Dünyanın neresinden, hangi köşesinden insana dair kötü bir haber gelse, insanların acı ve ıstıraplara düçar olduklarına dair bir haber gelse yüreği burkulan bir adam.İslam coğrafyasından dünyaya yayılan kahredici görüntülerden, açlık, sefalet ve yoksulluk fotoğraflarından ötürü günlerce uykuları kaçan bir adam.Genel olarak tüm insanlığın, özelde ise İslam aleminin, daha da özelde ise Müslüman Türk milletinin dertleri ile dertlenen, acıları ile kıvranan ve kıvranarak dertlere derman arayan, acılara merhem bulmaya çalışan bu yüzden hep uykusuz geceler geçiren bir adam.Dert küpü bir adam; Haydar Baş.İnsanlık ailesinin fertleri arasındaki kavgaların ana sebeplerinden biri inançlar ise ikinci de maddeyi, lokmayı paylaşma kavgasıdır diyerek uzun yıllarını harcamış, gecelerini uykusuz geçirmiş ve insanlığı kanlı pençeleri arasında inim inim inleten kapitalizm ve sosyalizm sistemlerinin pabuçlarını dama atacak bir model geliştirmiş.Son din İslam, son kitap Kur'an ve son elçi Hz. Muhammed aleyhisselam kıyamet sabahına kadar beşeriyetin tüm dertlerine çareler, tüm problemlerine çözümler sunmak için geldiğine göre, beşeriyetin kanını emen bu zalim sistemlere karşı bir alternatif geliştirip insanlığın önüne koymak bizim görevimizdir diyerek kolları sıvamış ve Milli Ekonomi Modelini ortaya koymuş.Dert küpü Haydar Baş'ın bu buluşuna karşı kendi hemşehrileri, kendi milleti üç maymunu oynuyor olsalar da, görmedim duymadım, bilmiyorum numaraları ile yıllarını tüketiyor olsalar da, dünyanın ta öte uçlarından insanlar ve devletler akın akın Haydar Baş'a koşuyorlar.İnsanlığın dertleri ile, Müslümanların dertleri ile, hasseten Türk milletinin dertleri ile dertlenen, acıları ile kıvranan Haydar Hoca'ya dünyanın dört bir yanından dert ortakları ve bulduğu dermanı kullanmak için can atanlar fevc fevc ortaya çıkıyorlar.İşte 13 Haziran 2014 tarihinde İstanbul'da yapılan imza töreni de Haydar Baş'ın sesinin tüm dünyada yankılandığına, yankılanan bu sesi duyup gelişlerin başladığına dair net bir fotoğraftır.Rusya'nın İstanbul Başkonsolosu ve Rus meclisinden vekillerin katıldıkları bu merasim; Türkiye'de ısrarla ve inatla, hem de kör inatla "görmedim, duymadım, bilmiyorum" diyenleri gaflet uykusundan uyaracak önemli bir tokat mesabesindedir.Tüm dünya ülkeleri akın akın gelip bu modeli alsa, uygulasa, refaha kavuşsa ama Haydar Baş'ın kendi milleti, Müslüman Türk milleti uygulayıp istifade etmese, el kapılarında dilenci olmaktan kurtulmasa Haydar Hoca'nın dertleri, dertlenmeleri bitmeyecek ve rahat uyku uyuyamayacaktır.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024