Dünyaya Milli Ekonomi Modeli yön veriyor
BRICS ülkelerinin birlik oluşturarak Milli Ekonomi Modeli'nin görüşü olan milli paralarla ticareti uyguladıklarını belirten Doç. Dr. İbrahim Ekşi, "Böylece doları saf dışı bırakmış oldular. BRICS ülkeleri dünya ticaretinin yüzde 40'lık hacmini oluşturmaktadır" dedi.
31.08.2016 00:00:00
NECATİ CAN/HATAY
Bağımsız Türkiye Partisi Hatay İl Başkanlığı "Milli Ekonomi Modeli-Milli Paralarla Ticaret-FETÖ Gerçeği" konu panel düzenledi. Doç. Dr. İbrahim Ekşi yapmış olduğu konuşmada milli para formülünün Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) en önemli hususlarından olduğunu söyledi. "Milli paralarla alışveriş, karşılığı olmayan doların devre dışı bırakılmasıdır" diyen Ekşi, şöyle devam etti: "Bu emperyal paralar karşılığı olmadan basılan paralardır. Yapılan Milli Ekonomi Modeli kongrelerinde dünya ülkelerinden gelen yüzlerce bilim adamı kongrede sunum yaptı. Bu kongrelerde Rus bilim adamları da sunum yaptılar. Daha sonra arayış içerisinde olan Rusya 27 Şubat 2013 yılında Haydar Baş'ı Rusya'ya davet ederek Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaya başladığını tüm dünyaya duyurdu. Rusya Milli Ekonomi Modeli'ni uyguladıktan sonra Putin iki defa dünya lideri seçildi. BRICS ülkeleri yani; Rusya, Brezilya, Çin, Hindistan ve Güney Afrika ülkeleri birlik oluşturarak Milli Ekonomi Modeli'nin görüşü olan milli paralarla ticarete başladılar. Böylece doları ve diğer paraları saf dışı bırakmış oldular. BRICS ülkeleri kısa zaman içerisinde dünya ticaretinin yüzde 40'lık hacmini oluşturdu. Rusya son olarak Türkiye'ye de milli paralarla ticareti teklif etti."
Kara Hasan Paşa unutulmadı
Diğer katılımcı BTP Adana İl Başkanı Ahmet Haznedar ise 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutlayarak başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hatay Dörtyol'da o zamanlar Kuvva Hareketi vardı. İlk kurşun Dörtyol'unuzda Kara Hasan Paşa ve arkadaşları tarafından atılmıştır. Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları memleketimizi çok büyük mücadeleler vererek kurtarmışlar ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuşlardır. Dünyadaki tüm sorunların sebebi aslında Papaz Malthus ve Keynes'in kapitalizmindeki 'dünyadaki kaynaklar sınırlıdır' görüşüdür. Bu görüşten yola çıkarak emperyal güçler birçok ülkenin kaynaklarına sahip olmak için ülkeleri işgal etmişlerdir. Hala bu işgaller devam etmektedir. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli'nde "Kaynaklar sınırsızdır, ihtiyaçlar sınırlıdır" teziyle kapitalizmin bu görüşünü yıkmış ve çöpe atmıştır. Milli Ekonomi Modeli dünyadaki sorunları ve sömürüyü bitirecek olan tek modeldir. Ülkemiz yeraltı kaynakları açısından çok zengindir. Bor, altın petrol gibi maden ve yeraltı kaynakları var. Örneğin Gümüşhane altın yatakları bakımından zengindir. Van Gölü'nün altında 50 bin ton Toryum madeni var. Ülkemizdeki bu kaynakları saymakla bitiremeyiz. Toplamda en az 3 katrilyon Dolarlık yani kıyamet sabahına kadar yetecek yer altı kaynakları var. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli dünyanın ve ülkemizin sorunlarını çözecek tek modeldir."
'Siyasilerin sorumluluğu var'
BTP Genel Başkan Yardımcısı Şahin Bozdoğan da, FETÖ'nün devletin tüm kademelerine yerleşmesinde siyasilerin pay sahibi olduklarını belirterek şöyle konuştu: "Yıllar içerisinde güçlenerek darbe yapacak duruma gelmişlerdir. Prof. Dr. Haydar Baş, 1998 yılında dinlerarası diyalog faaliyetinin insanların imanı ve ülkemiz açısından tehlikeli bir sokak olduğunu hem FETÖ'ye hem de herkese söylemişti. Prof. Dr. Haydar Baş ve arkadaşları FETÖ ile yıllardan beri mücadele etmektedir. Amerika'da mukim olan bu zatın ne kadar tehlikeli olduğu Vatikan'la ve yabancı istihbarat servisleriyle olan ilişkisi bugün açığa çıkmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın verdiği mücadeleyi hiç kimse yok sayamaz. Gerçekler örtülemez. Zamanında hükümet de dinlerarası diyalog faaliyetlerine göz yummuş hatta icraatlarına destek vermiştir. Şanlıurfa'da İbrahimi dinler sempozyumu yapılmış, Papaz, Haham ve İmam huzurunda Müslüman bir kadınla Hıristiyan bir erkeği evlendirmişlerdi. O gün Zaman gazetesi manşetten 'diyalogdan düğüne' ve 'bu bir devrimdir' diye manşet atmıştı. Bu yapılan ihanettir, günahtır. Yapılan çalışmalar sonucunda binlerce Türk Müslüman genci Hıristiyan olmuş, din değiştirmiştir. Tekrar edecek olursak Prof. Dr. Haydar Baş, 1998 yılından bu tarafa FETÖ'yle mücadele vermiştir. Ülkemize ne kadar zarar verdikleri bugün ortaya çıkmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın da FETÖ konusunda ne kadar haklı olduğu ortaya çıkmıştır. Bugün basın ve medya, Prof. Dr. Haydar Baş'ı ne kadar gizlemeye çalışırlarsa, çalışsın, güneş doğmuştur. Güneş balçıkla sıvanmaz. Ülkemizin dün olduğu gibi bugün de Prof. Dr. Haydar Baş'a ihtiyacı var. Prof. Dr. Haydar Baş demek 'bayrak' demektir. Prof. Dr. Haydar Baş demek 'Atatürk' demektir. Prof. Dr. Haydar Baş demek 'vatan' demektir."
Bağımsız Türkiye Partisi Hatay İl Başkanlığı "Milli Ekonomi Modeli-Milli Paralarla Ticaret-FETÖ Gerçeği" konu panel düzenledi. Doç. Dr. İbrahim Ekşi yapmış olduğu konuşmada milli para formülünün Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) en önemli hususlarından olduğunu söyledi. "Milli paralarla alışveriş, karşılığı olmayan doların devre dışı bırakılmasıdır" diyen Ekşi, şöyle devam etti: "Bu emperyal paralar karşılığı olmadan basılan paralardır. Yapılan Milli Ekonomi Modeli kongrelerinde dünya ülkelerinden gelen yüzlerce bilim adamı kongrede sunum yaptı. Bu kongrelerde Rus bilim adamları da sunum yaptılar. Daha sonra arayış içerisinde olan Rusya 27 Şubat 2013 yılında Haydar Baş'ı Rusya'ya davet ederek Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaya başladığını tüm dünyaya duyurdu. Rusya Milli Ekonomi Modeli'ni uyguladıktan sonra Putin iki defa dünya lideri seçildi. BRICS ülkeleri yani; Rusya, Brezilya, Çin, Hindistan ve Güney Afrika ülkeleri birlik oluşturarak Milli Ekonomi Modeli'nin görüşü olan milli paralarla ticarete başladılar. Böylece doları ve diğer paraları saf dışı bırakmış oldular. BRICS ülkeleri kısa zaman içerisinde dünya ticaretinin yüzde 40'lık hacmini oluşturdu. Rusya son olarak Türkiye'ye de milli paralarla ticareti teklif etti."
Kara Hasan Paşa unutulmadı
Diğer katılımcı BTP Adana İl Başkanı Ahmet Haznedar ise 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutlayarak başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hatay Dörtyol'da o zamanlar Kuvva Hareketi vardı. İlk kurşun Dörtyol'unuzda Kara Hasan Paşa ve arkadaşları tarafından atılmıştır. Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları memleketimizi çok büyük mücadeleler vererek kurtarmışlar ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuşlardır. Dünyadaki tüm sorunların sebebi aslında Papaz Malthus ve Keynes'in kapitalizmindeki 'dünyadaki kaynaklar sınırlıdır' görüşüdür. Bu görüşten yola çıkarak emperyal güçler birçok ülkenin kaynaklarına sahip olmak için ülkeleri işgal etmişlerdir. Hala bu işgaller devam etmektedir. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli'nde "Kaynaklar sınırsızdır, ihtiyaçlar sınırlıdır" teziyle kapitalizmin bu görüşünü yıkmış ve çöpe atmıştır. Milli Ekonomi Modeli dünyadaki sorunları ve sömürüyü bitirecek olan tek modeldir. Ülkemiz yeraltı kaynakları açısından çok zengindir. Bor, altın petrol gibi maden ve yeraltı kaynakları var. Örneğin Gümüşhane altın yatakları bakımından zengindir. Van Gölü'nün altında 50 bin ton Toryum madeni var. Ülkemizdeki bu kaynakları saymakla bitiremeyiz. Toplamda en az 3 katrilyon Dolarlık yani kıyamet sabahına kadar yetecek yer altı kaynakları var. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli dünyanın ve ülkemizin sorunlarını çözecek tek modeldir."
'Siyasilerin sorumluluğu var'
BTP Genel Başkan Yardımcısı Şahin Bozdoğan da, FETÖ'nün devletin tüm kademelerine yerleşmesinde siyasilerin pay sahibi olduklarını belirterek şöyle konuştu: "Yıllar içerisinde güçlenerek darbe yapacak duruma gelmişlerdir. Prof. Dr. Haydar Baş, 1998 yılında dinlerarası diyalog faaliyetinin insanların imanı ve ülkemiz açısından tehlikeli bir sokak olduğunu hem FETÖ'ye hem de herkese söylemişti. Prof. Dr. Haydar Baş ve arkadaşları FETÖ ile yıllardan beri mücadele etmektedir. Amerika'da mukim olan bu zatın ne kadar tehlikeli olduğu Vatikan'la ve yabancı istihbarat servisleriyle olan ilişkisi bugün açığa çıkmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın verdiği mücadeleyi hiç kimse yok sayamaz. Gerçekler örtülemez. Zamanında hükümet de dinlerarası diyalog faaliyetlerine göz yummuş hatta icraatlarına destek vermiştir. Şanlıurfa'da İbrahimi dinler sempozyumu yapılmış, Papaz, Haham ve İmam huzurunda Müslüman bir kadınla Hıristiyan bir erkeği evlendirmişlerdi. O gün Zaman gazetesi manşetten 'diyalogdan düğüne' ve 'bu bir devrimdir' diye manşet atmıştı. Bu yapılan ihanettir, günahtır. Yapılan çalışmalar sonucunda binlerce Türk Müslüman genci Hıristiyan olmuş, din değiştirmiştir. Tekrar edecek olursak Prof. Dr. Haydar Baş, 1998 yılından bu tarafa FETÖ'yle mücadele vermiştir. Ülkemize ne kadar zarar verdikleri bugün ortaya çıkmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın da FETÖ konusunda ne kadar haklı olduğu ortaya çıkmıştır. Bugün basın ve medya, Prof. Dr. Haydar Baş'ı ne kadar gizlemeye çalışırlarsa, çalışsın, güneş doğmuştur. Güneş balçıkla sıvanmaz. Ülkemizin dün olduğu gibi bugün de Prof. Dr. Haydar Baş'a ihtiyacı var. Prof. Dr. Haydar Baş demek 'bayrak' demektir. Prof. Dr. Haydar Baş demek 'Atatürk' demektir. Prof. Dr. Haydar Baş demek 'vatan' demektir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.