Her ne kadar Ankara, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'le görüşmenin ardından, rahatladık, dediyse de; ABD'nin bölgemizle ilgili politikalarının başımızı epeyce ağırtacağı yavaş yavaş günyüzüne çıkıyor.
ABD, Irak ve Kuzey Irak'la ilgili stratejisini, birçok noktada Türkiye'nin aleyhine olmak üzere zaten geliştirmiş. Diyeceksiniz ki, madem öyle, bir kahve içimi de olsa Dick Cheney'in Ankara'da ne işi vardı?
Eski ve yeniyetme birçok politikacımızın sicil amiri olarak ABD, maalesef Türkiye'nin ekonomisini, siyasetini, karın ağrılarını ve yumuşak karınlarını çok iyi biliyor. Teftiş üstüne teftiş geçirmiyor muyuz?
O halde Cheney'in Ankara ziyareti Türk askerinin nabzını görmek içindi; Cheney'in Genelkurmay Başkanımızla görüşmek istemesindeki ısrarı da bundandı.
Niçin mi? Çünkü ABD'nin Kuzey Irak senaryolarına teşne olmuş politikacılarımıza rağmen Türk Ordusu, ABD'nin Kuzey Irak'taki "Karton Kürdistan" türünden bazı emellerini "savaş sebebi" saymıştır. Hatta bölgede bazı sıcak temaslar ve "bordo berelilerimizin şehadeti" bu bağlamda hafızalarda taptaze durmaktadır. Dolayısıyla ABD, Kuzey Irak senaryolarında Türkiye'ye karşı sicili temiz ve suçsuz değildir. Cheney işte bu suçluluk psikolojisiyle nabız tutmak için Ankara'ya uğrayıp geçti.
Diğer taraftan yerli ve ithal mandacı politikacılarımız eliyle Türk ekonomisinin çökertilmesi ve Türkiye'nin tüm temel kurumlarının ABD'nin para kasası IMF'ye bağımlı kılınması da gerçekte ABD'nin bölgemizdeki bu senaryolarının bir parçasıdır. Cheney'in suçluluk psikolojisinden daha vahim olanı, kimi yerli ABD, IMF ve AB'ci politikacılarımızın yüzsüzlüğe varan suçsuzluk psikolojileridir.
Üç kalp ameliyatlı Cheney, planlanmış ve basına haber verilmiş olmasına rağmen Türk basınının karşısına çıkamamıştır. Çünkü böyle bir basın toplantısındaki muhtemel sualler, hem Türk kamuoyunda ABD senaryolarının içyüzünü ortaya çıkartacak, hem de W. Bush'un Irak politikasına karşı belki en az Iraklılar kadar tepkili bir Türk kamuoyu oluşacaktı.
Sorular bilinmektedir, açıktır, anlaşılırdır... Kuzey Irak'ta karton Kürdistan oluşumuna Washington niçin zemin hazırladı? Saddam'ın yerine alternatifiniz var mı; Irak'ın bölünmesini nasıl önleyeceksiniz? Kuzeyde Kürt devletine karşı tedbiriniz nedir; yoksa siz de istiyor musunuz? Tampon bölgede ABD'nin PKK'ya lojistik destek verdiği doğru mudur? ABD mehkemelerinde aynen AB komisyonlarında olduğu gibi, Apo'nun terörist olarak kabul edilmediği şeklindeki kararları dostluğa sığdırabiliyor musunuz? CIA'nın Ortadoğu uzmanlarının kısa seanslarından geçirdiğiniz yeniyetme politikacılarımıza neden azınlık hakları türünden bölücü lakırdıları temrin ettirdiniz? Tazmini konusunda yeşil ışık yaktığınız Türkiye'nin Körfez Savaşı'ndaki 35-40 milyar dolar zararını niye ödemediniz? Yeni bir Irak müdahalesinde Türkiye'nin 100 milyarca dolarlık zararını nasıl telafi edeceksiniz?... türünden sorulara ne ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in kalbi dayanabilirdi, ne de ABD'nin ülkemizdeki ve bölgemizdeki piyonları. Bu sebeple Cheney, çareyi kaçmakta buldu.
Bütün bunlar çok önemli... Fakat Cheney'in suçluluk psikolojisi kadar ve belki ondan daha çok, Türkiye'yi ABD, AB veya IMF'ye mahkum kılan ve bu mahkumiyeti değişmez bir kader olarak gören/gösteren yerli mandacılarımızın, ABD bayrağı kravatlı politikacılarımızın yakın takibe alınıp işten el çektirmek gerektiğine inanıyorum. Bunun için de, topyekün millet gibi, bağımsız ve vergisiz bir Türkiye adına Bağımsız Türkiye Partisi'nin kadro ve projelerini yegane umut olduğunu görüyorum.
ABD, Irak ve Kuzey Irak'la ilgili stratejisini, birçok noktada Türkiye'nin aleyhine olmak üzere zaten geliştirmiş. Diyeceksiniz ki, madem öyle, bir kahve içimi de olsa Dick Cheney'in Ankara'da ne işi vardı?
Eski ve yeniyetme birçok politikacımızın sicil amiri olarak ABD, maalesef Türkiye'nin ekonomisini, siyasetini, karın ağrılarını ve yumuşak karınlarını çok iyi biliyor. Teftiş üstüne teftiş geçirmiyor muyuz?
O halde Cheney'in Ankara ziyareti Türk askerinin nabzını görmek içindi; Cheney'in Genelkurmay Başkanımızla görüşmek istemesindeki ısrarı da bundandı.
Niçin mi? Çünkü ABD'nin Kuzey Irak senaryolarına teşne olmuş politikacılarımıza rağmen Türk Ordusu, ABD'nin Kuzey Irak'taki "Karton Kürdistan" türünden bazı emellerini "savaş sebebi" saymıştır. Hatta bölgede bazı sıcak temaslar ve "bordo berelilerimizin şehadeti" bu bağlamda hafızalarda taptaze durmaktadır. Dolayısıyla ABD, Kuzey Irak senaryolarında Türkiye'ye karşı sicili temiz ve suçsuz değildir. Cheney işte bu suçluluk psikolojisiyle nabız tutmak için Ankara'ya uğrayıp geçti.
Diğer taraftan yerli ve ithal mandacı politikacılarımız eliyle Türk ekonomisinin çökertilmesi ve Türkiye'nin tüm temel kurumlarının ABD'nin para kasası IMF'ye bağımlı kılınması da gerçekte ABD'nin bölgemizdeki bu senaryolarının bir parçasıdır. Cheney'in suçluluk psikolojisinden daha vahim olanı, kimi yerli ABD, IMF ve AB'ci politikacılarımızın yüzsüzlüğe varan suçsuzluk psikolojileridir.
Üç kalp ameliyatlı Cheney, planlanmış ve basına haber verilmiş olmasına rağmen Türk basınının karşısına çıkamamıştır. Çünkü böyle bir basın toplantısındaki muhtemel sualler, hem Türk kamuoyunda ABD senaryolarının içyüzünü ortaya çıkartacak, hem de W. Bush'un Irak politikasına karşı belki en az Iraklılar kadar tepkili bir Türk kamuoyu oluşacaktı.
Sorular bilinmektedir, açıktır, anlaşılırdır... Kuzey Irak'ta karton Kürdistan oluşumuna Washington niçin zemin hazırladı? Saddam'ın yerine alternatifiniz var mı; Irak'ın bölünmesini nasıl önleyeceksiniz? Kuzeyde Kürt devletine karşı tedbiriniz nedir; yoksa siz de istiyor musunuz? Tampon bölgede ABD'nin PKK'ya lojistik destek verdiği doğru mudur? ABD mehkemelerinde aynen AB komisyonlarında olduğu gibi, Apo'nun terörist olarak kabul edilmediği şeklindeki kararları dostluğa sığdırabiliyor musunuz? CIA'nın Ortadoğu uzmanlarının kısa seanslarından geçirdiğiniz yeniyetme politikacılarımıza neden azınlık hakları türünden bölücü lakırdıları temrin ettirdiniz? Tazmini konusunda yeşil ışık yaktığınız Türkiye'nin Körfez Savaşı'ndaki 35-40 milyar dolar zararını niye ödemediniz? Yeni bir Irak müdahalesinde Türkiye'nin 100 milyarca dolarlık zararını nasıl telafi edeceksiniz?... türünden sorulara ne ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in kalbi dayanabilirdi, ne de ABD'nin ülkemizdeki ve bölgemizdeki piyonları. Bu sebeple Cheney, çareyi kaçmakta buldu.
Bütün bunlar çok önemli... Fakat Cheney'in suçluluk psikolojisi kadar ve belki ondan daha çok, Türkiye'yi ABD, AB veya IMF'ye mahkum kılan ve bu mahkumiyeti değişmez bir kader olarak gören/gösteren yerli mandacılarımızın, ABD bayrağı kravatlı politikacılarımızın yakın takibe alınıp işten el çektirmek gerektiğine inanıyorum. Bunun için de, topyekün millet gibi, bağımsız ve vergisiz bir Türkiye adına Bağımsız Türkiye Partisi'nin kadro ve projelerini yegane umut olduğunu görüyorum.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019