Bu cümle son günlerde iktidar partisi mensuplarının ağızlarından düşürmedikleri bir cümle.
İçişleri Bakanı gittiği mitinglerde, yaptığı hararetli konuşmaların bir yerine bu cümleyi mutlaka sıkıştırıyor:
"Ders vermeyin oy verin."
On yedi seneden beri her seçim arifesinde, her referandum öncesinde kendilerinin tercih edilmesi için mutlaka bir takım gerekçeler üreten sayın Erdoğan da özellikle son günlerin mitinglerini neredeyse bu cümle ile bitiriyor:
"Ders vermeyin oy verin."
Bu cümlenin yapısında zaten bir yalvarma edası var da, ayrıca devamındaki cümleler bu temayı ele veriyor:
"Sevgili milletim bizi Kandil'in önünde boynumuzu eğik bırakmayın ne olursunuz? Aynı zamanda FETÖ denilen şarlatana bizi güldürmeyin. Elimizi aynanın karşısında zayıf bağlattırmayın. Bizi zayıf düşürmeyin. Bu seçim ders verme seçimi değildir."
Evet, İç İşleri Bakanı aynen böyle diyor.
Sayın Cumhurbaşkanı da yaptığı konuşmalarda buna yakın cümleler sarf ediyor ve "zaman ders verme zamanı değil" diyor.
Hayırdır, milletin ders vermeye hazırlandığına dair duyumlar mı aldınız, kesin bilgiler mi aldınız?
Millet size niye ders versin ki?
Ortalık güllük gülistanlık, tozpembe tablolar yandaş gazeteleri boydan boya süslüyor, yandaş televizyonlar zaten günde beş değil, on beş öğün bu pembe tabloları servis ediyorlar.
Millet size niye ders versin ki?!
Millet iki aydan beri yerel seçimler kampanyası vesilesi ile poşetini ve çayını bizzat ülkenin en tepesindeki ismin, bizzat Cumhurbaşkanının elinden alıyor.
Seçimden önce ya da sonra, şimdiye kadar kim hem de Rize çayı ve bez poşet dağıtmış millete?
Ülke çapında "poşete gel çaya gel" kampanyası bütün hızıyla devam ederken ardından bir da "tanzim satışlar" başladı ki sormayın gitsin, milletin keyfine diyecek yok!
Bunca izzet ve ikrama rağmen millet hala size oy vermeyip de ders vermeye kalkarsa gerçekten de sizin on yedi yıllık hizmetlerinize nankörlük etmiş olur!
Borcundan dolayı doğalgazı kesik olanlar, suyu ve elektriği kesik olanlar, mazot fiyatlarının el yakmasından ötürü traktörünü yerinden oynatamayanlar, böyle ufak-tefek bahaneleri ileri sürerek size ders vermeye kalkarlarsa hakikaten ayıp etmiş olurlar!
Hem siz, durup dururken nereden çıkardınız bu oy vermeme ve ders verme meselesini?
Hem sonra ders vermek vatandaşın ne haddine?
Gerektiği zaman ve zeminde nasıl ki poşeti de çayı da siz veriyorsunuz, elbette dersi de siz verirsiniz!
Vatandaş sadece oy vermekle mükelleftir.
Sandığa gittiğinde elbette sizin bugüne kadar verdiğiniz derslerden nice dersler çıkararak hür iradesiyle oyunu kullanacaktır.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024