Muhataplarını sürekli daha önceki milletlerin başlarına gelenleri ve sebeplerini araştırmaya yönelten, sürekli yeryüzünü gezip önceki kavimlerin kalıntılarından ibret almayı emreden Kur'an, yaşadığınız günün gelişmelerine karşı "kör ve sağır davranın" demiş olabilir mi?
Bizden önce bu yerküreyi vatan edinmiş olan milletlerin, kendilerine "uyarıcı ve müjdeleyici" olarak gönderilen Peygamberlere karşı çıktıklarını, onların mesajlarına kulaklarını tıkadıklarını ve bu yüzden İlahi azaba müstahak olduklarını anlatan ayet sayısı neredeyse Kur'an'ın üçte birini oluştururken yaşadığımız günün gelişmelerine "duyarsız, ilgisiz, alakasız kalabilirsiniz" demiş olabilir mi?
"Yeryüzünde dolaşıp da, kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar kuvvet ve yeryüzündeki eserleri bakımından kendilerinden daha üstün idiler. Ama Allah onları günahlarından dolayı yakalayıverdi. Onları Allah('ın azabın)dan bir koruyan da olmadı." (Mü'min: 21).
Gün gelecek, bizden sonra gelip bizim mekânlarımıza vâris olacaklar için biz de "geçmiş milletler" sınıfına dâhil olacağız, dolayısıyla bizden sonrakiler tarafından iyi ya da kötü örnek olarak anılmamız bugünü doğru-dürüst yaşamamıza, gelişmeleri doğru okuyabilmemize bağlı.
Dünden ibret almalıyız, yeryüzünü dolaşıp bugün harabeye dönmüş olan geçmiş kavimlerin yurtlarını, köşk ve saraylarını ibretle seyretmeliyiz ama bir yandan da aynı hatalara düşmemek için yaşadığımız günü de doğru okumaya gayret etmeliyiz.
Bugün İslam âleminin yaşadığı perişanlığı ve neden bu hale düştüğünü ve düşürüldüğünü doğru okuyamayan, doğru teşhis koyamayanların, yani gözü ile gördüğü felaketlerden, kulağı ile duyduğu feryad u figanlardan ibret alamayan Müslümanların, Kur'an'da anlatılan Ad ve Semud kavimlerinin ve diğerlerinin başlarına gelenlerden ibret aldıkları söylenebilir mi?
Bugün, sadece ve sadece İsrail'in hatırı ve hain planlarının önünü açmak için uydurma bahanelerle Irak'ın paramparça edildiğini, aynı gerekçelerle Suriye'nin kan gölüne çevrildiğini anlamayan, bir türlü anlamaya yanaşmayan ve hâlâ Siyonist değirmenine su taşımaya devam eden Müslümanlar, Kur'an'ı nasıl okuduklarını ve ne anladıklarını mutlaka sormalı, sorgulamalıdırlar.
Durup dururken, hiç yoktan Suriye'de muhalefet icad edenlerin, icad ettikleri muhalefeti büyütüp besleyenlerin gerçekte kime hizmet ettiklerini anlamayanlar, katline sebep oldukları yüz binlerce Müslümandan ötürü vicdanı sızlamayanlar ve hatalarından dönmeyenler mutlaka hangi dinin mensubu olduklarını inceden inceye düşünmelidirler.
Dünden ibret almalıyız ama günden bihaberiz.
"De ki: "Yeryüzünde dolaşın da, günahlara batıp gidenlerin sonu ne oldu görün, ibret alın." (Neml: 69).
"Onlardan önce nice toplumları helak etmemiz, onları doğru yola sevk etmez mi? Onların yurtlarında gezip durmaktalar. Bunda apaçık ibretler ve dersler vardır, hâlâ hakkın sesini dinlemezler mi?" (Secde: 26).
"Bunlar, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görmek için, yeryüzünde hiç gezip dolaşmadılar mı? Hâlbuki onlar, bunlardan her yönde daha güçlü idiler. Ne göklerde, ne yerde hiç kimse ve hiçbir şey, Allah'a karşı gelemez, O'nun elinden kaçıp kurtulamaz. Çünkü Allah her şeyi bilen ve her şeye güç yetirendir." (Fatır: 44).
"Onlar hiç yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce yaşamış olan inkârcıların sonunun ne olduğuna bakmazlar mı? Onlar kendilerinden daha kalabalık ve daha güçlüydüler ve yeryüzünde daha derin izler bırakmışlardı. Fakat elde ettikleri şeylerin onlara hiçbir faydası olmadı." (Mü'min: 82).
"Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kalpleri olsun da onunla akıllarını çalıştırsınlar, kulakları olsun da onlarla duysunlar. Şu bir gerçek ki, kafadaki gözler kör olmaz ama göğüslerin içindeki gönüller körleşir." (Hac: 46).
Bizden önce bu yerküreyi vatan edinmiş olan milletlerin, kendilerine "uyarıcı ve müjdeleyici" olarak gönderilen Peygamberlere karşı çıktıklarını, onların mesajlarına kulaklarını tıkadıklarını ve bu yüzden İlahi azaba müstahak olduklarını anlatan ayet sayısı neredeyse Kur'an'ın üçte birini oluştururken yaşadığımız günün gelişmelerine "duyarsız, ilgisiz, alakasız kalabilirsiniz" demiş olabilir mi?
"Yeryüzünde dolaşıp da, kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar kuvvet ve yeryüzündeki eserleri bakımından kendilerinden daha üstün idiler. Ama Allah onları günahlarından dolayı yakalayıverdi. Onları Allah('ın azabın)dan bir koruyan da olmadı." (Mü'min: 21).
Gün gelecek, bizden sonra gelip bizim mekânlarımıza vâris olacaklar için biz de "geçmiş milletler" sınıfına dâhil olacağız, dolayısıyla bizden sonrakiler tarafından iyi ya da kötü örnek olarak anılmamız bugünü doğru-dürüst yaşamamıza, gelişmeleri doğru okuyabilmemize bağlı.
Dünden ibret almalıyız, yeryüzünü dolaşıp bugün harabeye dönmüş olan geçmiş kavimlerin yurtlarını, köşk ve saraylarını ibretle seyretmeliyiz ama bir yandan da aynı hatalara düşmemek için yaşadığımız günü de doğru okumaya gayret etmeliyiz.
Bugün İslam âleminin yaşadığı perişanlığı ve neden bu hale düştüğünü ve düşürüldüğünü doğru okuyamayan, doğru teşhis koyamayanların, yani gözü ile gördüğü felaketlerden, kulağı ile duyduğu feryad u figanlardan ibret alamayan Müslümanların, Kur'an'da anlatılan Ad ve Semud kavimlerinin ve diğerlerinin başlarına gelenlerden ibret aldıkları söylenebilir mi?
Bugün, sadece ve sadece İsrail'in hatırı ve hain planlarının önünü açmak için uydurma bahanelerle Irak'ın paramparça edildiğini, aynı gerekçelerle Suriye'nin kan gölüne çevrildiğini anlamayan, bir türlü anlamaya yanaşmayan ve hâlâ Siyonist değirmenine su taşımaya devam eden Müslümanlar, Kur'an'ı nasıl okuduklarını ve ne anladıklarını mutlaka sormalı, sorgulamalıdırlar.
Durup dururken, hiç yoktan Suriye'de muhalefet icad edenlerin, icad ettikleri muhalefeti büyütüp besleyenlerin gerçekte kime hizmet ettiklerini anlamayanlar, katline sebep oldukları yüz binlerce Müslümandan ötürü vicdanı sızlamayanlar ve hatalarından dönmeyenler mutlaka hangi dinin mensubu olduklarını inceden inceye düşünmelidirler.
Dünden ibret almalıyız ama günden bihaberiz.
"De ki: "Yeryüzünde dolaşın da, günahlara batıp gidenlerin sonu ne oldu görün, ibret alın." (Neml: 69).
"Onlardan önce nice toplumları helak etmemiz, onları doğru yola sevk etmez mi? Onların yurtlarında gezip durmaktalar. Bunda apaçık ibretler ve dersler vardır, hâlâ hakkın sesini dinlemezler mi?" (Secde: 26).
"Bunlar, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görmek için, yeryüzünde hiç gezip dolaşmadılar mı? Hâlbuki onlar, bunlardan her yönde daha güçlü idiler. Ne göklerde, ne yerde hiç kimse ve hiçbir şey, Allah'a karşı gelemez, O'nun elinden kaçıp kurtulamaz. Çünkü Allah her şeyi bilen ve her şeye güç yetirendir." (Fatır: 44).
"Onlar hiç yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce yaşamış olan inkârcıların sonunun ne olduğuna bakmazlar mı? Onlar kendilerinden daha kalabalık ve daha güçlüydüler ve yeryüzünde daha derin izler bırakmışlardı. Fakat elde ettikleri şeylerin onlara hiçbir faydası olmadı." (Mü'min: 82).
"Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kalpleri olsun da onunla akıllarını çalıştırsınlar, kulakları olsun da onlarla duysunlar. Şu bir gerçek ki, kafadaki gözler kör olmaz ama göğüslerin içindeki gönüller körleşir." (Hac: 46).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025