Geçtiğimiz hafta gönül dostlarımızla 4 günlük bir "Diyar-ı Şam" ziyareti gerçekleştirdik. Bu ziyaret esnasında Zahiri ve Batıni bir çok kazanımlar elde ettiğimizi söyleyebiliriz. Sizlerle paylaşmaya çalışacağımız zahiri kazanımlar;özel manada Diyar-ı Şam vatandaşları hakkında daha önce edindiğimiz bilgilerin aksine edindiğimiz bilgilerdir. Konu ile alakalı bilgileri iki kısımda incelemeye çalışacağız öncelikle Diyar-ı Şam'ın önemi, sonrada ziyaret edilecek yerler hakkındaki bilgiler olacaktır. ***İmam-ı Gazali hazretlerinin güzel bir sözü vardır; "Cevizi kırıp içine bakmayan, içini de dışı gibi zanneder" Küreselleştirilmeye çalışılan dünyaya servis edilen bilgiler, onlara taşeronluk yapmaya çalışan kartel medya sayesinde, başkalarına ulaşıncaya kadar bir çok değişime uğrayarak gelir. Hal böyle olunca da kafalarımızdaki bilgiler de gerçekle o kadar alakasız olmaktadır. Suriye, BOP kapsamında ABD nin demokrasi(!) getirmeyi düşündüğü devletler arasında ve hem de başlarda yer aldığı için Suriye hakkında bilgiler ABD nin istekleri doğrultusunda gerçekleşmekte ve dünyaya servis edilen bilgiler Suriye terörist devlet Suriyeli de terörist olarak tanıtılmıştır. Sınır boylarında tel örgülerin farklı tarafında ailelerimizin, kültürlerimizin biri biriyle iç içe olmasına rağmen birbirimizi görmeden dostluk köprülerini atmış, ilgi alanımızdan bile çıkarmışızdır. ***Bu seyahat ve ziyaret sayesinde durumun hiç de öğle olmadığını Suriye vatandaşlarının biz Türklere karşı çok samimi ve sıcak ilgi duyduklarına şahit olduk. Kilis Öncüpınar sınır kapısından geçiş yaparken karşılaştığımız manzara, samimi ve güler yüzle, oldukça kolaylaştırılmış muamelelerle "Suriye size hoş geldiniz der" yazısıyla karşılaşıyorsunuz. Toprak yapısı, iklim, gelenek görenek, olarak büyük bir farklılıkla karşılaşmadığınız için hele de Türkleri seven, lisanınızdan az çok anlayan birileriyle karşılaştığınız zaman daha huzurlu oluyorsunuz. Asıl maksadımız devletler arası münasebetlerden çok halkların biri birleriyle münasebetleri ve Suriye topraklarını kapsayan Diyar-ı Şam beldesinin inancımız açısından önemine değinmek istiyorum.Peygamber Efendimiz(sav) ahirete irtihal etmeden önce bir soru üzerine; "Yakında fitneler olacak. Dediler ki: "Ne emredersin Ya Resulallah?" Buyurdu ki: Şam'a gitmeye bakın" (Ramuz el-Ehadis/A.Z.Gümüşhanevi /Sayfa: 299/5 (Ravi: Hz. Bekr İbni Hakim (r.a.) ***Şam'ın emin belde olarak işaret edilmesi hakkında buyurulan birkaç hadisi şerif daha aktaralım.Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Bir hicretten sonra bir hicret daha olacak. Arz (dünya)ehlinin hayırlılarına Hz. İbrahim'in hicret ettiği yer (Şam) gereklidir. Arzda, (dünya)ahalisinin (halkının)şerirleri (kötüleri)kalır." (Ebu Davud, Cihad 3, 2482) Ebud-Derdâ radıyAllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: Mûtadaki savaş sırasında Müslümanların sığınağı, Şam şehirlerinin en hayırlısı olan Dımeşk denen şehrin yakınındadır." (Ebu Dâvud, Melâhim 6, (4298), Sünnet 9, 4639) Diyar-ı Şam diye adlandırılan topraklar; sadece Suriye'nin başkenti olan Şam şehri ile sınırlı değildir. Şam, Arapça'da kelime manası olarak sol anlamına gelir ve eskiden beri Hicaz bölgesinin (Mekke ve Medine şehirlerinin bulunduğu bölge) sol tarafında kalan ülkeleri ifade eder. Sayfa: 313/6. "Ne mutlu Şam'a. Zira Allah (z.c.hz)'nin melekleri Şam üzerine kanatlarını germiş bulunur."(Ravi: Hz Zeyd İbni Sabit (r.a.)(a.g.e.) ***Sayfa: 206/1. "Hayır on paydır. Dokuz payı Şam'da, birisi diğer memleketlerde. Şer de on paydır. Bir payı Şam'da dokuzu diğer memleketlerdedir. Şam fesada uğradığında sizde artık hayır kalmaz." (Ravi: Hz. İbni Amr (r.a(a.g.e.)Peygamber aşığı sahabeler Peygamberimizin ahirete irtihalinden sonra Medine de yaşayamamışlar işaret edildiği gibi Diyar-ı Şam beldesine gelmişler. İşte bizlerde en az peygamberimizin dostlarının kabirlerini ziyaret ederek, O'nun kokusunu almak, manen O'na bir adım daha yaklaşmak O'nun manasına bir nebze olsun yakın olmak için çıktığımız bu yolculuktan fazlasıyla istifade ettik. Allah cümlenize böyle güzellikleri yaşamayı lütfetsin.
U?UR KEPEKÇİ
www.ugurkepekci.com
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025