Gece? Ankara caddesinden tırlar, kamyonlar, arabalar geçiyor. Yazının mutfağında ilham beklediğimiz saatlerden biri. Radyoda bir ilahi var; "Ah nice bir uyursun uyanmaz mısın?/Göçtü kervan kaldık dağlar başında/Çağrışır tellallar inanmaz mısın?/Göçtü kervan kaldık dağlar başında."Hepimizin az çok nasiplenmesi gereken sözler. Ölüm bir tellaldır. Ölenler bize ölümü, kabri, hesabı, mizanı hatırlatmalı. Sonra mezar taşları, çağrışan tellallardır. Mezar taşının sahibi hal diliyle der ki;"Bakınız ben de bir zamanlar sizin gibi yürür dolaşır, güler, ağlardım, dertlerim vardı, sevinçlerim vardı, hatta özel zevklerim vardı. Bu dünyada öyle çok dert çektim ki; yaşamaktan bezdiğim zamanlar oldu ama yaşamaya alışmıştım. Nefes almak farkında olmadan beni yaşatan bir alışkanlıktı. Bu dünyanın güneşine, ayına, karına, yağmuruna, insanlarına, kuşlarına, kedilerine, köpeklerine, çiçeklerine öyle alışmıştım ki; bir gün benim de kabir ehlinden olacağım çok az aklıma gelirdi. Artık beni anlatan yalnızca bir mezar taşım var. Adım, soyadım, doğum tarihi, ölüm tarihi arada bir 'çizgi'. İşte benim bütün bir ömrüm o çizgide özetlenmiş. Çok korktuğum zamanlar oldu, çok üzüldüğüm zamanlar oldu, hepsi o çizgide görebiliyor musunuz? Yaşamaktan doyasıya sevinç duyduğum zamanlar oldu, o çizgide fark edilebiliyor mu?"
Ömür altmış sene, yetmiş sene, bir şekilde geçiyor. Önemli olan o çizginin hakkını verebilmek. Güler yüz, tatlı dil, affedicilik, tevazu, cömertlik, komşu haklarına riayet, mahlukata merhamet, en önemlisi sevgi? İnsanları sevebiliyor musun? Hayat çizgisinin içini doldurabilecek en güzel şey sevgi?O iki tarih arasındaki çizgi? Nefesler bitmeyecek sanırdık, günler bitmeyecek. Ömür imtihanla geçiyor. İşte o çizginin karşılığı olabilecek en güzel ve en uygun kelime; imtihan.Ey yaranlar ey kardaşlar ecel ere ölem bir gün İşlerime pişman olup kendüzüme gelem bir gün
Yanlarıma kona elim, söz söylemez ola dilimKarşıma gele amelim nettim ise görem bir gün.Allah'ım bize Senin sevgini, Seni sevenlerin sevgisini ve Sana ulaştıracak salih amellerin sevgisini ver.Bakınız Yunus başka ne demiş;Acep şu yerde var m'ola şöyle garip bencileyinBağrı başlı gözü yaşlı şöyle garip bencileyin
Gezerim Rum ile Şam'ı yukarı illeri kamuÇok istedim bulamadım şöyle garip bencileyin
Kimseler garip olmasın hasret od'una yanmasın Hocam kimseler olmasın şöyle garip bencileyin
Söyler dilim ağlar özüm, gariplere göynür özümMeğer ki gökte yıldızım şöyle garip bencileyinNice bu dert ile yanam ecel ere bir gün ölemMeğer ki sinimde (kabrimde) bulam şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler üç günden sonra duyalarSoğuk su ile yuyalar şöyle garip bencileyin.
Merhaba sevgili okuyucular, ölümden, kabirden Yunus'un halinden bahsettik. Allah cümlemize, hayırlı bir ömür, hayırlı bir ölüm ve arkamızdan okuyacak salih bir nesil versin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022