logo
24 KASIM 2025


Dostluk helali paylaşmaktır

15.03.2017 00:00:00
 1978'lerde, bendeniz henüz 9-10 yaşlarındayken, rahmetli babam, bir sabah fırından sıcak simit alıp eve doğru yürürken şöyle diyordu: 
Gerçek dostluk sevinci, kederi, helal lokmayı ve Allah'ın rızasını paylaşmak? Can yoldaşı olmaktır. Dostluk, mâtemi huzura çevirir. Dünya da uzun bir dünya değil.
1.90'lık boyu ile yukarıdan bana doğru bunları söylerken, şu cümlesi, çocuk kalbimde yer etmişti:
Haramı paylaşanlar, gerçek dost olamazlar; dost görünseler de, dost kalamazlar.
Çayeli'nde zaman zaman sabah namazına, Eski Cami'ye götürürdü. Mini minnacıktım. Sanki bayrama giderdik. Namaz sonrası taş fırına uğrar, sımsıcak simitler, puf puf poğaçalar alırdık.
Caminin tam karşısında cemaatin ve taksicilerin takıldığı eski bir çay ocağı vardı. Bahar ve yaz, önünde kestane ağacından mamul sehpacıklar olur, etrafına 10-15 tahta iskemle atılırdı. 
Kışın uzun-büyük döküm sobada kocaman odunlar yanar, kapısı açılsa caddeyi ısıtırdı. 
Birkaç simitçi, poğaçacı ve seyyar pilavcının da durağıydı aynı zamanda.
Sabah namazı başta olmak üzere her namaz öncesi ve sonrası tıklım tıklım dolardı. 
Çay ocağının üç beş metre önünü, demlenmiş çayın nefis rayihası ve simit kokusu kaplardı sabahleyin.
Tavşan kanı gibi çay ve ıhlamurla birlikte yaz-kış şamata da kaynatılırdı orada?
Babam çay ocağında oturmayı sevmezdi. Duman altı oluruz evladım, derdi, hem sigara, hem de dedikodundan duman altı?
Dedikodudan duman altı olmayı ilk defa ondan duydum.
Günlerden şayet hafta sonu idiyse terzihaneye giderdik, hafta içi ise evimize? Simit ve poğaçalarımız alıp dönerken selam verip merhabalaşırdı. Çay ocağından otuz-kırk kişilik bir ses ve ahenkle " Ve aleykum selam Recep Ali ağabey?" sadâsı yükselirdi.
Elindeki sıcak simit ve poğaçalardan birkaçını oradakilere ikram eder, yanımda çocuk var, bana müsaade der, ayrılırdık.
Çay ocağından her bir sehpanın üstünden üç-beş simit ve poğaça olurdu; insanlar etrafında kümelenirdi. O günlerde anlatmıştı bana, dostluğun helal lokmayı paylaşmak olduğunu?
Hem terzilik, hem de puantörlük yapardı. 
Bir sabah birlikte puantörlük yaptığı Sabuncular Çay fabrikasına gittiğimizde, simitleri oraya götürmüş, fabrikanın ana giriş kapısının sağındaki odasında masanın üzerine koymuştuk. Erken gelen memur ve işçi arkadaşları, o simitlerden birkaç dilim kopartıp güzelim çayla doyarlardı? Bir simitle 7-8 kişinin doyup teşekkür ettiklerine şahidim o günlerde. 
Gürgen ağacından cilalı namaz tahtası masasının solunda duvara dayalıydı; ezan okunduğunda hemen namazını orada eda ederdi.
1980 öncesi kimse kimseyi tanımazdı. Puantörlük, riskli bir işti o devirde... Her vardiyası belki 2000-2500 kişiyi bulan üç vardiyalı bir fabrikaydı. İşçiler giriş-çıkışta onun odasında kart basarlar, kartlar oda duvarına asılı kutularda durur, ona göre maaşları hesap edilirdi.
İşe geç kalanlara yahut elinde 33'lük tesbihli ağa edasıyla gelenlere hiç tavizi yoktu, eyvallah etmezdi? Kul hakkı, yetim hakkı, millet-devlet hakkı yılan kılçığıdır, size göz yumup helal lokmanızı zehirleyemem, derdi. Bazen mırın-kırın edenler olurmuş; ama aylar sonra gelirler, Recep Ali ağabey, Allah senden razı olsun, sen aşımıza haram kattırmadın, derlermiş.
Hasta olanı da işletme müdürüne kendisi götürür, bizzat kendisi ona izin alırmış.
'80 ihtilali olduğunda, Kenan paşa işçi-memur herkesin sakalını kesecek, diye önceden bir fısıltı talimatı yayılmıştı. Ardında, fabrikalara genelge geldi, demişlerdi.
Her ikisinin de mekanları cennet, ruhları şâd olsun; rahmetli babamın da İstiklal şairi Merhum M. Akif gibi kısa ve güzel bir sakalı vardı. İçine yoğunca ak düşmüş siyah bir sakal? Beşiktaş sakalı derdim. 
O zaman Çay-Kur'da çalışan nice hafızlar, hocalar ve hatta mücahid geçinenler berberlerde sıraya girmiş, sakallarını kesmişlerdi. Hızlarını alamayanlar bıyıklarını bile kazıtmış, ortalık metruş dolmuştu.
Babam kestirmedi? Etraf ve akrabadan bazıları, üç-dört tane çocuk okutuyorsun, yazıktır, evet terzilik yapıyorsun ama puantörlük de iyi bir iş, işini kaybetme, sakalını kes, diye nasihat ve baskı yapıyorlardı.
Asla sakalımı kesmem, diyordu babam; sakalımı keseceğime, puantörlüğü bırakırım olur biter, terzilik bana yeter, sakalımın tek bir kılını kesmem? Benim rızkımı Kenan paşa vermiyor ki, Allah veriyor, derdi.
Sakalını kesmedi nitekim; kimse de onun ibadetine, sakalına karışmadı.
İmanımız ve sağcısıyla-solcusuyla lokmamızı bile paylaştığımız yürekten dostluğumuz, o günlerde birçok serseri mermiden ve pek çok beladan korudu evladım, demişti.
Sabah namazı sonrası simit ve poğaça ile dost sofrası kurma alışkanlığı, zaman zaman aksatsak da, rahmetli babamdan kalma unutulmuş bir mirastı bende.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız, birkaç seneden beri kendi hanesinde her sabah namazı sonrası 60-70, hatta zaman zaman 100-150 kişiyi bulan sabah namazı cemaatine mercimek çorbası yahut haşlama ikramı ve bereket sofrası açtığında, çocukluğumdaki sabah namazı sonrası simit-çay faslı canlanır hafızamda? Hocamızın o sofrası her mü'mine hâlâ açıktır.
Muhterem hocamdan ve iştirak eden tüm can dostlardan Allah razı olsun, ömürlerine ve rızıklarına bereket, geçmişlerine ve geçmişlerimize rahmet eylesin Mevlam. Anlayacağınız, dünya da öyle uzun bir dünya değil.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
Bir müthiş geri dönüş daha
Fenerbahçe Rize'yi 5 golle geçti
Beşiktaş'ta işler kötü gidiyor
Samsunspor ile 1-1 berabere kaldı
İran'dan ABD çıkışı geldi
"ABD, müzakere konusunda ciddi değil"
COP31'de Türkiye kararı
2026'da ev sahibi Türkiye olacak
İstanbul'da fabrika yangını
Güngören'deki yangına müdahale ediliyor
Türkiye'nin en büyük toplu can kayıplarından biri
97 kişinin öldüğü o ev aradan geçen 45 yıla rağmen olayın izlerini taşıyor
Kazandı ama ağır yaralı!
Galatasaray derbi öncesi hata yapmadı
Özel'den 'Mansur Yavaş' tepkisi
'İmamoğlu'na yapılanın aynısı...'
'Hukuk bir gün herkese lazım olacaktır'
Mansur Yavaş'tan soruşturma tepkisi
‘İktidarın görevi halkın refahıdır’
‘İlla birini görmek istiyorsanız Türk Milletini görün’
Amerikalı Osmanlı tarihçisinden farklı bir bakış
Osmanlı ordusu neden zayıfladı?
Ticaret Bakanlığı'nın kararı bekleniyor!
Paslanmaz çeliğe ek vergi 300 bin kişiyi işinden edecek
Dezenflasyon süreci yavaş seyrediyor
IMF: Türkiye'de ekonomik riskler hala daha yüksek
Maduro'dan ABD'li öğrencilere mesaj:
"Savaşı durdurun, savaşa hayır"
Trump, Mamdani ile görüşmeyi değerlendirdi
"Çok üretken bir toplantı"
Bir müthiş geri dönüş daha
Fenerbahçe Rize'yi 5 golle geçti
Beşiktaş'ta işler kötü gidiyor
Samsunspor ile 1-1 berabere kaldı
İran'dan ABD çıkışı geldi
"ABD, müzakere konusunda ciddi değil"
COP31'de Türkiye kararı
2026'da ev sahibi Türkiye olacak
İstanbul'da fabrika yangını
Güngören'deki yangına müdahale ediliyor
Türkiye'nin en büyük toplu can kayıplarından biri
97 kişinin öldüğü o ev aradan geçen 45 yıla rağmen olayın izlerini taşıyor
Kazandı ama ağır yaralı!
Galatasaray derbi öncesi hata yapmadı
Özel'den 'Mansur Yavaş' tepkisi
'İmamoğlu'na yapılanın aynısı...'
'Hukuk bir gün herkese lazım olacaktır'
Mansur Yavaş'tan soruşturma tepkisi
‘İktidarın görevi halkın refahıdır’
‘İlla birini görmek istiyorsanız Türk Milletini görün’
Amerikalı Osmanlı tarihçisinden farklı bir bakış
Osmanlı ordusu neden zayıfladı?
Ticaret Bakanlığı'nın kararı bekleniyor!
Paslanmaz çeliğe ek vergi 300 bin kişiyi işinden edecek
Dezenflasyon süreci yavaş seyrediyor
IMF: Türkiye'de ekonomik riskler hala daha yüksek
Maduro'dan ABD'li öğrencilere mesaj:
"Savaşı durdurun, savaşa hayır"
Trump, Mamdani ile görüşmeyi değerlendirdi
"Çok üretken bir toplantı"
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.