Resûlallah! Bunlara mâni olamayız. Onların bu hareketlerini bana karşı bir terbiyesizlik saymayınız. Çünkü ben, bunların hizmetkârıyım. Çok defa Hz. Fatıma (a.s) gece namazını kıldıktan sonra uykuya daldığı zaman Rabbimden bana ferman gelir, ben de ta ki, Fatıma (a.s.) uyanmasın diye bunların beşiklerini sallayıp, ağlamalarını dindiririm. 'Cennetteki sütten bir ırmak, Ali, Hasan ve Hüseyin içindir' müjdesinin sesini bunların mübarek kulaklarına eriştirmişimdir ve şimdi dizlerime çıkıp etek ve yakama el atsalar acayip bir şey yapmış olmazlar. Amma hayretteyim ki, bu araştırmadan muratları nedir?" dedi.
Hazreti Muhammed (s.a.v.) cevap verdi: 'Senin Dahiyye olduğunu sanıyorlar. Çünkü o buraya her geldikçe bir hediyeden uzak kalmazlar.' O anda Cebrail kendi iktidarı ile Cennetten bir salkım üzüm ve bir nar getirip onlara verdi. Onlar bunları yerken bir dilencinin bu anda, "Ey Ehl-i Beyt! O üzüm ve nardan bana da nasip kılın" diyen sesi duyuldu.
Hazreti Muhammed (s.a.v) yaradılışı gereğince ona bir pay vermek isteyince Cebrail (a.s) mâni oldu ve "Ya Resûlallah! Bu dilenci bir şeytandır. Cennet yemişi ona haram edilmiş iken hile ile yemek ister" dedi.
Hülasa şeytan, üzüm ve nardan men edilince şehzadeler yemeği yemeğe başladılar. Cebrail ağlayarak dedi ki: "Ya Resûlallah! Bu iki şehzadenin birini zehirle ve birini de kahhar kılıçla şehit edeceklerdir. Bunların musibeti Senin makamını yüceltmeye sebep olacaktır" dedi.
Bir yolculuk sırasında Hz. Muhammed (s.a.v)'in yolu Kerbela sahrasına düşmüş ve ağlamaya başlayarak şöyle demişti: "Şehitler içinde en ulu olanlarının öldürülecekleri makam bu yerdir. Âl-i Aba büyüklerinin kanlarının akacağı yer bu mekândır."
Ashabdan bazıları: "Bu hâl nasıl olacak?" diye sorunca, Hz. Muhammed (s.a.v) buyurdu ki: "Bu menzilde bir aile efradı hesapsız olarak öldürülecekler, cennete yol bulacaklardır."
Resûlallah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Bu oğlum Hüseyin, Irak'ın bir yerinde katledilecek. Kim o anı görürse, Hüseyin'e yardım etsin." (geniş bilgi için bkz. Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin eseri)
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019