Öncelikle çok üzgün olduğumu söylemek istiyorum. Ben Trabzonspor'un turu geçeceğine inanıyordum.
Kopenhag Türkiye Süper Ligi'ndeki herhangi bir takımdan daha iyi bir takım değildi. Trabzon bu takımı rahatlıkla eleyebilirdi.
Ayrıca 19 milyon avro gibi bir para kaybedildi. Peki neden böyle istemediğimiz bir sonuç çıktı.
Ben Abdullah Avcı'nın bir hata yaptığını düşünmüyorum. Doğal olarak merkezde fizik kaliteyi güçlü tutmak için Dorukhan ve Siopis ile başladı.
Tabii bunlar pasör oyuncular değil. Fizik mücadeleye dayalı bir stilleri var.
Ne var ki Trabzonspor'un pasörleri Hamsik ve Bakasetas sakat idi.
Bakasetas her halde çok az süre alabilecek durumda idi. Zaten uzatmalarla 17 dakika sahada kaldı.
Bu anlamda Trabzonspor'un merkezde eli bir tek yeni transfer Bardhi'ye baktı. Bradhi yeni bir transfer olarak takıma uyum gösterme süreci içerisinde.
Belli ki Trabzonspor'un ihtiyacı olan bir oyuncu. Bunun sinyallerini veriyor.
Bu maçta da oyunun hemen başında 2 tehlikenin hem oluşturucusu oldu hem de bu tehlikelerin ilkinde bizzat şutu çeken oldu.
Bardhi her iki kanatta gerek Ömür gerek Djaniny, Trezeguet ve Kouassi ile bağlantılar kurdu.
Eğer Hamsik sakat olmasa ve Bakasetas daha çok süre alabilecek bir durumda olsaydı Trabzonspor Bardhi ile birlikte oyuna daha çok hükmedebilirdi.
Trabzonspor mücadele anlamında maç boyunca hiçbir zafiyet göstermedi.
Yalnız şunu söylemek lazım. Trabzonspor top kendisindeyken 3'lü defans uygulamaya çalıştı.
Dorukhan sıklıkla Bartra ve Denswil'in arasına girip defans bloğunu üçledi.
Sağ ve sol bekler ileri açıldı. Zaman zaman da ileri çıkmayan bek defans hattını üçledi.
Ne var ki özellikle Dorukhan'ın defansı üçlemesi merkezi bir kişi eksiltti. Bu bence pas bağlantıları anlamında Trabzonspor'un eksik kalmasına neden oldu.
Bu durum zaten pasör oyuncular olmayan Siopis ve Dorukhan'ın oyunu hücum anlamında forse etmesini daha bir engelledi.
İşin enteresan yanı özellikle ikinci yarı Denswil uzun toplarla oyun kurmaya çalıştı.
Yani merkezdeki pas bağlantısı eksikliğini stoper Denswil kendi becerileri içerisinde gidermeye çalıştı.
Bütün bu paslaşma yetersizliğinin doğal sonucu olarak Trabzonspor'un çok fazla sayıda pozisyon üretmediğini de söylemek lazım.
Zaman zaman Trabzonspor'un 2. bölgesinde boşluklar da oluştu. Fakat rakip bundan çok fazla yararlanamadı ve Trabzon için tehlike oluşmadı.
60'tan sonra oyun tamamen Trabzonspor'un kontrolüne girdi ve Trabzon oyuna tam anlamıyla hükmetti.
1 ya da 2 gol bulamamak gerçekten Trabzon adına üzücü.
Kopenhag karşısında gecenin kötüsü maalesef benim çok beğendiğim Ömür'dü. Çok fazla top kaybı yaptı. Oyuna katkısı çok azdı.
Şimdi Trabzonspor Avrupa Ligi'nde mücadele edecek. Trabzon artık Avrupa Ligi'nde gidebildiği yere kadar gitmeli.
Bu sene ülke puanı açısından maçları kazanmak çok daha önemli zira 1996 sonra ilk kez şampiyonumuz Şampiyonlar Ligi'nde yer alamayacak.
Bu durumu tüm takımlarımız ile düzeltmeye çalışmamız lazım.
Kopenhag Türkiye Süper Ligi'ndeki herhangi bir takımdan daha iyi bir takım değildi. Trabzon bu takımı rahatlıkla eleyebilirdi.
Ayrıca 19 milyon avro gibi bir para kaybedildi. Peki neden böyle istemediğimiz bir sonuç çıktı.
Ben Abdullah Avcı'nın bir hata yaptığını düşünmüyorum. Doğal olarak merkezde fizik kaliteyi güçlü tutmak için Dorukhan ve Siopis ile başladı.
Tabii bunlar pasör oyuncular değil. Fizik mücadeleye dayalı bir stilleri var.
Ne var ki Trabzonspor'un pasörleri Hamsik ve Bakasetas sakat idi.
Bakasetas her halde çok az süre alabilecek durumda idi. Zaten uzatmalarla 17 dakika sahada kaldı.
Bu anlamda Trabzonspor'un merkezde eli bir tek yeni transfer Bardhi'ye baktı. Bradhi yeni bir transfer olarak takıma uyum gösterme süreci içerisinde.
Belli ki Trabzonspor'un ihtiyacı olan bir oyuncu. Bunun sinyallerini veriyor.
Bu maçta da oyunun hemen başında 2 tehlikenin hem oluşturucusu oldu hem de bu tehlikelerin ilkinde bizzat şutu çeken oldu.
Bardhi her iki kanatta gerek Ömür gerek Djaniny, Trezeguet ve Kouassi ile bağlantılar kurdu.
Eğer Hamsik sakat olmasa ve Bakasetas daha çok süre alabilecek bir durumda olsaydı Trabzonspor Bardhi ile birlikte oyuna daha çok hükmedebilirdi.
Trabzonspor mücadele anlamında maç boyunca hiçbir zafiyet göstermedi.
Yalnız şunu söylemek lazım. Trabzonspor top kendisindeyken 3'lü defans uygulamaya çalıştı.
Dorukhan sıklıkla Bartra ve Denswil'in arasına girip defans bloğunu üçledi.
Sağ ve sol bekler ileri açıldı. Zaman zaman da ileri çıkmayan bek defans hattını üçledi.
Ne var ki özellikle Dorukhan'ın defansı üçlemesi merkezi bir kişi eksiltti. Bu bence pas bağlantıları anlamında Trabzonspor'un eksik kalmasına neden oldu.
Bu durum zaten pasör oyuncular olmayan Siopis ve Dorukhan'ın oyunu hücum anlamında forse etmesini daha bir engelledi.
İşin enteresan yanı özellikle ikinci yarı Denswil uzun toplarla oyun kurmaya çalıştı.
Yani merkezdeki pas bağlantısı eksikliğini stoper Denswil kendi becerileri içerisinde gidermeye çalıştı.
Bütün bu paslaşma yetersizliğinin doğal sonucu olarak Trabzonspor'un çok fazla sayıda pozisyon üretmediğini de söylemek lazım.
Zaman zaman Trabzonspor'un 2. bölgesinde boşluklar da oluştu. Fakat rakip bundan çok fazla yararlanamadı ve Trabzon için tehlike oluşmadı.
60'tan sonra oyun tamamen Trabzonspor'un kontrolüne girdi ve Trabzon oyuna tam anlamıyla hükmetti.
1 ya da 2 gol bulamamak gerçekten Trabzon adına üzücü.
Kopenhag karşısında gecenin kötüsü maalesef benim çok beğendiğim Ömür'dü. Çok fazla top kaybı yaptı. Oyuna katkısı çok azdı.
Şimdi Trabzonspor Avrupa Ligi'nde mücadele edecek. Trabzon artık Avrupa Ligi'nde gidebildiği yere kadar gitmeli.
Bu sene ülke puanı açısından maçları kazanmak çok daha önemli zira 1996 sonra ilk kez şampiyonumuz Şampiyonlar Ligi'nde yer alamayacak.
Bu durumu tüm takımlarımız ile düzeltmeye çalışmamız lazım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025