Müslüman olduğu hicretin 7. (628) yılından, 58. (678) yılında vefat edinceye kadar ömrünü adadığı hadis rivâyetiyle İslâm'a büyük katkı sağlamış olan, en çok hadis rivâyet eden sahâbî ünvanını alan ve bu özelliğiyle simgeleşen Ebû Hureyre'nin, taşıdığı lakabı; küçük kedi yavrularıyla oynadığı, onları beslediği ve kıyafetinin altında saklayarak koruduğu için almış olması çok ilginçtir. Bir diğer ilginç nokta, İslâm ahlâkına göre, insanlara lakap takmak yasak olmasına rağmen, lakap gibi kullanılan bu künyenin hoş karşılanması hatta Resûlüllâh'ın bile bu lakabı biraz değiştirerek de olsa kullanmasıdır.
Peygamber hatırasına saygı için
Allâh Resûlü, ona, "Ebû Hirr" yani, 'kedi babası' diye hitap etmiştir. Ebû Hureyre de, Allah Resûlü'nün tercihine ve hatırasına hürmetinden dolayı kendisine Ebû Hirr diye hitap edilmesini tercih etmiştir.
Araplardaki künye kullanma geleneğine göre Ebû Hureyre'nin, ilk erkek çocuğunun adına göre künyeleşmesi gerekirken istisna bir uygulamayla "Ebu Hureyre" diye anılması dikkate değer bir husustur. Ebû Hureyre kendisine bu künyenin niçin verildiğini şöyle anlatır: "Ailemin koyunlarını güderdim. Benim küçücük bir kediciğim vardı. Geceleyin onu bir ağaca koyar ve gündüz olunca da yanımda götürür onunla oynardım. Bu yüzden bana Ebû Hureyre künyesi verildi" (Tirmizî, "Menâkıb", 46; Hâkim, a.g.e., III, 506).
Ha Veysel Karani ha Ebû Hureyre
Hayvanlara gösterilen sevgi ve şefkatin insanın kalbini yumuşatacağının, şahsiyetini ve tavırlarını bir çok yönden tamamlayacağının en güzel örneklerinden biri Ebû Hureyre'dir. Zirâ kedi sevgisi nedeniyle "kedi babası" diye künyeleşen, hadis rivâyetinin zirvesinde yer alan bu şahsın bir diğer, hatta, asıl meşhur meziyeti, annesine gösterdiği saygıdır. Ebû Hureyre, annesinin İslâmiyet'i kabul etmemesi, hatta zaman zaman Resûlüllâh'ın aleyhine konuşması nedeniyle gönlü kırılmasına rağmen ona saygıda kusur etmemiş, Hz. Peygamber'den onun Müslüman olması için dua etmesini istemiştir. Annesi hidâyete erdikten sonra da, ölümüne kadar ona hizmet etmeyi bırakmamış, bu nedenle nafile hac ibadeti bile yapamamıştır. (Müslim, "Eymân", 44).
Peygamber hatırasına saygı için
Allâh Resûlü, ona, "Ebû Hirr" yani, 'kedi babası' diye hitap etmiştir. Ebû Hureyre de, Allah Resûlü'nün tercihine ve hatırasına hürmetinden dolayı kendisine Ebû Hirr diye hitap edilmesini tercih etmiştir.
Araplardaki künye kullanma geleneğine göre Ebû Hureyre'nin, ilk erkek çocuğunun adına göre künyeleşmesi gerekirken istisna bir uygulamayla "Ebu Hureyre" diye anılması dikkate değer bir husustur. Ebû Hureyre kendisine bu künyenin niçin verildiğini şöyle anlatır: "Ailemin koyunlarını güderdim. Benim küçücük bir kediciğim vardı. Geceleyin onu bir ağaca koyar ve gündüz olunca da yanımda götürür onunla oynardım. Bu yüzden bana Ebû Hureyre künyesi verildi" (Tirmizî, "Menâkıb", 46; Hâkim, a.g.e., III, 506).
Ha Veysel Karani ha Ebû Hureyre
Hayvanlara gösterilen sevgi ve şefkatin insanın kalbini yumuşatacağının, şahsiyetini ve tavırlarını bir çok yönden tamamlayacağının en güzel örneklerinden biri Ebû Hureyre'dir. Zirâ kedi sevgisi nedeniyle "kedi babası" diye künyeleşen, hadis rivâyetinin zirvesinde yer alan bu şahsın bir diğer, hatta, asıl meşhur meziyeti, annesine gösterdiği saygıdır. Ebû Hureyre, annesinin İslâmiyet'i kabul etmemesi, hatta zaman zaman Resûlüllâh'ın aleyhine konuşması nedeniyle gönlü kırılmasına rağmen ona saygıda kusur etmemiş, Hz. Peygamber'den onun Müslüman olması için dua etmesini istemiştir. Annesi hidâyete erdikten sonra da, ölümüne kadar ona hizmet etmeyi bırakmamış, bu nedenle nafile hac ibadeti bile yapamamıştır. (Müslim, "Eymân", 44).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.