Deprem korkusu zihinleri de esir alıyor
Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yaşayan milyonlarca insan, her sarsıntı sonrası artan kaygıyla baş etmeye çalışıyor. Uzmanlar, deprem korkusunun ‘normal’ sınırları aştığında, günlük yaşamı ve bedensel sağlığı etkileyen bir kaygı bozukluğuna dönüşebileceğine dikkat çekiyor.
15.11.2025 00:07:00
AHMET SAFA TERZİ
AHMET SAFA TERZİ





Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yaşayan milyonlarca insan, her sarsıntı sonrası artan kaygıyla baş etmeye çalışıyor. Uzmanlar, deprem korkusunun 'normal' sınırları aştığında, günlük yaşamı ve bedensel sağlığı etkileyen bir kaygı bozukluğuna dönüşebileceğine dikkat çekiyor. Deprem korkusunu yönetmenin mümkün olduğunu vurgulayan uzmanlar, "Sürekli tetikte yaşamak, gerçek bir yaşam biçimi değildir. İnsan zihni bu gerilime uzun süre dayanamaz" diyor. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Önder Kavakçı, "İnsanlar bastıkları toprağın, içinde bulundukları yuvanın güvende olduğunu varsayarlar. Eve girdiğinizde rahatlarsınız, emniyettesinizdir. Deprem, bu en güvende olduğumuz yerle ilgili inançlarımızı sarsar ve 'hiçbir yer güvenli değil' algısına yol açar" dedi. Uzmanlara göre deprem korkusu belli bir düzeye kadar normaldir. Ancak belirli sınırları aştığında, anksiyete bozukluğu veya travma sonrası stres tepkisine dönüşebilir.
Kavakçı, bu durumda görülebilecek belirtileri şöyle sıralıyor:
• Sürekli tetikte olma, irkilme veya sarsıntı hissi
• Çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi
• Uyku bozuklukları, kabuslar
• Tahammülsüzlük, huzursuzluk, sinirlilik
• Hissizlik, duygusal donukluk veya boşluk hissi.
Depremler yalnızca yetişkinleri değil, çocukları da derinden etkiliyor.
Kavakçı, "Çocuklar tehlikeyi değerlendirmek için büyüklerine bakarlar. Ebeveynler sakin kalırsa çocuklar da olayı daha kolay atlatır. Ancak yetişkinler büyük reaksiyonlar verdiğinde, çocukta korku ve güvensizlik duygusu artar" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.














































































