Kendi başına bir iklim olan insanlar vardır. (Nereden icab etti diye düşünebilirsiniz, varlıkları bizi mutlu ediyor. Kendimizi daha çok anlamamızı sağlıyor. Kendimize sorular sormamıza ve aşmamıza yardım ediyor. Daha ne olsun?) O iklimin sınırlarından içeri girebilirseniz, sizi sonsuza uzayan bir dostlukla karşılarlar.Edindiğimiz bilgilere göre bu insanların en önemli özellikleri çok okumalarıdır. Hemen her insanla konuşacak bir şeyleri vardır. Sohbet sırasında Eskimolardan zencilere kadar, tıbbi biyolojiden coğrafyaya kadar geniş bir yelpazede konuşurlar. Hemen her konuda konuşabilecek bir kültür birikimine sahiptirler. Onların zor mu kolay mı olduklarını anlayabilmek için sohbeti koyulaştırmak gerekir. Eski günlerden söz açıldığında çoğu zaman kalp kırıklığı ile geçen günlerden dem vururlar. Gözlerinin önünden bir bulut geçer. Bu kendi başına iklim olmayı başarabilmiş insanlar, aslında derinlerde yaraları olan insanlardır. Ve onları sevimli, cana yakın kılan da bu yaraların izleridir."Yıpranmamış hayatlar büyük hüzünler bekler" diyor şair. Kendi başına iklim olan bu insanlar yıpranmış insanlardır, her ne kadar onlarla ilk tanışanlar, "Ne alem ne esprili insan" deseler de.Özenmişimdir, çevrelerindeki büyük küçük her insanla özenle ilgilenişlerine. Sohbeti en ince noktasından yakalayışları onları sözü dinlenir insanlar kılmıştır. Susmaları ise ayrı bir meseledir, tefekkür denizlerinde yüzüşlerini gözlerine bakarak anlayabilirsiniz. Dertlidirler, dertlerinin ne olduğunu ancak onları yeterince tanıdığınızda anlayabilirsiniz. Dertleri safi insan olmaktır, insanlığı anlatmak ve örnek olmaktır.Ben de kendi başıma bir iklim olabilir miyim diye düşündüğümde, duygularımı yoğrulmamış hissederim. Hem çok isterim, hem korkarım hakkını veremem diye. Fakat şöyle dönüp de geriye baktığım zaman kalbime doğanlar, psikiyatri servislerinde geçirdiğim günler kendi başına bir iklim kurabilecek birikime sahip olabileceğimi fısıldar. Yine de o insanların kemalde geldikleri nokta hala bana uzak gözükür.Kendi başına bir iklim olabilmek için, daha çok insanla sohbet etmek ve daha çok okumak gerektiğini biliyorum. Ancak beynimin bazı bölgelerindeki nöronların daha aktif olması ve yeni bağlantılar kurulması gerekli. Merhaba sevgili okuyucular, aslında insan ancak Hz. Peygamber'in izinden giderek gerçek insan olabilir. Nasıl daha iyi bir insan olabilirim kaygısı ne güzel bir kaygıdır. Keşke daha çok insan bu kaygıyı taşısaydı. Biz bunu hatırlatanlar olarak bu kaygıyı daha derinde yaşasaydık.Yazının mutfağındayız. Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi, ikramı, ihsanı üzerinize olsun.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022