Diyanet İşleri Başkanlığı, sesi İngiliz The Guardian'dan yankılanan bir çalışma içerisinde? Türk milleti, bu çalışmayı İngilizlerden öğrendi? Vaveyla koptu.Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ve bazı yardımcıları, telaşla açıklamalar yapmak durumunda kaldılar.The Guardian, doğal olarak kendi penceresinden olayı aktarıyor. The Guardian, Diyanet'in çalışmasıyla, İslam inancının Batı değerleriyle bağdaştırılmasının hedeflendiğini kaydederek, AKP hükümeti ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, bu çabaların başını çektiğine dikkat çekiyor.The Guardian, sadece ma'lumu ilam ediyor; nitekim Almanya'da gurbetçilerimize "Dininizi, dilinizi, milliyetinizi bir tarafa bırakıp insan paydasında buluşun, uyum gösterin" çıkışıyla asimilasyon kıvamında bir "uyum ve entegrasyon tavsiyesi" yapan bizzat Erdoğan'ın kendisidir. Ancak, asıl, çalışmalar hakkında Diyanet'in yaptığı izahat, Müslüman milletimizin endişelerini haklı çıkartıyor.Hatırlarsanız Diyanet, "tefsir" alanında bir çalışma yapmıştı.Bu çalışmaya, maalesef Katolik suyu karışmıştı. Vatikan'ın "dinler arası diyalogcu" söylemleri, "Kur'an Yolu" adını verdikleri tefsire sokuşturulmuştu. Bu vahim tefsir çalışmasının önemli noktalarını bu köşeden yetkililere sormuştuk; ancak izahını yapan bir Diyanetçi çıkmadı o gün bugündür.Şimdi de Bardakoğlu, hadis alanında yapılan bu son çalışmanın, önceki "tefsir" çalışmasının bir benzeri olacağını ifade ediyor.İlahiyatçılara danışmanlık yapan Katolik uzman Koerne ise, "Bu gerçekten Modern Avrupalının eleştirel düşünce biçimi ile Osmanlı Müslümanları'nın Kuran geleneklerinin bir sentezi. Aynı zamanda politik bir ajanda?" diye konuşuyor.Bardakoğlu, endişeleri gidermek için, "Hiçbir Müslüman'ın İslam'da reform ve hadisleri ayıklama gibi bir cüreti olamaz. Molla Kasım gibi oturup 'şu hadisi beğendim bu kalsın, şunu beğenmedim, bu olmasın' şeklinde bir ayıklama değildir. ?" diyor; ama tefsir alanında yaptıkları çalışma, hadis alanındaki çalışmanın vahim bir eksende oluştuğu endişelerini güçlendiriyor.Diyanet'in tefsir çalışması, son hadis çalışmasının göstergesi niteliğindedir. Bakınız, Vatikan ve AB eksenli ne çağdaş tefsirler türetmiş Diyanet:"...Bazı çağdaş müfessirler, Yahudiler ve Hıristiyanlarla Sabiîler'in kurtuluşa erebilmeleri için İslam ümmetine dahil olmaları gerektiği şeklinde bir şartın ayetin metninde yer almadığını; sadece a) şirkten uzak olarak Allah'a iman etmek, b) ahiret gününe inanmak, c) salih amel işlemek şeklinde üç temel şart ortaya konduğunu dikkate alarak bu üç şartı yerine getiren diğer din mensuplarının da cennete girebileceklerini savunmuşlardır (Reşit Rıza, 1, 333-335; Ateş, 1, 174-175; a. mlf., "Cennet Kimsenin tekelinde değildir", İslamî Araştırmalar, III/1, s. 7-24). Nisa Suresinin 123-124. ayetleri de bu görüşü destekler mahiyettedir..." (Bkz. Kur'an Yolu - Türkçe Meal ve Tefsir, Diyanet İşleri Başkanlığı, Heyet, I/69)"1960'lı yıllarda gerçekleştirilen II. Vatikan Konsili belgelerinde İslamiyet'le ilgili resmî Katolik tavrının -yeterli olmamakla birlikte- önemli ölçüde yumuşadığı, Müslümanların Allah ve ahiret inancıyla ibadet ve ahlaka dair anlayış ve uygulamalarından övgüyle söz edildiği görülmektedir. Bu durum Hıristiyan dünyasının İslamiyet hakkında daha samimi ve sağlıklı bir yaklaşım geliştirmeye yöneldiği şeklinde değerlendirilebilir. Bu noktada konumuz olan ayetin çok açık ve net ifadelerle uhrevi kurtuluşun kapsamına getirdiği genişliği bir defa daha hatırlatmakta yarar vardır: İman edenler; Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve Sabiîler'den Allah'a ve ahiret gününe inanıp salih amel işleyenler için Rableri katında mükafatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyecekler" (Bkz. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, Diyanet İşleri Başkanlığı, Heyet, I/70).Diyanet'in, tefsirinde sergilediği böyle bir akaid perspektifi, İslam'ın bugüne kadar yaşana gelen temel esaslarına uygun ve halkımızın Ehl-i Sünnet diye bildiği yaklaşım değildir. Maalesef AB, ABD ve Vatikan eksenlidir.Diyanet'in güncellenmişten kastettiği tefsir bu ise ki, -maalesef bu, çünkü bu çalışmayı yayınladılar ve ekmek-peynir gibi dağıtıyorlar-; güncellenmiş hadis çalışmasının da ne olacağı malumdur. Başkan Bardakoğlu, "8. asırdakiler anladı, bu bize yeter' denirse, din adına dinde olmayan birçok şeyi söyleyebiliriz" beyanıyla, "hadis çalışması" adı altında yapacakları müdahalelerin arka planını ortaya koyuş oldu; başka bir şey söylemesine hacet kalmadı.Bardakoğlu'nun cümlenin tamamını söylemesine gerek yoktur; Müslüman ariftir, aptal değildir. Diyanet İşleri Başkanlığı da, AB'nin, ABD'nin, Vatikan'ın ve BOP'un manivelası değildir.Konuya devam ederiz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019