Çirkin siyaset

7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye'deki gelişmelere bir bakalım.Bir koldan Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer koldan Başbakan Davutoğlu il il mitingler yapar. Devletin tüm imkânlarını kullanmalarına rağmen seçimlerde istedikleri sonucu alamazlar.Seçim sonuçları koalisyonu mecbur kılar ya da bir seçenek daha vardır, o da erken seçime gitmek!MHP lideri daha en baştan kapılarının koalisyona kapalı olduğunu ilan eder. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir açıklamasında, koalisyona sıcak bakmadığını kendisinin erken seçimden yana olduğunu söyler. CHP ile koalisyon görüşmeleri yapılır fakat bu arada Deniz Baykal, "koalisyon görüşmeleri bir tiyatrodan ibaret, kasımda erken seçim var" der. Sonra birden bire Suruç'ta bir patlama olur 32 kişi hayatını kaybeder. Olayın IŞİD'in işi olduğu duyurulur.Aynı gün Adıyaman'da bir askerimiz şehit edilir. Ertesi gün Ceylanpınar'da 2 polisimiz evlerinde uyurken enselerinden vurulur. Saldırıyı PKK üstlenir. Hemen ardından sınırda görevli bir astsubayımız, sınırın öbür tarafından açılan ateş sonucu IŞİD teröristleri tarafından şehit edilir. Teröristlere yönelik operasyonlar başlatılır.Bu arada İncirlik ve Diyarbakır üslerinin ABD'nin kullanımına izin çıkar. İç siyasette ise PKK'yla arasına engel koymadığı gerekçesiyle HDP'ye yüklendikçe yüklenilir?* * *Seçimlerden sonra Türkiye'de yaşanan gelişmeler özetle böyle. Ortada yüzde 13 oy almış ve 80 milletvekili ile TBMM'de kendini ifade etme şansı bulan bir HDP var. Türkiye partisi olma yolunda önemli adımlar atmış. İster beğen ister beğenme, kanunlara uygun olarak seçimlere girmiş ve belli bir başarı yakalamış bir parti.Bir de seçimlerde istediği sonucu alamamış tek başına iktidar olma şansını kaybetmiş bir AKP var. AKP'nin 276 milletvekili çıkaramamasının sebebi de HDP'nin barajı aşarak Meclis'e girmesi. AKP nazarında direkt hedef haline geldi tabi HDP. Şimdi insan bi oturup düşünür. HDP, terörden, kandan, kaostan nasıl bir menfaat beklentisi içinde olabilir? Zaten politikalarını siyasi yolla yürütebiliyor, deli midir bunlar kendi ayaklarına sıksınlar. O yüzden bana hiç kızmayın, ben derim ki; seçim sonuçları kimlerin işine yaramadıysa bugünkü durumdan onlar sorumludur. Ayrıca belirtmek isterim ki bu görüş, toplumda iyice kabul görmeye başladı bile. * * *Birkaç kelime de Sayın Bahçeli için söylemek isterim. Sayın Bahçeli'nin takındığı tavır tam da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istediği gibi. Koalisyona kapalı bir MHP var. Aynı zamanda terörün kaynağı olarak Erdoğan gibi HDP'yi adres gösteriyor. Erken seçim işine geliyor ve bu süreçte milliyetçi oyların adresi olacağını düşünüyor. Tıpkı Erdoğan gibi? Şimdiden söyleyelim böyle bir hesap MHP'ye yaramaz. Yazık olur MHP'ye, bozuk para gibi harcarlar. Ama amaç birilerine 'koltuk çıkmaksa' o başka. O zaman da yazık bu kadar MHP'liye, ülkücü kardeşlerimize, verilen emeklere?3 Temmuz tarihli yazımda 'gerçek ülkücülere' yaptığım çağrıyı tekrarlamak istiyorum. "Gerçek ülkücülerin adresi Bağımsız Türkiye Partisi" olmalı. İşte o zaman birilerine koltuk değneği olmaktan kurtulur, gerçek manada bağımsız bir Türkiye'nin neferleri olurlar? Aynı çağrıyı Ak Partili samimi seçmenlere de yapmak isterim. Birilerinin siyasi ihtiraslarına hizmet etmeyi lütfen bırakın artık. Gelin Türkiye'nin gerçek iktidarları sizler olun. Kaybolan yıllara, yitirilen canlara Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi'yle, sizler son verin. Aksi halde Türkiye'deki çirkin siyaset hepimize çok zarar verecek.