Dost bahçesinden

O padişah ben kuluyum, dost bahçesin bülbülüyümOl hocamın bahçesinde şad olup ötmeye geldimYunus eydür aşık oldum maşuka derdimden öldümGerçek erin kapısında ömrüm harcetmeye geldim...

Günler birbiri ardınca sıralanan kelimeler gibi geçip giderken, kiminin gönlünde fırtınalar kopuyor, kiminin gönlünde yeni gül bahçeleri keşfediliyor, kiminde hicran, kiminde pişmanlık, kiminde hüzün, kiminde yalnızlık? Evet hepimiz anlıyoruz yaşamak ne imiş. Ey hayat ne kadar çok şey öğrendik senden ve öğrenmeye devam ediyoruz! Ve en güzeli bir "dost" cemali görebilmekmiş, o dostun gerçek dost olduğunu fark edebilmekmiş çünkü baktığı halde göremeyenler de var.Biz o dost yüzlü dost ile karşılaşsaydık O'na ne derdik:"Ey dost! Bilsen ki Senden ne kadar çok şey bekliyorum. Bir gün Seninle karşılaştığımda anlatmak istediklerim sinemde öylece saklı duruyor. Ben Sana "ben"in dertlerini anlatmak istiyorum. Oysa şimdilerde fark ediyorum ki o dertleri yaşarken öğrendiklerim bana gerçek bir derman sunuyor. O zaman şikayet etmenin zavallılıktan öte geçememenin bir göstergesi olduğunu, olacağını seziyorum. Kendi sorunlarımdan dışarı çıkıp Seni gerçek halinle görebilme isteği benim kalbimin yeni keşfettiği bir şey. Evet karar verdim artık Sana halimden ahvalimden bahsedip şikayet etmeyeceğim."Şikayet ettiğimiz her bir şey aslında nefsin zulmetinden kaynaklanıyor. Ne kadar şikayet edersem o kadar zalim bir nefsim var benim. Bunları yeni yeni fark ediyorum. Güzellikleri göremeyen gözlerimize göstermek, işitemeyen kulaklarımıza duyurabilmek için önce kendimizin dışına çıkmak gerekiyor."... 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?'...Bu ses ile bu ayetteki tecelliye erer, ötelere geçer, onları seyredersin. 'Aradığım bu', 'Evet bu' dersin. Ve Rabbinin hitabına karşılık; 'Sen bizim Rabbimizsin' diye verdiğin cevabı tarifsiz bir zevk ile yaşamaya başlarsın. Sonra bir hasrettir başlar?" (Nefs Terbiyesi, Prof. Dr. Haydar Baş, s.9).Ey Rabbim o tarifsiz zevkten bir zerre kalbimize düştü de secdelerin aydınlık yüzünü görmeye, her feryad-ü figanda Senin hicranını hissetmeye, Sana kavuşacağımız ümidi ile ölümü özlemeye, yaşamaktan korkmamaya, insanlarla daha yakından ilgilenmeye başladık. O tarifsiz zevkin bir zerresi bize halimizden şikayet etmemeyi ilham ediyor. İnşallah bu ilhamın gereklerini yerine getirebiliriz.Merhaba sevgili okuyucular "Gönüllerde Hakk'ın iktidar olması davası" o davayı yüklenenlerin yüzünü yüce manalara bürüyor. Sevimli kılıyor. İnşallah bizim siyretimiz ve suretimiz de o yüce manayı taşıyabilir.Yazının mutfağından saygı ve selamlarımızla.