Çocuklarda suç eğilimine dikkat
Günümüzde tüm dünyada, çocuk suçluluğunun önemli bir sorun olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, bu nedenle çocuklarda suç eğilimine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi
29.05.2017 00:00:00
Psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, çocuklarda suç eğilimi konusunda yaptığı açıklamada, "Giderek artış gösteren bu duruma doğru müdahale edebilmek için, çocukların neden suça sürüklendiğini anlamak gerekiyor. Zihinsel yetersizlikler, düşük zeka düzeyi, suça karışma ihtimalini arttırır. Çünkü etki altında kalmayı kolaylaştırır. Bu çocuklar kötü niyetli kişiler tarafından kolaylıkla kandırılabilirler. Ayrıca, bu durum çocuğun okuldaki başarısını ve uyumunu etkiler. Çocuğun okula ilgisi azalır, okuldan kaçabilir. Böylece olumsuz ortamlarda bulunabilir" dedi.
Suça karışmış çocukların yaşamlarında, aileleri tarafından ihmal edilme, şiddete maruz kalma ve cinsel istismar oranının yüksek olduğunun bilinmekte olduğunu ifade eden Üney, "Çocukken fiziksel şiddete maruz kalan bireyler, şiddet içeren suçlar işleyebilirler. Çocukluk travmaları, çocuğun adil ve güvenilir dünyaya olan inancını sarsar. Çocuğun adil olmayan bir dünyaya inanması da, çocuk suçluluğunu hazırlayan önemli bir etkendir. Suça yönelmiş çocuklarda davranış bozuklukları, alkol ve madde bağımlılığı ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi tanılarla sık karşılaşılmaktadır. Ayrıca anne ve babadaki ruhsal bozukluklar da, çocukta suça zemin hazırlamaktadır" diye konuştu.
Aile en önemli belirleyici
Suça yönelen çocukların çoğunlukla geniş ailelerden gelmekte olduğunu kaydeden Dr. Üney, "Ailede çocuk sayısı arttıkça, ebeveynlerin çocuklarının ihtiyaçlarını karşılaması zorlaşır. Anne-babalar çocuklarını denetimde yetersiz kalabilirler. Gereksinimlerini aileleri tarafından karşılanmayan çocuklar, farklı baş etme yollarına yönelebilir ve suça sürüklenebilirler. Ayrıca suça itilmiş çocukların ailelerinin, genellikle düşük eğitim seviyesine sahip oldukları görülmektedir.
Baskıcı, fiziksel cezalara yer veren, tutarsız ailelerde yetişen çocuklarda; saldırganlığa sık rastlanmaktadır. Bunun tam tersi şekilde, çocuğun tüm isteklerini karşılayan, çocuğu aşırı serbest bırakan ve şımartan ailelerde büyüyen çocuklar ise, kendi istek ve davranışlarını kontrol etmeyi öğrenemezler. Kurallara uyum sağlayamazlar. Anne babanın bu tutumu, çocukta kontrolsüz davranışlara ve suça yol açabilir. Anne ve baba arasındaki problemli ilişki, çocuklar için güvensiz bir ortam yaratır.
Çocuk ev ortamını tercih etmez ve zamanı ev dışında geçirmeyi tercih eder. Bu suça yönelmeye sebep olabilir. Bazen çocuk bu olumsuz davranışları yalnızca anne babasına tepki olarak gösterir. Ölüm, boşanma gibi nedenlerle aile bütünlüğünün bozulması, çocukta uyum ve davranış bozukluklarına yol açabilir. Özellikle tek ebeveynli aileler, gelir yetersizliği yaşayabilir. Çocuklarını daha az kontrol edebilirler. Böylece çocuk suça yönelebilir. Evlilik ilişkilerindeki problemler, yoksulluk, çocuktaki fiziksel ya da gelişimsel problemler, çocuğun anne ya da baba tarafından istenmemesine sebep olabilir.
Ailesi tarafından istenmediğini hisseden çocuk, ailesine karşı öfke hisseder. Saldırgan davranışlarda bulunabilir. Suça karışabilir. Ailede suça karışmış bir kişi olduğunda, çocuğun suça sürüklenme olasılığı da artar. Çünkü çocuk, anne ve babasını model alır. Anne ya da baba tutuklanarak cezaevine girmişse, aile parçalanmış olur. Ayrıca bu durum; çocuğun arkadaş çevresinde dışlanmasına ve daha olumsuz arkadaş gruplarına yönelmesine sebep olabilir" açıklamalarında bulundu. İHA
Suça karışmış çocukların yaşamlarında, aileleri tarafından ihmal edilme, şiddete maruz kalma ve cinsel istismar oranının yüksek olduğunun bilinmekte olduğunu ifade eden Üney, "Çocukken fiziksel şiddete maruz kalan bireyler, şiddet içeren suçlar işleyebilirler. Çocukluk travmaları, çocuğun adil ve güvenilir dünyaya olan inancını sarsar. Çocuğun adil olmayan bir dünyaya inanması da, çocuk suçluluğunu hazırlayan önemli bir etkendir. Suça yönelmiş çocuklarda davranış bozuklukları, alkol ve madde bağımlılığı ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi tanılarla sık karşılaşılmaktadır. Ayrıca anne ve babadaki ruhsal bozukluklar da, çocukta suça zemin hazırlamaktadır" diye konuştu.
Aile en önemli belirleyici
Suça yönelen çocukların çoğunlukla geniş ailelerden gelmekte olduğunu kaydeden Dr. Üney, "Ailede çocuk sayısı arttıkça, ebeveynlerin çocuklarının ihtiyaçlarını karşılaması zorlaşır. Anne-babalar çocuklarını denetimde yetersiz kalabilirler. Gereksinimlerini aileleri tarafından karşılanmayan çocuklar, farklı baş etme yollarına yönelebilir ve suça sürüklenebilirler. Ayrıca suça itilmiş çocukların ailelerinin, genellikle düşük eğitim seviyesine sahip oldukları görülmektedir.
Baskıcı, fiziksel cezalara yer veren, tutarsız ailelerde yetişen çocuklarda; saldırganlığa sık rastlanmaktadır. Bunun tam tersi şekilde, çocuğun tüm isteklerini karşılayan, çocuğu aşırı serbest bırakan ve şımartan ailelerde büyüyen çocuklar ise, kendi istek ve davranışlarını kontrol etmeyi öğrenemezler. Kurallara uyum sağlayamazlar. Anne babanın bu tutumu, çocukta kontrolsüz davranışlara ve suça yol açabilir. Anne ve baba arasındaki problemli ilişki, çocuklar için güvensiz bir ortam yaratır.
Çocuk ev ortamını tercih etmez ve zamanı ev dışında geçirmeyi tercih eder. Bu suça yönelmeye sebep olabilir. Bazen çocuk bu olumsuz davranışları yalnızca anne babasına tepki olarak gösterir. Ölüm, boşanma gibi nedenlerle aile bütünlüğünün bozulması, çocukta uyum ve davranış bozukluklarına yol açabilir. Özellikle tek ebeveynli aileler, gelir yetersizliği yaşayabilir. Çocuklarını daha az kontrol edebilirler. Böylece çocuk suça yönelebilir. Evlilik ilişkilerindeki problemler, yoksulluk, çocuktaki fiziksel ya da gelişimsel problemler, çocuğun anne ya da baba tarafından istenmemesine sebep olabilir.
Ailesi tarafından istenmediğini hisseden çocuk, ailesine karşı öfke hisseder. Saldırgan davranışlarda bulunabilir. Suça karışabilir. Ailede suça karışmış bir kişi olduğunda, çocuğun suça sürüklenme olasılığı da artar. Çünkü çocuk, anne ve babasını model alır. Anne ya da baba tutuklanarak cezaevine girmişse, aile parçalanmış olur. Ayrıca bu durum; çocuğun arkadaş çevresinde dışlanmasına ve daha olumsuz arkadaş gruplarına yönelmesine sebep olabilir" açıklamalarında bulundu. İHA