Memleketin dört bir yanından yükselen çığlıklar…
İşi olmayanlardan, dolayısıyla aşı da olmayanlardan yükselen çığlıklar…
Yıllarını ve zaten yoksul olan ailenin tüm birikimlerini harcayarak üniversite bitirmiş fakat yıllardan beridir de atama bekleyenlerin çığlıkları…
KPSS sınavında en yüksek puanları aldıkları halde 'mülakatta' elenen ve umutları suya düşürülen pırıl pırıl gençlerin çığlıkları…
Bin bir umutla, bin bir yoksulluk içinde oğlunu ve kızını okutarak üniversite mezunu olmalarını sağlayan ve mezuniyetinden sonra bilmem kaç yıl daha onlara cep harçlığı vermeye devam eden anne-babaların çığlıkları…
Hem gençlerin hem de anne-babaların umutlarını tüketenlerin, umdukları dağlara kar yağdıranların kambur üstüne kambur bindirerek hayatı çekilmez, hayatı yaşanılamaz hale sokanların, her gün yükledikleri yeni kamburlardan ötürü yediden-yetmişe tüm milletten yükselen feryatlar…
Zar-zor, bin bir emekle ve bin bir çile ile sofraya getirdikleri ekmekten parçaları, peynirden gramları ve zeytinden taneleri, iktidarın marifetiyle tefecilere kaptıran ailelerin çığlıkları…
Yoksulun sofrasından ekmeğini, fakirin cebinden çay parasını, çilekeş anaların cüzdanından Pazar paralarını, bin bir hile ve desiseler, bin bir fırıldaklar yolu ile yandaş holdinglerin kasalarına aktaran düzenbazlıklar yüzünden, inim inim inleyen kitlelerin çığlıkları…
Asgari ücretin ve emekli maaşlarının, açlık sınırının çok çok altında kalmış olması yetmezmiş gibi, yeni yılın hemen başından itibaren hayatın tamamına yapılan fahiş zamlardan ötürü, akaryakıt, elektrik ve doğalgaz faturalarının el yakar, cep yakar bir hal almasından ötürü milletin tamamından yükselen çığlıklar…
Emeklilikte yaşa takılan milyonların bitmez-tükenmez ve bir türlü çözülemez problemleri, bir yılan hikayesine dönen 3600 ek gösterge meselesi…
Daha saymakla bitmeyecek yığın yığın problemlerden ve demet demet dertlerden ötürü yükselen feryatların adını 'yaygara' koyanlara sormak isteriz; sizin bu tarifiniz ve tanımınız hangi lügate, hangi hissiyata ve hangi hassasiyete göre?
Bu toprakların dili mi değişti?
Bu milletin binlerce yıldır maruf olan hali mi değişti?
Bu coğrafyada binlerce yıl boyunca yerleşmiş olan töre mi değişti?
"Gitme ey yolcu beraber oturup ağlaşalım
Elemim bir yüreğin karı değil paylaşalım" mısralarını üretmiş bir şaheser lisanın sahipleri olarak, elemin, kederin ve türlü dertlerin adını doğru koyamazsak ya nasıl dertleşeceğiz?
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024