Heykellere karşı idiyse de, Muhammed Ali'nin cenazesinden umduğunu bulamayan Erdoğan'ın görüntüsü yorgun heykel gibiydi.
Töreni yarıda bırakıp apar topar dönen Recep Tayyip'in halini anlatan bir şarkı hatırlıyorum; merhum arkadaşım tanınmış besteci İrfan Özbakır'a ait:
"?Giderken böyle değildin/Sen de yıkılmışsın belli/Pişmanlıktan hasretten mi?/Söyle neden döndün geri?/Kaybettin de her şeyini/Kimse sevmedi mi seni?"
Gerçekten Amerika'ya giderken pek havalıydı. Kendisi ve İslâm dünyası için iyi bir propaganda olacaktı. İslâm âleminin liderliği hevesi vardı hesapta. Ancak ne konuşmasına izin verildi, ne de diğer isteklerine. Hevesi kursağında kalarak geri döndü.
Bir içli sevap müjdesiyle de dönerim diyordu ama cenazede helâlleşemedi de.
Cenazede helâlleşme olmadı, peki Hazine'de helâlleşme olur mu?
Erdoğan, Muhammed Ali'nin cenazesine katılmak için ABD'ye çoluk çocuk-torun torba giderken kendi parasını mı, yoksa bir serveti Devlet hazinesinden mi harcadı?
Resmi bir davete icabet olsaydı, damat ve torunla haddi aşmadan, makul karşılanabilirdi.
Tayyip Bey, Muhammed Ali'yle helâlleşemedin! Gel bari Hazine ile hesaplaş ve helâlleş! Devletin parasının hesabını ver!
Diyeceksin ki, ben "vatana ihanet" suçu dışında ne hesap veririm ne de yargılanabilirim? Yani anayasaya sığınıyorsun. Peki, anayasayı ve rejimi bir kenara koyan sen değil misin? O halde anayasa hükümlerini ihlâl eden ve özellikle tarafsızlığını kaybeden devlet adamı olarak artık anayasanın korumasından yararlanamazsın. Yararlanamadığına göre her haksız eylemin için sana yargı yolu açıktır diyebiliriz.
Ama Aziz Nesin'in "Yaşar ne yaşar ne yaşamaz" ını oynamak isteyenler işlerine geldiğinde anayasa, gelmediğinde babayasa diyorlarsa, bu orta oyuncularına dur! Diyecek ülkemin vicdanlı, namuslu ve güzel insanları olacaktır.
O insanlar ki, bellekleri kevgir gibi olmayan, Türkiye'yi yöneten/yönetemeyenlerin ülkeyi bilgisizlikleri ve beceriksizlikleriyle tam bir kalitesizlik pazarı haline getirdiklerini görebilen, aptal olmayan halkımızdır.
Töreni yarıda bırakıp apar topar dönen Recep Tayyip'in halini anlatan bir şarkı hatırlıyorum; merhum arkadaşım tanınmış besteci İrfan Özbakır'a ait:
"?Giderken böyle değildin/Sen de yıkılmışsın belli/Pişmanlıktan hasretten mi?/Söyle neden döndün geri?/Kaybettin de her şeyini/Kimse sevmedi mi seni?"
Gerçekten Amerika'ya giderken pek havalıydı. Kendisi ve İslâm dünyası için iyi bir propaganda olacaktı. İslâm âleminin liderliği hevesi vardı hesapta. Ancak ne konuşmasına izin verildi, ne de diğer isteklerine. Hevesi kursağında kalarak geri döndü.
Bir içli sevap müjdesiyle de dönerim diyordu ama cenazede helâlleşemedi de.
Cenazede helâlleşme olmadı, peki Hazine'de helâlleşme olur mu?
Erdoğan, Muhammed Ali'nin cenazesine katılmak için ABD'ye çoluk çocuk-torun torba giderken kendi parasını mı, yoksa bir serveti Devlet hazinesinden mi harcadı?
Resmi bir davete icabet olsaydı, damat ve torunla haddi aşmadan, makul karşılanabilirdi.
Tayyip Bey, Muhammed Ali'yle helâlleşemedin! Gel bari Hazine ile hesaplaş ve helâlleş! Devletin parasının hesabını ver!
Diyeceksin ki, ben "vatana ihanet" suçu dışında ne hesap veririm ne de yargılanabilirim? Yani anayasaya sığınıyorsun. Peki, anayasayı ve rejimi bir kenara koyan sen değil misin? O halde anayasa hükümlerini ihlâl eden ve özellikle tarafsızlığını kaybeden devlet adamı olarak artık anayasanın korumasından yararlanamazsın. Yararlanamadığına göre her haksız eylemin için sana yargı yolu açıktır diyebiliriz.
Ama Aziz Nesin'in "Yaşar ne yaşar ne yaşamaz" ını oynamak isteyenler işlerine geldiğinde anayasa, gelmediğinde babayasa diyorlarsa, bu orta oyuncularına dur! Diyecek ülkemin vicdanlı, namuslu ve güzel insanları olacaktır.
O insanlar ki, bellekleri kevgir gibi olmayan, Türkiye'yi yöneten/yönetemeyenlerin ülkeyi bilgisizlikleri ve beceriksizlikleriyle tam bir kalitesizlik pazarı haline getirdiklerini görebilen, aptal olmayan halkımızdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023