Ebeveynlere altın öğütler
Çocuklara yönelik cinsel istismar konusunda, anne kadar babaya da önemli görevler düştüğünün altını çizen uzmanlar, çocuklara 'aşkım, sevgilim' şeklinde hitap edilmemesi ve çocukların dudağından öpülmemesi gerektiğini belirtiyor
12.06.2016 00:00:00
Her yaş çocuğun istismara uğradığını belirten Uzman Psikolog Aslı Sarıkardaşoğlu, daha küçük yaştaki çocukların yakın çevrelerinden, akrabalarından cinsel istismar görebildiğine dikkat çekti. Sarıkardaşoğlu, "Okul yıllarına geldiğinde ise öğretmenleri, üst sınıflardaki öğrenciler tarafından istismara uğrayabiliyor. Vakaların büyük bir çoğunluğunda mağdurların istirmarcıyı önceden tanıdığı ortaya çıkıyor. Aileler çocuğunun cinsel istismara uğradığına dair şüphelendiklerinde çocuklarının vücutlarını kontrol etmeliler. Vücutlarında bir morluk, bir çizik var mı gibi kontroller yapılmalı. Bir de aniden ortaya çıkan farklı belirtiler olabilir. Bunlar alt ıslatma, kâbuslar görme, anneye aşırı derece bağlanma, beraber uyuma isteği gibi durumlar olabilir. 0-4 yaş çocuklar bunu anlayıp ifade edemez. 7 yaş öncesi somut dönem olduğu için direkt size bunu söyleyemese bile bazı konuşmalarından anlaşılabilir. Daha küçük yaştaki çocuğun 'amca/teyze beni sevdi mi, bana zarar mı verdi' durumlarını ayırt edebileceği bir dönem değil. Daha büyük yaştaki çocukların ise oyunlarına yansıyabilir bunun belirtileri. Ya da konuşmalarında bu duruma yönelik kelimeler kullanabilir. Aileler çocukların rutinin dışına çıkan durumlarına dikkat etmelidir" dedi.
'Anne babaya önemli görev düşüyor'
Böyle durumlarda anne kadar babaya da önemli görevler düştüğünün altını çizen Sarıkardaşoğlu, "Mesela 3 yaşından sonra erkek çocuğu baba, kız çocuğu anne tuvalete götürmeli, hemcins ebeveyn banyo yaptırmalı ve banyo yapılırken anne veya baba giyinik olmalı. Çocuk en başta kız ve erkek farkını öğreniyor. 'Ben kız, o erkek' farkı çocukta oluşuyor. Karşısındaki çocuğun saçından, giydiği kıyafetten, eteğinden anlıyor cinsiyet farkını. Giydikleri renkten anlıyor, 'o pembe giydi, o mavi giydi algısı' oluyor. Mesela bir kız çocuğu için etekle nasıl oturması gerektiğinin öğretilmesi, kimin yanında nasıl hareket etmesi gerektiği gibi ufak ayrıntıların küçük yaşta anlatılması gerekiyor. Erkek çocuklar için de yine özellikle karşı cins arkadaşlarına karşı belirli sınırlara saygılı olması öğretilmeli ve gündelik hayatta çocuğa davranışlarla bu yönde örnek olunmalı. Özellikle iç çamaşırı içinde kalan vücut bölümlerine kimsenin dokunamayacağı ve görmemesi gerektiği anlatılmalı. Böyle bir durumda mutlaka ebeveynlere söylenmesi gerektiği tembihlenmelidir. Küçük yaştaki çocuğa dedesi, anneannesi bile olsa 'öpebilir miyim' diye sormalı. Bir yerde kısıtlayıp, belli sınırlar çizip bir yerde de 'Aman canım o senin deden, o senin teyzen' derseniz o zaman çocuğun kafası karışabiliyor. Mümkün olduğunca çocuklarımıza 'Aşkım, sevgilim' şeklinde hitap etmemeliyiz. O dönemler somut dönem olduğu için çocuk bunu ayıramaz. Örneğin çocuğumuzu dudağından öpmemeliyiz. Evde bunu normal gördüğünde dışarıda bir arkadaşını öyle öpmek ona normal gelebilir. Fakat bu sefer karşı tarafın özelini ihlal edebilir" diye konuştu. Çocuğu cinsel istismara uğrayan ailelerin yapması gerekenleri de sıralayan Sarıkardaşoğlu, "Bu çok ağır psikolojik bir süreç olduğu için hafif ya da ağır bir durum hiç fark etmeden her durumda bir uzmana götürmek gerekiyor" dedi. İHA
'Anne babaya önemli görev düşüyor'
Böyle durumlarda anne kadar babaya da önemli görevler düştüğünün altını çizen Sarıkardaşoğlu, "Mesela 3 yaşından sonra erkek çocuğu baba, kız çocuğu anne tuvalete götürmeli, hemcins ebeveyn banyo yaptırmalı ve banyo yapılırken anne veya baba giyinik olmalı. Çocuk en başta kız ve erkek farkını öğreniyor. 'Ben kız, o erkek' farkı çocukta oluşuyor. Karşısındaki çocuğun saçından, giydiği kıyafetten, eteğinden anlıyor cinsiyet farkını. Giydikleri renkten anlıyor, 'o pembe giydi, o mavi giydi algısı' oluyor. Mesela bir kız çocuğu için etekle nasıl oturması gerektiğinin öğretilmesi, kimin yanında nasıl hareket etmesi gerektiği gibi ufak ayrıntıların küçük yaşta anlatılması gerekiyor. Erkek çocuklar için de yine özellikle karşı cins arkadaşlarına karşı belirli sınırlara saygılı olması öğretilmeli ve gündelik hayatta çocuğa davranışlarla bu yönde örnek olunmalı. Özellikle iç çamaşırı içinde kalan vücut bölümlerine kimsenin dokunamayacağı ve görmemesi gerektiği anlatılmalı. Böyle bir durumda mutlaka ebeveynlere söylenmesi gerektiği tembihlenmelidir. Küçük yaştaki çocuğa dedesi, anneannesi bile olsa 'öpebilir miyim' diye sormalı. Bir yerde kısıtlayıp, belli sınırlar çizip bir yerde de 'Aman canım o senin deden, o senin teyzen' derseniz o zaman çocuğun kafası karışabiliyor. Mümkün olduğunca çocuklarımıza 'Aşkım, sevgilim' şeklinde hitap etmemeliyiz. O dönemler somut dönem olduğu için çocuk bunu ayıramaz. Örneğin çocuğumuzu dudağından öpmemeliyiz. Evde bunu normal gördüğünde dışarıda bir arkadaşını öyle öpmek ona normal gelebilir. Fakat bu sefer karşı tarafın özelini ihlal edebilir" diye konuştu. Çocuğu cinsel istismara uğrayan ailelerin yapması gerekenleri de sıralayan Sarıkardaşoğlu, "Bu çok ağır psikolojik bir süreç olduğu için hafif ya da ağır bir durum hiç fark etmeden her durumda bir uzmana götürmek gerekiyor" dedi. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.