Duygusal açlık mı, fiziksel açlık mı?
Günümüzde birçok kişi fazla kilo sorunuyla boğuşuyor. Ancak her zaman "açlık" bedenimizin ihtiyacından mı kaynaklanıyor, yoksa duygusal bir boşluğu doldurma çabası mı?
29.11.2024 15:44:00
Yenal Arman
Yenal Arman





Günümüzde birçok kişi fazla kilo sorunuyla boğuşuyor. Ancak her zaman "açlık" bedenimizin ihtiyacından mı kaynaklanıyor, yoksa duygusal bir boşluğu doldurma çabası mı?
Uzmanlar, duygusal açlığın fazla kalori alımına yol açtığını ve duygusal yeme probleminin çözülmediği takdirde hedef kiloya ulaşmanın ve bu kiloda kalmanın çok zor olacağını belirtiyor.
Duygusal beslenme, kişinin açlıktan ziyade olaylara ve durumlara yemek yiyerek tepki vermesi anlamına geliyor. Olumsuz duyguyu bastırmak veya olumlu duyguyu artırmak için yemek yemek duygusal açlığın göstergesidir. Stres, sıkıntı, üzüntü gibi olumsuz duyguların yanı sıra mutluluk ve neşe gibi olumlu duygular da duygusal açlığa neden olabilir.
Fiziksel açlık ise kişinin gerçekten aç olduğu için yemek yemesi anlamına gelir. Biyolojik açlık olarak da adlandırılan bu durum, hayatı idame ettirmek için gereklidir. Karın guruldaması, halsizlik, gözlerin kararması, titreme gibi belirtiler fiziksel açlığın sinyalleridir.
Yeni yemek yediğiniz halde hala bir şeyler yemek istiyorsanız, duygusal açlık yaşıyor olabilirsiniz. Bu durumda kendinize en son ne zaman yemek yediğinizi ve gerçekten aç olup olmadığınızı sormanız önemlidir.
Stresli olduğunuzda, canınız sıkkın olduğunda ya da çok mutlu olduğunuzda yemek mi arıyorsunuz? Olumlu duyguyu artırmak veya olumsuz duyguyu bastırmak için yemek yemeniz duygusal açlık yaşadığınızı gösterir.
İşyerinde stresli zamanlarınızda çekmecedeki abur cuburları mı yiyorsunuz? İşten eve gelip çocuklar uyuyunca kendinizi televizyonun karşısında elinizde yiyecekle mi buluyorsunuz? Yoksa tüm gününüzü, günden kendinize artan zamanda ne yiyeceğinizi planlayarak mı geçiriyorsunuz? Bu soruların cevabı evet ise siz de duygusal açlık yaşıyor olabilirsiniz.
Duygusal açlığı fark etmek ve gerekli önlemleri almak, hem yeme alışkanlıklarınızı hem de duygusal dengeyi yeniden gözden geçirmenize yardımcı olabilir.
Uzmanlar, duygusal açlığın fazla kalori alımına yol açtığını ve duygusal yeme probleminin çözülmediği takdirde hedef kiloya ulaşmanın ve bu kiloda kalmanın çok zor olacağını belirtiyor.
Duygusal beslenme, kişinin açlıktan ziyade olaylara ve durumlara yemek yiyerek tepki vermesi anlamına geliyor. Olumsuz duyguyu bastırmak veya olumlu duyguyu artırmak için yemek yemek duygusal açlığın göstergesidir. Stres, sıkıntı, üzüntü gibi olumsuz duyguların yanı sıra mutluluk ve neşe gibi olumlu duygular da duygusal açlığa neden olabilir.
Fiziksel açlık ise kişinin gerçekten aç olduğu için yemek yemesi anlamına gelir. Biyolojik açlık olarak da adlandırılan bu durum, hayatı idame ettirmek için gereklidir. Karın guruldaması, halsizlik, gözlerin kararması, titreme gibi belirtiler fiziksel açlığın sinyalleridir.
Yeni yemek yediğiniz halde hala bir şeyler yemek istiyorsanız, duygusal açlık yaşıyor olabilirsiniz. Bu durumda kendinize en son ne zaman yemek yediğinizi ve gerçekten aç olup olmadığınızı sormanız önemlidir.
Stresli olduğunuzda, canınız sıkkın olduğunda ya da çok mutlu olduğunuzda yemek mi arıyorsunuz? Olumlu duyguyu artırmak veya olumsuz duyguyu bastırmak için yemek yemeniz duygusal açlık yaşadığınızı gösterir.
İşyerinde stresli zamanlarınızda çekmecedeki abur cuburları mı yiyorsunuz? İşten eve gelip çocuklar uyuyunca kendinizi televizyonun karşısında elinizde yiyecekle mi buluyorsunuz? Yoksa tüm gününüzü, günden kendinize artan zamanda ne yiyeceğinizi planlayarak mı geçiriyorsunuz? Bu soruların cevabı evet ise siz de duygusal açlık yaşıyor olabilirsiniz.
Duygusal açlığı fark etmek ve gerekli önlemleri almak, hem yeme alışkanlıklarınızı hem de duygusal dengeyi yeniden gözden geçirmenize yardımcı olabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.