Danıştay'ın sesi Kaz dağlarından yankılandı

OBöylesi ancak bizde görülebilir. Türkiye'den başka bir ülkede rastlanmaz. Ne miymiş?Vatandaş, kendi topraklarını, ecnebilere karşı korumak zorunda kaldığı gibi, kendi devletine ve hükümetine karşı korumak zorunda kalıyor.Uydurma değil, hayal değil, komplo değil? Şaka hiç değil.Vatandaş, hükümetine, toprağımı ecnebiye sattırmam diyor. Kaz dağlarımı kazdırtmam diyor. Altınımı, bakırımı, borumu ecnebiye peşkeş çektirtmem diyor.Milletimiz, AKP hükümetine Türkçe olarak diyor ki: Uğruna milyonlarca can vererek elde ettiğimiz bu mukaddes vatan toprakları, yanı sıra onun üstündeki ve altındaki kaynaklar, millet malıdır, devlet malıdır? Yoksa, Hükümet erkanı başta olmak üzere, hiç kimsenin babasının malı değildir.Millet, bu gerçeği meydanlarda haykırıyor, Vali'sinin kapısına giderek söylüyor, telgraf çekerek Ankara'ya bildiriyor. Makul olan; devlet ile milletin tek yürek olarak, vatan topraklarının ve yeraltı?yerüstü kaynaklarının ecnebilere karşı koruması, değil mi?! Devletin görevi, milleti ve vatanı korumak değil mi?! Devlet mekanizmasını koordine eden işbaşındaki hükümetin vazifesi, millet ile tek yürek halinde, vatanı ve tüm kaynakları kollamak değil mi?!Elbette? Olması gereken bu; makul olan, normal olan, doğal olan bu? BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, yıllardan beri bunu konuşuyor, ikaz ediyor; millet ve devlet yararına projeler üretiyor. Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koyuyor.Son 10-15 yıldan beri maalesef ülkemizde hükümet çarkı bu makul eksende işlemiyor. Sat kurtul, ver kurtul aklıyla iş görülüyor. Babalar gibi satarım, her şeyi satarım anlayışıyla idare ediliyor.Hükümet, vatan topraklarını ecnebiye peşkeş çekiyor? Devlet ve millet malı işletme ve kaynakları, ele, ecnebiye, Yahudi Ofer'e peşkeş çekiyor. Vatan satılamaz diye feryad edenleri ise "ulusalcılık" patentiyle, "terör tehdidi" kapsamına almaya hazırlanıyor. Emniyet toplantısında "ulusalcılık"ın paranteze alınması konuşuluyor.Vatan topraklarını satmak suç değil? Lakin vatan toprakları satılamaz, şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda demek, "ulusalcılık" patentiyle suç... "Ecnebiye tutulmuş" bu aklın neresini düzelteceksiniz!Bu kafalarla ülke düzelme, devlet ve milletin ahvali düzelmez.Türkiye'nin düzelmesi için, öncelikle ve derhal bu kafaları sandığa gömmek lazım.İşin vahim olan tarafı, millet, şayet toprağını yabancıya satmamakta direniyorsa; hükümet, kamu gücünü kullanıyor, eften-püften gerekçelerle Bakanlar Kurulu kararı çıkartıyor, milletin topraklarını istimlak ederek ecnebiye devrediyor.Efemçukuru Köyü'ün satışı bunun en can alıcı son örneği? Köylünün topraklarını istimlak ederek yabancıya devreden AKP hükümetinin Bakanlar Kurulu'nun gerekçesi şu; yurt savunması? Bu vaziyet, sadece millet ile dalga geçmek değil; pişkin pişkin vatanı ecnebiye peşkeş çekmek.Kaz dağları bunun bir başka örneği? Türkiye'nin tamamı adeta bu peşkeşlerin galerisi! Satılmadık neresi kaldı ülkede bilen var mı? Varsa beri gelsin?İyi ki Anayasa Mahkemesi, Danıştay vs. devlet kurumları, hükümetin peşkeşlerine arasıra çomak sokuyor. Nitekim Danıştay, Kaz dağlarının kazılmasına izin vermedi. Danıştay'ın sesi Kaz dağlarından yankılandı.Danıştay, Balıkesir'in Havran ilçesi Küçükdere köyü sınırları içerisinde bulunan bölgede siyanürlü altın aranmasına izin veren Bursa 3. İdare Mahkemesi'nin kararının bozulmasına hükmetti.O yörenin halkından çok inanın ben sevindim; çünkü 3-4 ay önce sözkonusu peşkeşe şöyle dikkat çekmiştim:"Ülkemizi "Kaz" gibi yoluyorlar. Türkiye kaz gibi yolunuyor. Dağıyla-taşıyla, altıyla-üstüyle yoluyorlar. Ne maden bırakıyorlar, ne cevher? Yanlış anlaşılmasın; Çanakkale'deki Kaz dağlarımızı bile yoluyorlar.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin konuşmalarından duymuşsunuzdur, Cominco adlı şirketi? Kaz Dağları'na işte bu şirket çöreklenmiş. Altınlarımızı çıkartıp götürüyorlar.AKP hükümeti bunlara kiraladı Kaz dağlarını? Kaz dağlarının altını da üstünü de yoluyorlar.Maden Yasası'nda yapılan değişikliklerle şirketlere verilen imtiyazlardan halk habersiz. Vatandaş korkuyor, ürküyor.Vatandaş, oksijen bolluğu bakımından Amozon ormanlarından sonra ikinci sırada yer alan Kaz Dağlarını kazdırmanın, La Fontaine'nin Altın Yumurtlayan Kaz misali altın çıkartmak için kazı yoldurmaya benzediğini düşünüyor.Alanı güvenlik çemberine alıp girişe izin vermeyen firma yetkilileri, sondaj çalışmalarının 300 ile 500 metre derinlikte yapıldığını ve örneklerde altın bulunduğunu belirtiyorlar?Altınla gözleri ışıldayan, çevreyi-ormanı görür mü? Zaten AKP'nin değiştirdiği Maden Kanunu'nda ÇED raporu şart değil? AKP'ın koyunu, şimdi çıktı maden oyunu!Çevre perişan? Zeytin tarımı zarar görmüş; kime ne?!Comimco ise iddiaların doğru olmadığını söylüyor. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, 'Bizimle ilgili herhangi bir ruhsat alınmış değil, ÇED çalışması yapılmış değil? Başbakan'a da durumu arz edeceğim. Takdir TBMM'nindir. Meclis gerekirse değişiklik de yapar. Bu tabii, bir denge meselesi?' diyor.BTP Genel Başkanı'nın hatırlattıklarını er veya geç bir gün anlayacağız, dizlerimizi döveceğiz, keşke Haydar Baş beyi dinleseydik, AKP iktidarında her şeyimizi kaybettik diyeceğiz; ama inşallah iş işten geçmiş olmaz." Böyle seslenmiştik bu köşeden? Sesimiz, milletimizin sesi oldu, Danıştay'ın sesi oldu; Kaz dağlarından yankılandı. Somut ulusalcılık işte bu?AKP hükümeti, buyursun, şimdi de Danıştay'ı, tabii 8. Dairenin kıymetli üyelerini "ulusalcılık" patentiyle "tehdit" kapsamına alsın? Buyurun beyler!