1 gol, 1 asist.
Maçı izlemeyen birine bu istatistiği kimin yaptığını sorsanız, muhtemelen size Belhanda, Onyekuru ya da Arda cevabını verir.
Seçenekler çoğaltılabilir.
Ama o şıklar arasında tandem oynayan Donk’un olmayacağı kesin.
Hollandalı oyuncu, savunma anlamında zaten haftalardır mükemmele yakın oynuyordu.
Dün de Galatasaray adına temposuz, yavan geçen ilk yarının son dakikasında “kanat oyuncularına gol pası nasıl atılır?” dercesine Onyekuru’ya asistini yaptı.
Yetmedi kafayla klasik Donk gollerinden birini atarak takımının cebine 3 puanı koydu.
Maç değerlendirmesine gelirsek Başakşehir maçı Galatasaray için Gaziantep maçıyla neredeyse aynıydı.
Bu maçta da önce Muslera devreye girdi, kurtardığı penaltıyla takımına nefes aldırdı, ardından tıpkı Antep’te olduğu gibi Onyekuru fişi çekti.
Sarı-kırmızılılar ilk yarıda yüzde 74 topla oynama istatistiğine rağmen pozisyon üretmek zorlandı, hatta zorlanmak bir yana pozisyon üretemedi.
Etebo’nun dinamik bir oyuncu olduğu kesin, ancak onun oynadığı maçlarda Galatasaray kreatif hücum yönünden eksik kalıyor.
Gedson Fernandes’in takıma monte edilmesiyle bu durum net şekilde ortadan kalkar.
Muslera ve Donk’un dışında gecenin yıldızlarından biri de Onyekuru’ydu.
Nijeryalı oyuncu topu ayağına her aldığında tehlike oluşturdu.
Hem gol attı, hem de 3. gole neden olan penaltıyı yaptırdı.
Galatasaray’ın yeni golcüsü Mostafa Mohamed de dün akşam ilk kez süre aldı.
Mısırlı golcüyü ilk maçı olmasına rağmen oldukça beğendim.
Fizik gücü çok iyi, hava toplarına hakim ve al-ver becerisi olan bir oyuncu.
Çevresinde oynayan oyuncularla uyumu sağlarsa çok gol atar.
İRFAN CAN TRANSFERİ YANLIŞ YÖNETİLDİ
Yazımın son bölümünde İrfan Can transferini değerlendirmek istiyorum.
Galatasaray yönetimi bence bu transfer sürecini oldukça yanlış yönetti.
Gelinen süreçte ya masadan erken kalkmaları lazımdı ya da İrfan Can’ı ne pahasına olursa olsun almaları gerekiyordu.
İsim, hocanın ağzından çıkmışsa ve ezeli rakibin konuyu şeref meselesine çevirmişse parayı basıp alacak ve “Ben Galatasaray’ım, istediğim her futbolcuyu alırım” mesajını verecektin.
Bırakın “istemedik”, “ters köşe yaptık” hikayelerini.
Öyle de bir istediniz ki, öyle de bir üzüldünüz ki İrfan Can’ın Fenerbahçe’ye gitmesine.
Maçı izlemeyen birine bu istatistiği kimin yaptığını sorsanız, muhtemelen size Belhanda, Onyekuru ya da Arda cevabını verir.
Seçenekler çoğaltılabilir.
Ama o şıklar arasında tandem oynayan Donk’un olmayacağı kesin.
Hollandalı oyuncu, savunma anlamında zaten haftalardır mükemmele yakın oynuyordu.
Dün de Galatasaray adına temposuz, yavan geçen ilk yarının son dakikasında “kanat oyuncularına gol pası nasıl atılır?” dercesine Onyekuru’ya asistini yaptı.
Yetmedi kafayla klasik Donk gollerinden birini atarak takımının cebine 3 puanı koydu.
Maç değerlendirmesine gelirsek Başakşehir maçı Galatasaray için Gaziantep maçıyla neredeyse aynıydı.
Bu maçta da önce Muslera devreye girdi, kurtardığı penaltıyla takımına nefes aldırdı, ardından tıpkı Antep’te olduğu gibi Onyekuru fişi çekti.
Sarı-kırmızılılar ilk yarıda yüzde 74 topla oynama istatistiğine rağmen pozisyon üretmek zorlandı, hatta zorlanmak bir yana pozisyon üretemedi.
Etebo’nun dinamik bir oyuncu olduğu kesin, ancak onun oynadığı maçlarda Galatasaray kreatif hücum yönünden eksik kalıyor.
Gedson Fernandes’in takıma monte edilmesiyle bu durum net şekilde ortadan kalkar.
Muslera ve Donk’un dışında gecenin yıldızlarından biri de Onyekuru’ydu.
Nijeryalı oyuncu topu ayağına her aldığında tehlike oluşturdu.
Hem gol attı, hem de 3. gole neden olan penaltıyı yaptırdı.
Galatasaray’ın yeni golcüsü Mostafa Mohamed de dün akşam ilk kez süre aldı.
Mısırlı golcüyü ilk maçı olmasına rağmen oldukça beğendim.
Fizik gücü çok iyi, hava toplarına hakim ve al-ver becerisi olan bir oyuncu.
Çevresinde oynayan oyuncularla uyumu sağlarsa çok gol atar.
İRFAN CAN TRANSFERİ YANLIŞ YÖNETİLDİ
Yazımın son bölümünde İrfan Can transferini değerlendirmek istiyorum.
Galatasaray yönetimi bence bu transfer sürecini oldukça yanlış yönetti.
Gelinen süreçte ya masadan erken kalkmaları lazımdı ya da İrfan Can’ı ne pahasına olursa olsun almaları gerekiyordu.
İsim, hocanın ağzından çıkmışsa ve ezeli rakibin konuyu şeref meselesine çevirmişse parayı basıp alacak ve “Ben Galatasaray’ım, istediğim her futbolcuyu alırım” mesajını verecektin.
Bırakın “istemedik”, “ters köşe yaptık” hikayelerini.
Öyle de bir istediniz ki, öyle de bir üzüldünüz ki İrfan Can’ın Fenerbahçe’ye gitmesine.
Ömer Ali Akburak / diğer yazıları
- Elbet bir gün buluşacağız / 03.11.2021
- Atan ve tutan / 26.10.2021
- Bir varmış bir yokmuş / 04.10.2021
- Cimbom istediğini aldı / 01.10.2021
- Yetenek farkı / 27.09.2021
- Terim kendini inkâr ediyor / 23.09.2021
- Yetmez ama evet / 21.09.2021
- Statik enerji / 13.09.2021
- Şerefli mağlubiyet / 12.06.2021
- Bu yarışa kalp dayanmaz / 12.05.2021
- Atan ve tutan / 26.10.2021
- Bir varmış bir yokmuş / 04.10.2021
- Cimbom istediğini aldı / 01.10.2021
- Yetenek farkı / 27.09.2021
- Terim kendini inkâr ediyor / 23.09.2021
- Yetmez ama evet / 21.09.2021
- Statik enerji / 13.09.2021
- Şerefli mağlubiyet / 12.06.2021
- Bu yarışa kalp dayanmaz / 12.05.2021