‘Cennet, parlayan bir nurdur’
Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki: ‘Kâbe'nin Rabbine yemin olsun ki cennet, parlayan bir nur, sallanan bir reyhan, yüksek bir saray, akan bir nehirdir. Orada bolca olgun meyveler; ebedî kalınacak olan bir makamdaki nimetler; yüksek, sağlam, güvenli ve aydınlık yurtlar vardır”
25.06.2019 00:00:00





İmam Gazali hazretleri, Mukaşefetü'l-Kulûb adlı eserinde şöyle buyuruyor:
"Üsâme b. Zeyd'den rivayet edilen bir hadiste Resûl-i Ekrem (s.a.v) ashabına şöyle buyurmuştur: 'Dikkat edin, cennete ulaşmak için bütün gücüyle gayret edenler var mı? Cennet kendisinden korkulacak, sakınılacak bir yer değildir. Kâbe'nin Rabbine yemin olsun ki cennet, parlayan bir nur, sallanan bir reyhan, yüksek bir saray, akan bir nehirdir. Orada bolca olgun meyveler, güzel, süslü ve etrafına neşe saçan eşler, ebedî kalınacak olan bir makamdaki nimetler, yüksek, sağlam, güvenli ve aydınlık yurtlar vardır.'
Bunları dinleyen sahabiler, 'Öyleyse bizler cennete girmek için var gücümüzle çalışırız' dediler.
Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v), 'İnşaallah deyin' buyurdular ve akabinde cihaddan söz edip ona teşvik ettiler. (İbn Mâce, Zühd, 39; İbn Hibbân, es-Sahîh, nr. 7381; Begavî, Şerhu's-Sünne, nr. 4386; Taberânî, el-Mu'cemü'l-Kebîr, nr. 388).
Adamın biri Resûlullah'ın (s.a.v) yanına gelerek, 'Yâ Resûlallah! Cennette at var mıdır? Zira ben atları çok seven biriyim' dedi.
Resûlullah (s.a.v), 'Eğer atları gerçekten çok seviyorsan sana orada kırmızı yakuttan bir at verilir ve onunla cennette dilediğin yere uçarsın' buyurdular.
Bunun üzerine başka biri, 'Yâ Resûlallah! Cennette deve var mıdır? Çünkü ben de develerden çok hoşlanıyorum' dedi.
Resûlullah (s.a.v) şöyle cevap verdi: 'Ey Allah'ın kulu! Eğer cennete girersen canının çektiği ve gözünün aradığı her şeyi bulabilirsin.' (Tirmizî, Sıfatü Cennet, 11; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/352; Tayâlisî, Müsned, nr. 843; Abdürrezzâk, el-Musannef, nr. 6700).
Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki: 'Şayet cennet ehlinden biri, çocuk sahibi olmak isterse, ona dilediği güzellikte ve surette bir evlât verilir. Onun bu isteği üzerine eşi o anda hamile kalır, doğurur ve dilerse o çocuk o saatte genç bile olur.' (Tirmizî, Sıfat-u Cennet, 23; ibn Mâce, Zühd, 39; Müttakî-i Hindî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 39326).
Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: 'Artık cennet halkı cennetteki yerlerine yerleştikleri zaman dostlar birbirlerini görmeyi arzularlar. Bunun üzerine oturdukları tahtları (aradıkları dostlarını bulmak üzere) onları gezdirmeye başlar. Bir müddet sonra birbirlerini bulurlar ve dünyada aralarında geçenleri konuşmaya başlarlar. Sonra biri, kardeşim, hatırlasana! Hani o gün beraber oturup konuşmuştuk ve ardından Allah'a bizi bağışlaması için dua etmiştik de O da bizi bağışlamıştı der.' (İbn Asâkir, Târîh-u Medînet-i Dımaşk, 21/170; Ebû Nuaym, Hilyetü'l-Evliyâ, 8/52; Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, 1/71, nr. 197)." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.