logo
28 MART 2024

Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak

17.03.2021 00:00:00
'Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak' seslendirme dosyası:

Göç penceresinden tarihteki yolculuğumuza devam ederken, 1950'li yıllara geldiğimizde Türkiye'de sanayileşmeye bağlı olarak hem kırdan kente şeklinde iç göç hareketliliği yaşanmış, hem de Türk kökenlilerin Türkiye'ye göçü devam etmiştir. 

Daha sonraki yıllarda "emek göçü" merkezli göç hareketliliği Türkiye'yi de etkilemiş, 1960'lı yıllarla birlikte Türkiye'den Batıya doğru ekonomik amaçlı göç başlamıştır. 

Geriye dönüp bakıldığında 1961 Anayasası beyin ve emek göçü açısından çok önemlidir. Dış göç ilk defa bir hükümet politikası olarak ortaya çıkıp, Anayasanın temel hedef olarak belirlediği ulusal kalkınmanın bir öğesi haline getirilmiştir. Dışarıya emek göçü, ekonominin dengelenmesi için bir çözüm olarak görülmüştür. 

Bir yandan bu teşvik edilirken, devletin kurumları tarafından bazı tehlikeler hissedilmiştir. 

Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı"nda şu cümleler görülmektedir: 

"İstihdam politikasının bir başka yönü de işgücü fazlasının işgücü kıtlığı çeken Batı Avrupa ülkelerine ihracıdır. Ancak Türkiye işgücü fazlalığı olan, fakat niteliği yüksek iş gücü konusunda kıtlık çeken bir ülkedir. İşgücü ihracını niteliği yüksek işgücü halinde olması bu kıtlığı artırabilir. Bu sakıncanın önlenebilmesi için gerekli tedbirlerin alınması şarttır." 

Görüldüğü gibi beyin göçünün olabileceği korkusu yaşanmış, tedbirler alınmaya çalışılmıştır. Ama bu tedbirlerkağıt üzerinde kalmıştır. Federal Almanya ile yapılan göç anlaşmasında "dönüşümlü göç" rotasyon usulü nedeniyle göçe "kısa süreli (geçici)" olarak bakılmıştır. Hatta göç edenlerin rotasyonları bitip de geri döndüklerinde endüstrileşme sürecine katkıda bulunacakları düşünülmüştür. Ama her şey planlandığı gibi olmamıştır. Çünkü insan fıtratı ve o günkü toplu durum gereği dönüşümlü göçün uygulanılamayacağı ön görülememiştir. Sonuç olarak bu süreç sadece emek ihracı olarak kalmamış, nitelikli insan ihracına yani "beyin göçü"ne dönüşmüştür. 

Yanlış duymadınız! Türkiye kendi çıkardığı anayasa ile "beyin göçü"ne başlama işareti vermiştir. Kendi darağacımızı kendimiz kurmuşuz yani. Bakınız bu süreç, neler doğurmuştur. 

Birkaç sonucun altını beraber çizelim: 

1. Nitelikli iş gücü kaybedilmiş, nitelikli iş gücünün % 17'si yurt dışına göçmüştür. Almanya'ya giden işçiler arasında önemli bir kısmının toplumsal açıdan daha itibarlı sayılan "öğretmenlik, pazarlamacılık, muhasebecilik" gibi mesleklerden vazgeçip işçi statüsünde Almanya'ya göç ettikleri gözlemlenmiştir. Alman İş ve İşçi Bulma Kurumu, 1968 yılına ait raporunda Türk işçilerin en yüksek oranda niteliksel iş gücünü temsil ettiklerini belirtmiştir. Birçok kişi sırf legal yoldan yararlanabilmek için uzmanlığını, eğitimini gizlemiştir. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın hep konuşmalarında misallendirdiği "garsonluk için Avrupa'ya gitmeyi düşünen avukat" gibi.  

2. Genç, üretken nüfus yurt dışına kaptırılmıştır. Göç eden işçilerin % 67'si 23-30 yaş arasındaydı. 

3. İlginç olan gidenlerin beşte dördü Almanya'ya gitmeden önce de bir iş sahibi idi. Dolayısıyla aktif iş gücü de kaybedildi. Onları Almanya'ya gitmeye iten nedenler "yurt dışında ödenen yüksek ücretler, kısa zamanda önemli bir tasarruf yapmak, yeni bilgiler edinebilme beklentisi ve nihayet dünyayı tanıma arzusu idi. 

4. Dış göç, Türkiye'nin sosyo-ekonomik yapısı ve tabakalaşmasında önemli değişimlere yol açmıştır. Ailenin toplumsal örüntüsü yırtılmış, aile birliği bozulmuştur. İlk giden işçilerin yalnız gitme zorunluluğu, bölünmüşlük ve aile bireylerinin ayrı yaşamasını kabul edilebilir doğal bir ölçü haline getirmiştir. Geniş Aile yapısı yerine, çekirdek aile kalıpları benimsenmiştir.

5. Kadının ücrete dayalı bir üretim sürecine katılması söz konusu olmuş, kadınlar da çok zor ve ağır şartlarda çalışmak üzere işçi olarak tek başlarına Almanya'ya gönderilmiştir.

6. Kitle iletişim araçlarından toplum daha fazla etkilenir hale gelmiş, dinsel ve kültürel faaliyetler azalmıştır. 

7. Sözde özgürleşme süreci ile bir tüketim toplumu oluşturulmuştur.

8. Son yıllardaki ülkemizdeki siyasi toplu durumun temeli 1961'lerde atılmıştır. Anayasanın yönlendirmesi ile Avrupa'ya göç, Avrupa'ya yerleşenler üzerinden Türkiye Cumhuriyeti üzerine yapılan manipülasyonlar, ülkemizde siyasi toplu durumu etkilemiştir. Bu konunun detayını bir sonraki yazımızda detaylandıracağım inşallah. 

1973 yılına kadar yoğun olarak göç devam etmiştir. Avrupa'da İtalya, İspanya, Yunanistan gibi ülkelerden gelen işçilerden farklı olarak Türk işçilerin aile birleşimine izin verilmemesine uzun dönem devam edilmiştir. 1973 yılında patlak veren enerji krizinde birçok Türk, gurbette işsiz kalmıştır. Birçoğu anavatana dönmeyip, oldukları ülke koşullarında çözümler üretmeye çalışmışlardır. 

1973 sonlarından itibaren  aile birleşimlerine izin verilmeye başlansa da, bu kez de çocukların eğitimi ciddi sorunlar doğurmuştur. Ve çocukların eğitimleri nedeni ileyine birçok ailede bütünlük sağlanamamıştır. 

Hani emek göçü, Türkiye'ye döviz kazandıracaktı ya. İlk 20 yıl, 1980'e dek Türk ekonomisine bu yolla kazandırılan dövizler birçok araştırmaya konu olmuştur. Bu araştırmaların ortak sonucu, bu dövizlerin ülkemizdeki aktif ekonomi çarkına dahil edilemediği şeklindedir. Birçok işçinin kazançları ile araba ve köylerinde arsa aldıkları, inşaatlar yaptırdıkları gözlemlenmiştir. 

Dolayısıyla beklenen endüstrileşme sürecine katkı olmadığı gibi, ciddi bir nitelikli ve genç insan gücü kaybedilmiştir. 

Plansız ve yanlış göç politikaları, "Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmamıza yol açmıştır."

 
Doç Dr. Ali Bestami Kepekçi / diğer yazıları
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
BTP İBB Adayı Cihan Erdoğanyılmaz: Gençler BTP’ye akın ediyor
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
BTP İBB Adayı Cihan Erdoğanyılmaz: Gençler BTP’ye akın ediyor
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.