Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de, Peygamber Efendimiz hadis-i şeriflerde cömertlerin; Allah için infak edenlerin mallarının eksilmeyip artacağını müjdeliyorlar:"Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki, her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah'ın lutfu geniştir, O her şeyi bilir." (Bakara: 2/261). "Allah'ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını hayra sarfedenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir. Bol yağmur yağmasa bile bir çisenti düşer (de yine ürün verir). Allah, yaptıklarınızı görmektedir." (Bakara: 2/265).Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:"Kim gönül hoşluğu ile helâlinden -ki Allah ancak güzel ve helâl olanı kabul eder- bir sadaka verirse, Rahman onu sağ eline alır. Verilen bu sadaka hurma bile olsa Rahman'ın elinde büyüyüp çoğalır, sonunda dağ gibi olur; tıpkı sizden birinin tayını veya buzağısını büyütmesi gibi." (İbnü'l-Mübârek, Zühd no. 648; Şâfiî, Ümm II, 51; Ahmed, II, 431, 538, 418, 331; Humeydî, no. 1154; Dârimî, I, 395; Müslim, zekât no. 63, s.702). Diğer rivayette şöyle buyrulur: "Öyle ki tek lokması Uhud dağı gibi olur."Allah'ın Kitâb'ında bunu doğrulayan âyet şudur: "Bilmiyorlar mı, Allah, kullarından tevbeyi kabul eder, sadakaları alır. Riba'yı (fâiz) yok edip sadakaları artırır." (Tevbe, 9/104) (Abdürrezzâk, no. 20050; Ahmed, II, 268, 404, 471; Tirmizî, no. 662; İbn Huzeyme, no. 2427 ve el-Hâkim, II, 333)."Sadaka vermekle mal eksilmez." Ya da şöyle dedi: "Maldan sadaka eksilmez. Allah affeden kulunun şerefini daha da artırır. Allah için tevâzu göstereni Allah daha da yükseltir." (Ahmed, II, 235, 386, 438; Dârimî, I, 369; Müslim, birr ve's-sila no. 69, s. 2001; Tirmizî, no. 2029). Abdullah ibn Mübarek'in hayatından şöyle bir sahne anlatılır:Bir gün, Abdullah ibn Mübarek'in kapısına bir dilenci gelmiş ve yiyecek bir şeyler istemişti. O sırada yiyecek olarak evde on adet yumurtadan başka bir şey yoktu. Abdullah ibn Mübarek hizmetçisine o on yumurtayı dilenciye vermesini söyledi. Hizmetçi yumurtaların dokuzunu dilenciye verdi, bir tanesini alıkoydu. Aynı gün, güneşin batımına doğru bir adam geldi. Kapıyı çaldı ve içeridekilere seslendi: "Şu sepeti alır mısınız."Sesi duyan Abdullah ibn Mübarek, bizzat kendisi kapıya çıktı. O meçhul kişinin elindeki sepeti aldı. İçeri getirdi. Bir de baktı ki sepette yumurta var. Onları saydı. Tam doksan tane idi. Bunun üzerine hizmetçisine döndü ve sordu: "O bir yumurta nerede? Sabahki dilenciye kaç yumurta vermiştin?" Hizmetçi cevaben dedi: "Dokuz yumurta vermiş, bir tanesini ise akşamleyin yemek için alıkoymuştum."Onun bu cevabı üzerine Abdullah ibn Mübarek de şöyle dedi: "Bizi on yumurtadan mahrum bıraktın." (Abdulkadir Geylani, Günyetü't-Tâlibîn).
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016