Bu hayati uyarıyı dikkate alıp, fert fert kulağına küpe yapıp gereğince davrandıkları dönemlerde Müslümanlar, kendileri rahat etmiş, bu rahatlığın bir semeresi olarak insanlığa kalıcı ve eşsiz eserler armağan etmiş ve ellerindeki meşalelerle dünyayı aydınlatmışlar.
Birbirleriyle didişmeye başladıkları devir ve dönemlerde de hep düşmanların iştahını kabartmışlar, canları ve malları ve dahi vatanları üzerinde hesabı olanlara koz vermiş imkan sağlamışlar.
Asla değişmez bir hakikattir ki, düşmanın ana sermayesi bizim dağınıklığımızdır.
Düşman için bu sermaye, hiç adım atmadan, elini-kolunu oynatmadan, zahmete katlanmadan kazanılmış bir sermayedir.
Müslümanların yaşadıkları coğrafyalar ve kaynakları üzerinde hesap yapanlar, plan-proje geliştirenler tüm çalışmalarını ve elde ettikleri kazanımlarını bu hazır sermayenin üzerine bina etmektedirler.
Dağınıklığımız, didişmemiz ve sürekli çekişmemiz sebebi ile biz yarışa en az on adım geriden başlarken düşmanlar en az yüz adım önden başlıyorlar.
Böyle bir yarışta ipi kimin göğüsleyeceği belli değil mi?
İlahi ikazların tersi istikametinde tavır almamız, davranış sergilememizden ötürü kaybettiklerimiz yetmedi mi, zayıf düşüp ayaklar altında ezilmemiz yetmedi mi?
"Ey iman edenler! Savaş esnasında karşı karşıya geldiğiniz düşman birliğine karşı dayanın, sebat edin ve Allah'ı çok zikredin ki felah bulasınız.
Hem Allaha ve Resulüne itaatten ayrılmayın ve birbirinizle nizalaşmayın sonra içinize korku düşer ve Devletiniz elden gider, ve sabırlı olun çünkü Allah sabredenlerle beraberdir." (Enfal: 45-46).
"Düşmanlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın. Savaş atları yetiştirin ki bu hazırlıkla Allah'ın düşmanlarını, sizin düşmanlarınızı ve onların ötesinde sizin bilemeyip de, ancak Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutup yıldırasınız. Allah yolunda her ne harcarsanız, onun karşılığı size eksiksiz ödenir, size asla haksızlık yapılmaz." (Enfal: 60).
"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir." (Nisa: 59).
"Hayır, Rabbine and olsun ki aralarında çıkan derin anlaşmazlık konusunda seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar." (Nisa: 65).
"Ey inananlar! Gizli konuştuğunuz zaman, günah işlemeyi, düşmanlık etmeyi ve Peygambere karşı gelmeyi fısıldaşmayın; iyilik yapmak ve Allah'a karşı gelmekten sakınmayı konuşun; kıyamet günü huzurunda toplanacağınız Allah'tan sakının." (Mücadele: 9).
Birbirleriyle didişmeye başladıkları devir ve dönemlerde de hep düşmanların iştahını kabartmışlar, canları ve malları ve dahi vatanları üzerinde hesabı olanlara koz vermiş imkan sağlamışlar.
Asla değişmez bir hakikattir ki, düşmanın ana sermayesi bizim dağınıklığımızdır.
Düşman için bu sermaye, hiç adım atmadan, elini-kolunu oynatmadan, zahmete katlanmadan kazanılmış bir sermayedir.
Müslümanların yaşadıkları coğrafyalar ve kaynakları üzerinde hesap yapanlar, plan-proje geliştirenler tüm çalışmalarını ve elde ettikleri kazanımlarını bu hazır sermayenin üzerine bina etmektedirler.
Dağınıklığımız, didişmemiz ve sürekli çekişmemiz sebebi ile biz yarışa en az on adım geriden başlarken düşmanlar en az yüz adım önden başlıyorlar.
Böyle bir yarışta ipi kimin göğüsleyeceği belli değil mi?
İlahi ikazların tersi istikametinde tavır almamız, davranış sergilememizden ötürü kaybettiklerimiz yetmedi mi, zayıf düşüp ayaklar altında ezilmemiz yetmedi mi?
"Ey iman edenler! Savaş esnasında karşı karşıya geldiğiniz düşman birliğine karşı dayanın, sebat edin ve Allah'ı çok zikredin ki felah bulasınız.
Hem Allaha ve Resulüne itaatten ayrılmayın ve birbirinizle nizalaşmayın sonra içinize korku düşer ve Devletiniz elden gider, ve sabırlı olun çünkü Allah sabredenlerle beraberdir." (Enfal: 45-46).
"Düşmanlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın. Savaş atları yetiştirin ki bu hazırlıkla Allah'ın düşmanlarını, sizin düşmanlarınızı ve onların ötesinde sizin bilemeyip de, ancak Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutup yıldırasınız. Allah yolunda her ne harcarsanız, onun karşılığı size eksiksiz ödenir, size asla haksızlık yapılmaz." (Enfal: 60).
"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir." (Nisa: 59).
"Hayır, Rabbine and olsun ki aralarında çıkan derin anlaşmazlık konusunda seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar." (Nisa: 65).
"Ey inananlar! Gizli konuştuğunuz zaman, günah işlemeyi, düşmanlık etmeyi ve Peygambere karşı gelmeyi fısıldaşmayın; iyilik yapmak ve Allah'a karşı gelmekten sakınmayı konuşun; kıyamet günü huzurunda toplanacağınız Allah'tan sakının." (Mücadele: 9).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025