Yara derin, derdin ucu derinlerde fakat bu dertlere giriftar olanların pansumancıları ile ve sargı bezleri ile bir birlerine karşı övündüklerine şahit oluyoruz.
Yara derin, derdin ucu derinlerde, bütün bir bünyeyi kıvrandıracak düzeyde ama bu dert ile müptela olanların vücutlarındaki çıbanların azlığı ve ufaklığı ile avunduklarını görüyoruz.
Yara derin, derdin ucu derinlerde, toplumsal bünyeyi kasıp-kavuracak boyutlarda ama, bu hastalıklarla kıvranan fertler birbirlerine karşı 'doktor' yarıştırma sevdasındalar.
Yara derin, derdin ucu derinlerde ama, her biri bu dertlere giriftar olan kitlelerin bir birlerine karşı 'benim merhemim seninkinden daha şifalıdır' yarışına girdiklerine şahit oluyoruz.
Yara derin, derdin ucu derinlerde ama, bu musibetlere müptela olanların, böylesine amansız dertlere düşenlerin, dertlerin kaynağını araştırmak, derman aramak yerine, kendilerini bu dertlere düşürenlerin değirmenine su taşıma yarışına girdiklerini görüyoruz.
Yara derin, derdin ucu derinlerde, ciğerleri sarmış, tüm iç organları adeta teslim almış, kendi rengine sokmuş durumda ama, bu dertlerle mustarip olan bedenlerin cilt bakımı ile meşgul olduklarına şahit oluyoruz.
Yara derin, derdin ucu derinlerde, derde giriftar olanların acılarını hissetmemeleri ve çare arayışına kalkmamaları için eğlendirici ve oyalayıcı her şey sergilenirken onlar gerçekten de oyun ve eğlencedeler ve günlerini öylece tüketmekteler.
Yara derin, derdin ucu derinlerde, fakat başlarına bin bir çeşit dert sarılmış olanların adeta 'dert sarhoşu' olduklarını ve sofralarından lokmalarını çalanların farkında olmadıklarını görüyoruz.
Halimizi, ahvalimizi biz yeterince tarif edemedik, sözü ehline, Erzurum/ Alvarlı Efe'ye bırakalım da tarif neymiş görelim:
"El elden üzülmüş yâr elden gitmiş
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar
Kurb-i kıyâmetdir târih de bitmiş
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar
Taraf taraf belâ istîlâ eyler
Kahrullah gazâba istinâd eyler
Kanlar akar yerde incimâd eyler
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar
Âr ile nâmus da kalmadı gitdi
Yüzler siyah oldu hayâ da bitti
Dünyâda yaşamak kemâle yetdi
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar
Avretler erine i'tibar etmez
Erlerin avrete sözü kâr etmez
Evlâd baba ile iftihâr etmez
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar
Erkek dişi birbirine karışdı
Herkes arzûsunu buldu görüşdü
Alâmet-i kübrâ hemân kavuşdu
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar
Lutfî'yi afv ede Hazret-i Allah
Merhamet buyura vallâhi billâh
Korkaram tecellî ede adlullah
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar."
Yara derin, derdin ucu derinlerde, bütün bir bünyeyi kıvrandıracak düzeyde ama bu dert ile müptela olanların vücutlarındaki çıbanların azlığı ve ufaklığı ile avunduklarını görüyoruz.
Yara derin, derdin ucu derinlerde, toplumsal bünyeyi kasıp-kavuracak boyutlarda ama, bu hastalıklarla kıvranan fertler birbirlerine karşı 'doktor' yarıştırma sevdasındalar.
Yara derin, derdin ucu derinlerde ama, her biri bu dertlere giriftar olan kitlelerin bir birlerine karşı 'benim merhemim seninkinden daha şifalıdır' yarışına girdiklerine şahit oluyoruz.
Yara derin, derdin ucu derinlerde ama, bu musibetlere müptela olanların, böylesine amansız dertlere düşenlerin, dertlerin kaynağını araştırmak, derman aramak yerine, kendilerini bu dertlere düşürenlerin değirmenine su taşıma yarışına girdiklerini görüyoruz.
Yara derin, derdin ucu derinlerde, ciğerleri sarmış, tüm iç organları adeta teslim almış, kendi rengine sokmuş durumda ama, bu dertlerle mustarip olan bedenlerin cilt bakımı ile meşgul olduklarına şahit oluyoruz.
Yara derin, derdin ucu derinlerde, derde giriftar olanların acılarını hissetmemeleri ve çare arayışına kalkmamaları için eğlendirici ve oyalayıcı her şey sergilenirken onlar gerçekten de oyun ve eğlencedeler ve günlerini öylece tüketmekteler.
Yara derin, derdin ucu derinlerde, fakat başlarına bin bir çeşit dert sarılmış olanların adeta 'dert sarhoşu' olduklarını ve sofralarından lokmalarını çalanların farkında olmadıklarını görüyoruz.
Halimizi, ahvalimizi biz yeterince tarif edemedik, sözü ehline, Erzurum/ Alvarlı Efe'ye bırakalım da tarif neymiş görelim:
"El elden üzülmüş yâr elden gitmiş
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar
Kurb-i kıyâmetdir târih de bitmiş
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar
Taraf taraf belâ istîlâ eyler
Kahrullah gazâba istinâd eyler
Kanlar akar yerde incimâd eyler
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar
Âr ile nâmus da kalmadı gitdi
Yüzler siyah oldu hayâ da bitti
Dünyâda yaşamak kemâle yetdi
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar
Avretler erine i'tibar etmez
Erlerin avrete sözü kâr etmez
Evlâd baba ile iftihâr etmez
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar
Erkek dişi birbirine karışdı
Herkes arzûsunu buldu görüşdü
Alâmet-i kübrâ hemân kavuşdu
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar
Lutfî'yi afv ede Hazret-i Allah
Merhamet buyura vallâhi billâh
Korkaram tecellî ede adlullah
Humekâ-yı zemân nanay oynarlar."
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024