"Dinlerarası Diyalog Vatikan projesidir" adlı bir makale yazmış bu konuda özellikle Vatikan kaynaklı bilgiler sunmuştuk. Bu konuda çok olumlu tepkiler aldık ancak bizi anlamak istemeyen diyalog yanlısı bazı aymazlar, gene aynı düşüncede kalmayı tercih etmişler. Bir kısım da "şu diyaloga bir de Müslümanların bakış açısını yazsanız da kıyaslama imkanı bulsak" diye bir talepte bulunmuşlar. Yapılan olumlu yada olumsuz tepkileri saygı ile karşılıyoruz ancak yıllarca "zaman iman kurtarma zamanıdır" diyerek imanda hassasiyet tiyatroları oynayıp da milletin imanını ifsad edecek, milli ve dini bütünlüğümüzü tahrip edecek konularda büyük bir fitne faaliyeti olan dinlerarası diyalog faaliyetleri hakkında, milletimizi uyarmaya kesintisiz devam edeceğimizin bilinmesini istiyorum.Öncelikle neden dinlerarası diyalog hakkında Vatikan kaynaklarından deliller getirme lüzumu hissettik ona değinelim müsaadenizle?Bilinen bir realite şudur ki; "her oyun kendi kuralarına göre oynanır." Oyunun kurallarını da oyunu icat edenler yahut oyunu tertip edenler ortaya koyar. Dinlerarası diyalog, kaynak itibariyle Vatikan merkezli, Hıristiyanlığın dünyaya hakim olması için şartlarına uydurulmuş bir misyonerlik faaliyetidir. Bu oyunda yer almak isteyenler de Hıristiyanların isteklerine göre davranmak zorundadırlar.Müslüman olduğunu iddia edipte bu oyunda yer alarak "ben de bu faaliyeti kendi çıkarlarıma göre kullanayım" niyeti ile de olsa, bu davranış gayet tehlikelidir. Çünkü ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem den bu yana bütün peygamberlerin mücadeleleri tevhit akidesini savunmak ve yaşamak üzerine geçmiştir. Son kitap Kur'an ve son peygamber Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) Efendimizin bütün mücadelesi Tevhitle teslisi, kesin çizgilerle biri birinden ayırtmak olmuştur. Hatta onlara benzemekten o kadar sakınmış ki tırnak kesmek gibi küçücük bir ayrıntıda bile Yahudi ve Hıristiyanlara benzememek için onlara muhalefet etmiştir. Rivâyet edildiğine göre; Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tırnaklarını sırasıyla keserken bir Yahudi çocuğu onu görmüş ve: "Tırnaklarını aynı bizim gibi kesiyorsun" demişti. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) tırnaklarını karışık olarak kesmeye başladı. (Gazalî, İhyâ-u Ulûmiddin) Hele imanî konularda asla onlara benzememek için ibadet zamanlarına ve şekillerine bile dikkat etmiştir. Asırlardır İslam ile teslis inancı arasında savaşlar yapılmış, savaş meydanlarında İslam'ın nurunu söndüremeyen gayri İslam-i unsurlar, çağın gereklerine uyarlanmış soğuk savaş taktiklerine müracaat etmiş ve dinlerarası diyalog adı altında bir fitne faaliyeti başlatmışlardır. Büyük para ve medya güçleriyle desteklenen, zamanla uluslararası küresel güçlerin de destekleriyle dünya çapında bir fitne faaliyetine dönüştürülen bu faaliyet, zaman zaman değişik kılıklara bürünmüş, değişik adlar almıştır. Ilımlı İslam, medeniyetler ittifakı gibi?Her İslam ülkesinde farklı vaatlerle ve farklı projelerle kendine taşeronlar bulan Vatikan, küçümsenmeyecek derecede taraftar bulmuştur. Bunda da bu faaliyete destek veren kanaat önderlerinin basiretsizliği ön ayak olmuştur. Halbuki Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz kendine yapılan bütün teklifleri elinin tersiyle yitip atmış "bir elime ayı bir elime güneşi verseniz dünyanın bütün nimetlerini önüme serseniz hak bildiğim yoldan ve davadan vaz geçmem" demek suretiyle yapılan bütün teklifleri reddetmişti. Mademki okurlarımızdan bazıları Müslüman'ın bakış açısını yazmamızı istemiş, biz de kendi dinimizin kitabı Hz. Kur'an'a müracaat edelim ve bu konuda birkaç ayeti kerime aktaralım:"Allah katında din İslâm'dır." (Âl-i imran, 19)"Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'ı beğendim." (Maide, 3)"Kim İslâm dininden başka bir din ararsa, onunki asla kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacaktır." (Âl-i imran, 85)Allah katında tek geçerli ve tamam din olan İslam'ın hiçbir dinle diyaloga ihtiyacı yoktur. Hidayete ihtiyacı olanların İslam'a dönmekten başka çıkar yolu da yoktur. Gerçek bu iken hükmü kalkmış diğer dinlerle dini konularda diyalog, İslam'ın tevhit inancına göre sapıklıktır. Müslüman olanın da bu sapıklık faaliyetlerinde yer almasının haklı hiçbir gerekçesi yoktur. Allah (c.c.), Müslüman olarak yaşamayı, Müslüman olarak ölmeyi, Müslüman olarak dirilmeyi cümlemize nasip eylesin. Amin?
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024