Dünyadan el çekmenizi tavsiye ederim
Ölüm meleğinin canları alması ve kulların Allah 'ı nitelendirme hususundaki afiyetlerin beyanı hakkında...
30.05.2025 14:49:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ölüm meleğinin canları alması ve kulların Allah 'ı nitelendirme hususundaki afiyetlerin beyanı hakkında...
"Eve girdiği zaman onu (Azrail'i) hissediyor musun? Ya da birinin canını alırken onu görür müsün?
Dahası, cenini anası karnında nasıl öldürür? Oraya bazı yarıklardan mı sızmakta, yoksa Rabbinin izniyle ona ruh mu icabet etmektedir?
Yoksa zaten onun için bir yerde mi oturmaktadır? Kendi gibi bir yaratılışı vasfetmekten aciz kişi, ilahını nasıl vasfetsin?"
Dünyaya tapmayı kanama hakkında...
"Dünyadan el çekmenizi tavsiye ederim. Orası göçülecek yerdir, konaklanacak değil. Aldatıcı şeylerle süslenmiş, onlarla aldatmıştır. Rabbinin katında bayağı görülmüş bir yurttur.
Helali haramına, hayrı şerrine katışıktır. Hayat ölümle, tatlı acı ile iç içedir. Bu yüzden Allah onun dostlarına özgü kılmamıştır ve onu düşmanlarından esirgememiştir.
Hayrı gönülsüz, şerri hazırdır. Ondan toplanan tükenir, edinilen mülk alınır. Bayındırı harap olur. Yapısı çöküp gidecek binaya benzeyen, ömrü de azığının bitmesiyle biten ve müddeti de bir sefer gibi sona erecek olan diyardan ne hayır gelir!
Allah'ın size farz kıldığı şeyler için çalışın, sizden istediğini eda etme gayretini de vermesini dileyin.
Sizi çağırmasından önce ölümün çağrısına kulak verip dinleyin.
Zahitler, dünyada gülseler bile kalpleri ağlar, sevinçli olsalar da üzülür ve gıpta edilecek kadar lütfe erseler de az kulluk ettikleri için kendilerine kızarlar.
Eceli hatırlamak kalbinizden silinmiş, yalan istekler sizi kuşatmış, dünya sizi ahiretten fazla avucuna almış, çabuk elde edilen dünya nimeti, zamanla elde edilecek ahireti gönüllerinizden çıkarmıştır.
Siz Allah'ın dininde kardeşsiniz. Sizleri ancak gönüllerinizdeki çirkinlik ve kalplerinizdeki kötülük birbirinden ayırdı. Birbirinize yardım etmiyor, öğüt vermiyor, ihsanda bulunmuyor, birbirinizi sevmiyorsunuz.
Size ne oluyor ki, dünyada edindiğiniz az şeye seviniyor, ahiretten yitirdiğiniz çok şeye üzülmüyorsunuz?
Dünyadan yitirdiğiniz az ve önemsiz şeyler sizi ızdıraba itiyor, ızdırabınız yüzlerinizde beliriyor; az bir şey kaybedince sabrınız tükeniyor. Sanki orası sizin ebedi yurdunuz, metası da de size ebedi gibi göründü.
Ayıbınızı yüzünüze söylemesinden korktuğunuz için hiç biriniz kardeşinizin ayıbını söylemiyorsunuz.
Gerçekten ahireti terk etmek ve dünya sevmekte el ele verdiniz. Dininiz dillerinize pelesenk olmuş, Sanki her biriniz amelini işleyip tamamlamış, efendisinin rızasını kazanmıştır." Nehc'ul Belaga 112-113 Hutbe
"Eve girdiği zaman onu (Azrail'i) hissediyor musun? Ya da birinin canını alırken onu görür müsün?
Dahası, cenini anası karnında nasıl öldürür? Oraya bazı yarıklardan mı sızmakta, yoksa Rabbinin izniyle ona ruh mu icabet etmektedir?
Yoksa zaten onun için bir yerde mi oturmaktadır? Kendi gibi bir yaratılışı vasfetmekten aciz kişi, ilahını nasıl vasfetsin?"
Dünyaya tapmayı kanama hakkında...
"Dünyadan el çekmenizi tavsiye ederim. Orası göçülecek yerdir, konaklanacak değil. Aldatıcı şeylerle süslenmiş, onlarla aldatmıştır. Rabbinin katında bayağı görülmüş bir yurttur.
Helali haramına, hayrı şerrine katışıktır. Hayat ölümle, tatlı acı ile iç içedir. Bu yüzden Allah onun dostlarına özgü kılmamıştır ve onu düşmanlarından esirgememiştir.
Hayrı gönülsüz, şerri hazırdır. Ondan toplanan tükenir, edinilen mülk alınır. Bayındırı harap olur. Yapısı çöküp gidecek binaya benzeyen, ömrü de azığının bitmesiyle biten ve müddeti de bir sefer gibi sona erecek olan diyardan ne hayır gelir!
Allah'ın size farz kıldığı şeyler için çalışın, sizden istediğini eda etme gayretini de vermesini dileyin.
Sizi çağırmasından önce ölümün çağrısına kulak verip dinleyin.
Zahitler, dünyada gülseler bile kalpleri ağlar, sevinçli olsalar da üzülür ve gıpta edilecek kadar lütfe erseler de az kulluk ettikleri için kendilerine kızarlar.
Eceli hatırlamak kalbinizden silinmiş, yalan istekler sizi kuşatmış, dünya sizi ahiretten fazla avucuna almış, çabuk elde edilen dünya nimeti, zamanla elde edilecek ahireti gönüllerinizden çıkarmıştır.
Siz Allah'ın dininde kardeşsiniz. Sizleri ancak gönüllerinizdeki çirkinlik ve kalplerinizdeki kötülük birbirinden ayırdı. Birbirinize yardım etmiyor, öğüt vermiyor, ihsanda bulunmuyor, birbirinizi sevmiyorsunuz.
Size ne oluyor ki, dünyada edindiğiniz az şeye seviniyor, ahiretten yitirdiğiniz çok şeye üzülmüyorsunuz?
Dünyadan yitirdiğiniz az ve önemsiz şeyler sizi ızdıraba itiyor, ızdırabınız yüzlerinizde beliriyor; az bir şey kaybedince sabrınız tükeniyor. Sanki orası sizin ebedi yurdunuz, metası da de size ebedi gibi göründü.
Ayıbınızı yüzünüze söylemesinden korktuğunuz için hiç biriniz kardeşinizin ayıbını söylemiyorsunuz.
Gerçekten ahireti terk etmek ve dünya sevmekte el ele verdiniz. Dininiz dillerinize pelesenk olmuş, Sanki her biriniz amelini işleyip tamamlamış, efendisinin rızasını kazanmıştır." Nehc'ul Belaga 112-113 Hutbe
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































