Şimdilik cemaatin toplu iğnesi ile patlatılan iktidar-cemaat cerahatını, birkaç yolsuzluk dosyası ve ayakkabı kutularında saklı 4-5 milyon dolarlık vaveyla olarak ele alanlar, eksik düşünüyorlar.Konu, dışarıya taşan birkaç kutu cerahatten ibaret değil; birkaç atışma, üç-beş cümle beddua ve birkaç istifa hiç değildir. Bu olayın basit, yüzeysel ve görünen tarafıdır.Üç-beş bakanın istifasıyla hallolacak iş de değildir.AKP iktidarı-F tipi cemaat eliyle son on yılda, Türk milletine, Türk devleti ve medeniyetine yönelik yapılan operasyonlar ne kadar derin ise, bugün patlak veren cerahatin arkası da o kadar derindir, o derece ehemmiyetlidir.Elimizi vicdanımıza koyarsak şu gerçekleri görürüz:Birlik, dirlik ve kimliğimizi besleyen medeniyetimizin maddi ve manevi bütün damarları son on yılda boşaltılmış, kurutulmuştur.Temiz ve projeli siyasetin yolları tıkanmış, kanalizasyona çevrilmiş, çürütülmüştür. Türk milleti ve devletini besleyip ayakta tutan dini, milli, sivil ve askeri tüm damarları iltihab kapmış, büyük oranda harap olmuştur.Türk devleti ve milletinin gerçek kaybı çok daha büyük, çok daha derin, çok daha ağırdır; bir ayakkabı kutusu hiç değildir.Bugün topyekun Türk milleti, Türk devleti, yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla topyekun Türk toprakları, Cumhuriyet mirası işletmeleriyle topyekun Türk ekonomisi, Türk medeniyeti, siyaseti, örfü, adeti, ahlakı, kültürü, din ü imanı kaybolmuş, kaybolmak üzeredir.Bugün Türk milleti ve siyaseti, "Amerika'dan, Avrupa'dan, Vatikan'dan el almadan, el-etek öpmeden iktidar olmanın, bakan, başbakan, vekil ve hatta bürokrat olmanın asla mümkün olmadığı" şeklindeki bir anlayışa sürüklenmiştir. CHP, Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi bile Amerika-cemaat kapılarında pinekliyorsa, varın siz düşünün siyasetteki batağı? Böyle bir siyaset, topyekun kayıptır.Medeniyet ve din ekseninde öyle bir batıla sürüklendik, öyle bir çürüdük ve öyle bir iltihab kaptık ki? "Evliya" olmanın, hatta "Müslüman olma"nın yegane yolu, Amerika'ya sığınmaktan, Vatikan'ın diyalog ve vaftiz suyunu içmekten, papazlarla-hahamlarla kolkola yürümekten, liberal kapitalizmin faiz lobilerine hizmet etmekten ve hatta Haçlı safında Müslüman'a karşı savaş açmaktan geçmektedir. Yolun Amerika'dan geçmiyorsa, değil evliya, Müslüman bile kabul edilmiyorsun? Bundan daha ağır bir kayıp yoktur.Bu büyük batak, dünya ve ahireti yok eder.Evet, şu hakkı teslim etmek lazım; AKP iktidarı, devlet erki olan "yürütme"yi, farklı bir "yürütme" olarak algılamış, çok da iyi yürütmüştür. Yasama ve yargıyı bile gerekli gördükleri anda kendi ellerinde toplayacak cürette "yürütmüş"lerdir.Başbakan'ın, bakan ve vekillerin evlad ü iyalleri, akraba-i taallukatı, yandaşları, AKP'ye dıştan ve içten destek veren tüm lobiler cümbür-cemaat karada, denizde ve havada almış başlarını gitmişlerdir. Cerahat patlamasından sonra "iktidarın gizli ortağı" diye konuşulan cemaatin de namı, AKP devrinde dünyayı tutmuştur."Yürütme"de öyle bir başarı sağlanmış ki, 12 yıl hiçbir dosya, hiçbir kaset sızmamıştır.Bugün cemaatin toplu iğnesiyle patlatılarak dışarıya sıçrayan üç-beş kutu cerahat "yürütülen devlet"te ve devede kulak bile değildir.Gerçek bir temizlik için, üç-beş bakanın istifası yetmez; AKP hükümetinin topyekun istifasının yanısıra, devleti "cemaat devleti"ne dönüştürenlerin de topyekun devlet çarklarından temizlenmesi gerekiyor... Prof. Dr. Haydar Baş beyin teklif ettiği geniş çaplı temizlik budur. İstifalar bunun bir adımıdır.Hiç kimse topu taca atmasın, lafı eveleyip-gevelemesin; bu büyük maddi-manevi batak, AKP ve cemaat işbirliğiyle oluştu."Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan" polemiğine de hiç hacet yok?AKP, cemaatin tüp bebeğidir... Milli Görüş'ten alınma yumurta, AKP namıyla Amerika-Vatikanperver cemaatin karnında kuluçkaya bırakıldı.Bu yumurta, bu tüp bebek, "cemaat" denilen taşıyıcı anne karnında hangi Amerika-Haçlı destekleriyle nasıl beslendi, nasıl büyütüldü; onu şu an TRT Türk'ün koordinatörlüğünü yürüten Nasuhi Güngör iyi bilmektedir. Yenilikçi Hareket adlı çalışmasıyla ihtisasını yapmıştır.Demem şu ki, cemaat, AKP'nin hem taşıyıcı annesi, tüp annesi, kuluçka yatağıdır; hem de sütannesi, bakıcısı ve bugünlere getiren hamisidir.Son günlerde sızdırılan ve bundan sonra sızacak olan cerahat, bu Amerika-Vatikanperver taşıyıcı ana ve tüp bebeğin ortak vebalidir, ortak günahıdır. Temizlik olacaksa her iki eksende olmalıdır.Bu öyle tüp analık ve cemaat hizmetidir ki, Kılıçdaroğlu bile "iktidar veya koalisyon ortağı olmak" için cemaat kucağında siyasi kuluçkaya yatmaya çabalamaktadır.Türk milleti, son on yılda kendine en ağır maddi-manevi kaybı yaşatan taşıyıcı anayı, onun tüp bebeklerini ve hala onların kuluçkasına yatmak isteyen siyasileri toprağa ve sandığa gömmedikçe, dünya ve ahireti iflah olmaz.Devlet ve milleti iflas ettiren bu büyük iltihabı kurutacak dünya çapında bir Prof. Dr.'a ve uzman kadroya ihtiyaç vardır. O da Prof. Dr. Haydar Baş'tır, Bağımsız Türkiye Partisi'dir.Gerisi, ölümü görüp sıtmaya razı olmaktır ki, böyle iltihablı sıtmanın sonu da yine ölümdür.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019