logo
19 NİSAN 2024

Daha yolun başında uyarmıştı

Prof. Dr. Haydar Baş'ın, 2004 yılında AB konusunda yaptığı tespit ve uyarılar
21.02.2021 00:33:00
Daha yolun başında uyarmıştı
Daha yolun başında uyarmıştı
"Şunu çok iyi bilmek lazım ki AB, kendi içinde asırlar boyu devam eden bir kavganın bir araya getirdiği bir milletler topluluğudur.
 
Avrupa'nın kavgası, sadece dış tabiatıyla bağlantılı bir kavga değildir. Kendi menfaatleri, çıkarları doğrultusunda yaptığı hareketlerden ibaret değildir.
 
Batı, kendi içerisinde de yüzyıllar boyu süren bir inanç mücadelesi vermiştir. Bu mücadele l900'lü yıllara kadar devam etmiştir. Denilebilir ki Fransız İhtilalinden sonra Avrupa, kendi iç barışının temini yolunda birtakım adımlar atmıştır ve bu doğrudur.
 
Bizimle, onlar arasındaki münasebet ise tamamen bir medeniyet farkıdır. Bunu da çok iyi görmemiz lazımdır. Buradan hareketle demek istediğim şey şudur: Avrupa'nın geldiği bu netice kendi içinde çıkarları icabıdır ve olması gerekeni yapmışlardır.
 

 
Zaten Avrupa, gelinen bu noktada birliğini kuramaz ise dünyada teşekkül eden güçler karşında yok olmaya mahkûm kalacaktı. Bu münasebetle Avrupa Birliği'ni oluşturmuştur. AB'nin bundan sonraki hedefi, bu milletlerin, bu devletlerin hedefi tek millet,  tek devlet, tek bayrak, tek para, hatta tek ordu, tek asker olma yönüne gitmektir. Avrupa, şimdi bunu yapıyor.
 
Çünkü örfü, âdeti, geleneği, her şeyi bir ve beraber olan bu insanların bir dedenin torunları, bir babanın evlatları gibi, böyle bir birliği dünyanın geldiği bu nokta­ da vücuda getirmeleri kendi çıkarları icabıdır.
 
Bize gelince! Biz çok ayrı bir milletiz. Evvela biz, Şark milletiyiz. Orta Asya'dan Anadolu topraklarına gelmiş, yerleşmiş insanlarız. Bu Şark milleti, Doğu medeniyetinin temsilciliğini yapan bizim, Avrupa ile hakikatte bir medeniyet ayrılığımız söz konusudur.
 
Bu ayrılıktan olacak ki, tarih boyu bizimle, batı arasında kavgalar olmuştur. Şimdi gelinen bu noktada;  Biz bunu bir anda kaldırıp, yok edelim. Bu farklıklar sona ersin" şeklindeki ifadeler veyahut da iddialar aslında bir rüya görmekten başka bir şey olamaz. Neticeyi göreceksiniz. Avrupa'nın, bizi kendi içinde hazmetmesi, varlığımızı kabul etmesi zor, belki de imkansızdır.
 

 
Ama siz, onun milletinden olursanız, onun ordusundan olursanız iş değişir. Yani, ordunuzu terhis edeceksiniz. Elinizde asker kalmayacak, bayrağınızı tek bayrak haline getireceksiniz. Paranızı onların para unsuru olarak kabul edeceksiniz: böyle bir birliktelik derseniz bu olur. Ama bu, Türk milletinin varlığının yok olması manasına gelir. Böyle bir birliği, bizim milletimizin kabul etmesi hiç mümkün değildir.
 
Bu millet, İstiklal Savaşı'nı, AB'yi meydana getiren anlayışa karşı vermiştir. Demokrasilerde, millet adına yapılan her icraat mahiyeti itibariyle millete mutlaka sorulur…
 
Kopenhag  Kriterleri
 

 
Bunlar bizim, şahsımıza ait sözler değil,  Kopenhag Kriterlerinden alınmış sözlerdir.
 
'Azınlıklara siyasi haklar tanınacak'. Ben evvela bu nokta üzerinde durmak istiyorum.  Onlar,  azınlık dediği şeyden tamamen Türkiye'deki Kürt kardeşlerimizi kastediyorlar.
 
Türkiye'de Kürtler, Lazlar vs. gibi unsurlar azınlık değil, çoğunluğun ta kendisidir. Yani Türkü, Kürdü,  Lazı bir millettir. Türk milletinin öğeleridir. Tarih boyu biz bunu böyle yaşadık.
 
Bugün Elazığ'da, Tunceli'de, Diyarbakır'da, Güneydoğu ve Doğu Bölgesinde olan bu kardeşlerimizin diğer bir kardeşi de veyahut da anası, babası da diğer bir vilayetimizdedir. Mesela Karadeniz'dedir. Mesela ben Karadeniz'de birçok Tuncelili Kürt asıllı kardeşimizi tanıyorum. Benim bunlara "Kürt "diye ayrılıkçı bir nazarla bakmam hiç mümkün değildir. Bu, benim öz kardeşimdir.
 
Zaten Batı'daki ilim adamı adı altındaki etnik ayırımcıların Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölebilmek için aslı ve özü Türk olan bu kardeşlerimizi illa da ayrı bir ırk olarak gösterme gayretkeşliği vardır. Bunu çok iyi görmemiz lazımdır. Kopenhag Kriterleri ile oynanmak istenen oyunun aslı budur. "Azınlıkların siyasi haklarıymış! Yarın Lazlar da bir azınlık, Çerkez kardeşlerimiz de bir azınlık diye adlandırılacak.
 

 
Oysa vatan sathında, Misak-ı Milli hudutları dahilinde yaşayan vatandaşlarımızın hiçbirinin böyle bir derdi,  böyle bir iddiası yoktur. Benim üzerinde durduğum birlik ve beraberlik konularının aslı ve özü de insanımızın ayık olması,  şeytani  unsurların milletimizi bölmeye çalışmasını dikkate alması gerektiği hususudur.
 
Neymiş? "Fener Rum Patriğine ekümeniklik sıfatı verilecekmiş. Fener Rum Patriğine ekümenik sıfatı verildiği zaman bu ne demek oluyor? Fener Rum Patriği, Vatikan gibi müstakil bir site devleti kurma hakkına sahip olacak.
 
İtalya'da, Vatikan'ın bu örfü, bu âdeti, bu geleneği kabul etmesi kendi şartlarındandır. Bizim de kabul etmememiz kendi tabii şartlarımızdandır. Yani orada bunun kabul edilmesi nasıl o toplumun bir gereği ise, burada kabul edilmemesi de bu toplumun gereğidir.
 

 
Diğer bir husus; " Karadeniz Rum Pontus varlığının kabul edilmesi. Karadeniz'de Rum Pontus varmış ve bunu kabul edecekmişiz. Bunu AB diyor. Kopenhag Kriterlerinde bu geçiyor. Bunu bilen bir Karadenizli buna "evet " der mi? O halde ben siyasi iradeye çok rica ediyorum. Siyasi irade böyle bir neticeye kesinlikle "evet" demez. Buna bizim itimadımız tamdır. Ama bunların niyet ve maksadının da bu olduğunu anlatmamız,  açık lamamız lazım.
 
Kıbrıs'ın kararını, orada yatan şehitlere sormamız lazım. Millet adına bir hususu konuşuyoruz, görüşüyoruz isek; onu milletin önüne tam koyacağız.
 
Arkadaşlar, adamlar böyle diyor. Siz ne diyorsunuz, diye soracağız. Bunu diyenleri biz denize döktük. Merhum Atatürk ve arkadaşları denize döktü. Türk milleti İstiklal Savaşında bu anlayışla mücadele verdi.
 
Diğer bir husus, "Kıbrıs konusu BM ve AB normlarına göre kabul edilecektir." BM ve AB ölçülerine göre bu meseleler kabul edilirse herhalde bizim Kıbrıs diye bir davamızın olması mümkün olmayacak. İşin Türkçesi budur.
 
Bu mantıkla Kıbrıs, Türklerin elinden alınacak. Peki, adama: "Asırlar boyu bu milletin tasarrufunda kalan bu ada için 1974 çıkarmasında bu millet beş bin tane şehit verdi. Sen bu hareketinle bu millete mi küfrediyorsun beyefendi ?" demezler mi? Elbette derler.
 
Bir başka istekleri daha var: Türk Milletinin, Ege'de birtakım hakları var. "Bu haklardan vazgeçeceksin", deniliyor. Kopenhag Kriterlerinin başka birtakım iktisadi yönleri var.
 
Bu konulara girersek mesele epeyce uzar. Ancak ben,  bu hususun,  bu anlayışın Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığına zarar getirebileceğini,  devletin varlık sebebini ortadan kaldırabileceği gerçeğini de bir kere daha ifade etmek istiyorum." (Niçin Türkiye eserinden) H; AknAydn
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası

Zorlu Holding binasına silahla ateş açıldı

İstanbul Şişli'de bulunan Zorlu Holding binasına kişi veya kişiler tarafından silahla ateş açıldı. Kurşunlar binanın camlarına isabet ederken içeride kimsenin olmaması olası bir faciayı önledi.
19.04.2024 07:56:00
İhlas Haber Ajansı
Zorlu Holding binasına silahla ateş açıldı
Zorlu Holding binasına silahla ateş açıldı
Olay, saat 23.00 sıralarında Şişli Esentepe Mahallesi'nde faaliyet gösteren Zorlu Holding merkez binasında meydana geldi.

Edinilen bilgiye göre, yoldan geçen kişi veya kişiler tarafından henüz bilinmeyen bir nedenle holding binasına ateş açıldı. Açılan ateş sonucu holding binasının 1 katında bulunan camlara 2 el kurşun isabet etti.

Saldırganlar olay sonrası kaçarak kayıplara karıştı. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi.

Ekipler olay yerinde güvenlik önlemi alırken olay yeri inceleme ekipleri holding binası ve çevresinde incelemelerde bulundu.

Ölü ve yaralının olmadığı olayda holding binasının camlarında hasar meydana geldi.

Polis ekiplerinin saldırıyı gerçekleştiren kişi veya kişileri arama çalışmalarının sürdüğü ve olayla ilgili soruşturma başlattığı öğrenildi.


Teknik elemanlar müdürden çok kazanıyor!

 
 
Yenimesaj.com.tr'ye açıklamalarda bulunan İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, sanayide ara ve teknik eleman sorunu yaşandığına işaret ederek, "Bugün fabrikalarda makine tadilatı yapan, elektrik tesisat işleriyle uğraşanlar beyaz yakalı müdürlerin aldığı rakamların üzerinde maaş alıyor" dedi.
18.04.2024 23:37:00
AHMET TURAN YİĞİT
 Teknik elemanlar müdürden çok kazanıyor!
 Teknik elemanlar müdürden çok kazanıyor!


İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, basınla düzenlediği sohbet toplantısında, istihdamda yaşanan sorunlara parantez açarak, önemli açıklamalarda bulundu. Eğitimde yeni bir planlamaya gidilmesi gerektiğine dikkat çeken Taycı, şunları söyledi: "Sektörümüzde ara eleman, teknik eleman ve hatta vasıfsız eleman bulma konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Üniversitelerin sayısının çok artması ve gençlerin niteliğine bakılmaksızın üniversite diploması almaları durumunda daha iyi iş imkânlarına sahip olacaklarına inanmaları bu süreci de olumsuz etkiliyor. Bu kadar diploması olan gencimize beyaz yaka olarak iş verebilmemiz söz konusu değil. Beyaz yaka çalışan bulma konusunda çok ciddi bir problem yok. Şu anda en önemli problemimiz mavi yakada. Artık öyle bir durum söz konusu ki bugün fabrikalarda makine tadilatı yapan, elektrik tesisat işleriyle uğraşanlar müdürlerin aldığı rakamların üzerinde maaş alıyor. Asgari ücret verilmiyor. Kendisini yetiştirmiş zanaatkâr arkadaşlarımızın eğitimleri olmasa bile, eğitimli hatta birkaç dil konuşan insanlardan daha fazla maaş alıyor. Buradaki sorunun çözülebilmesi için üniversiteler ile ciddi bir planlamaya gidilmesi lazım. Her şeyden önemlisi meslek liselerinin daha aktif bir hale getirilmesi lazım."

Kakaoda neler oluyor?

Son dönemde kakaonun tonunun 10 bin, kakao yağınınkinin ise 32 bin doları aştığına işaret eden Taycı, dünyadaki kakao üretiminin yüzde 65'lik bölümünün Batı Afrika sahillerinde gerçekleştiğini; geriye kalan bölümün ise Güney Amerika'da yetiştiği bilgisini verdi. Taycı, konuyla ilgili şunları söyledi: "Uzak Doğu'da da kısmi olarak Malezya'nın ve Endonezya'nın belirli bölümlerinde yetişiyor. Aşırı iklim olayları Batı Afrika'daki kakao ağaçlarını çok olumsuz etkiledi. Bundan dolayı rekoltede ciddi bir düşüş söz konusu. Bununla birlikte kakaoyu üreten çiftçiler, kakaodan çikolataya gelen zincir içinde en az kazanan insanlar. Kazançlarının çok düşük ve yetersiz olması sebebiyle zahmetli ağaçların bakımları, maliyeti ön planda tutularak uzun zamandan beri gerçekleştirilemiyor. 2020-2021 sezonunda dünyada 5 milyon 290 bin ton çekirdek üretimi gerçekleşmiş. 2022-2023 sezonunda 4 milyon 900 bin ton 2023-2024 sezonunda da 4 milyon 450 bin ton. Yani, baktığımız zaman 2021'den 2022'ye geçerken yüzde 7'lik bir küçülme olmuş. 2022'den 2023'e geçerken de yüzde 10'luk bir küçülme olmuş." Taycı, kakaolu ürünler sektörüne dünyada 10 civarında şirketin yön verdiğine işaret ederek, bu şirketlerin kakao üreticilerini desteklemeleri gerektiğini belirtti.

Tokat'ta 20 saatte 46 sarsıntı oldu

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde son 20 saat içerisinde en büyüğü 5.6 büyüklükte 46 sarsıntı meydana geldi.
18.04.2024 23:27:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat'ta 20 saatte 46 sarsıntı oldu
Tokat'ta 20 saatte 46 sarsıntı oldu
Tokat'ın Sulusaray ilçesi dün gece saat 01.06'da meydana gelen 4.7 büyüklükteki depremin ardından 46 kez sallandı.

Tokat'ta 20 saat içerisinde meydana gelen en büyük deprem ise 18.11'de gerçekleşen 5.6 büyüklükteki deprem oldu.

Yaşanan 46 sarsıntının 5'i 4 büyüklüğün üzerinde gerçekleşti.

Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi

Eyüpsultan'da yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlunun karıştığı kaza sonucu Oğuz Murat Aci'nın hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada anne ile oğlu havalimanına götürdüğü iddia edilen çalışanın tahliyesine karar verildi.
18.04.2024 23:27:00
İhlas Haber Ajansı
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C.'nin karıştığı trafik kazası sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine ve anne oğulun ABD'ye kaçmasına ilişkin soruşturma sürüyor.

Anne ile oğulu havalimanına götüren çalışana tahliye

Soruşturma çerçevesinde baba Bülent Cihantimur'un şirketinde reklam-pazarlama bölümünde çalışan ve olay günü şüpheli Eylem Tok ile suça sürüklenen çocuk T.C.'yi havalimanına götürdüğü iddiasıyla tutuklanan şüpheli Ayşe Ceren S., İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği'nce tahliye edildi.

Olayın geçmişi

Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de iddiaya göre yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C., saat 23.50 sıralarında 34 EEG 06 plakalı araçla seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan 3 adet ATV tipi araca çarpmış, kaza sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci hayatını kaybederken orada bulunan diğer kişiler yaralanmıştı. Kazanın ardından polis ekiplerinden önce olay yerine gelen anne Eylem Tok, oğlu T.C.'yi olay yerinden kaçırmış, ekiplerce yapılan incelemeler sonucunda anne ile oğlunun ertesi gün saat 03.50 sıralarında havalimanından Mısır'a çıkış yaptıkları tespit edilmişti.

Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde ise aynı gün şüpheli Eylem Tok hakkında 'suçluyu kayırma' suçundan, şüpheli T.C. hakkında 'bir kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak' suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılırken, kırmızı bülten çıkarılması da talep edilmişti. Soruşturma çerçevesinde daha sonra şüphelilerin ABD'ye kaçtıkları ortaya çıkmıştı ve iade talebinde bulunulduğu da öğrenilmişti. Ayrıca baba Bülent Cihantimur'a 'yurt dışına çıkış yasağı' ve 'imza atma' şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmıştı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.