ABD yönetimi, Türkiye’yi sıkıştırıyor.
Çakma Davos-İstanbul’a katılan ABD Dışişleri Bakan H. Clinton, AKP hükümetinin ülke ve parti içi dengesini hesaba katmıyor. Dışileri bakanı Ahmet Davutoğlu’nun her türlü BOP’lu işe balıklama atlayan vaziyetine rağmen; Erdoğan’ın, Suriye konusunu ağırdan aldığını düşünüyor.
Nitekim Çakma Davos-İstanbul’da Clinton-Davutoğlu, Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde Suriye zirvesi yapıyorlar. 16 ülkenin dışişleri bakanları katılıyor. Suriye isyancılarına destek kararı yineleniyor. Bu arada Koordinasyon Grubu toplayacaklar. Son zamanlarda istifa ve ayrılıklarla dağılmaya yüz tutan, Suriyeli isyancıları 15-15 Haziran’da İstanbul’da toparlamaya çalışacaklar. Daha önce İstanbul’da toplanan Suriye Halkının Dostları Grubu toplantısının Temmuz ayı başında Paris’te yapılacak.
Suriye’ye yönelik manevralar, ülkemizdeki yeni Anayasa, Başkanlık sistemi ve federatif yapılanma teklifleri, BDP ve PKK terör örgütünün özerklik talepleriyle çok yakından ve birebir ilgilidir. ABD, bu sebeple her yönden bastırıyor.
AKP’nin derdi, PKK terörü filan değil, ABD’nin talepleri istikametinde ülkeyi ve bölgeyi dizayn etmektir!
Clinton-Davutoğlu iklisi, isyancılara yönelik desteği ve “harici” işleri kotarırken; Erdoğan’a da, bu konjonktüre uygun olarak başta CHP olmak üzere “içeri”yi yeni baştan dizayn etme işi düştü.
***
CHP, Osman Korutürk başkanlığında ABD’ye heyet gönderdiği Nisan 2011’den beri, duruş olarak AKP’den farkı yok!
CHP heyetinde Osman Korutürk, Gülsün Bilgehan, Faik Öztrak ile Umut Oran ve Faruk Loğoğlu var.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Osman, Korutürk, “Washington Institute” adlı think-thank kuruluşunda konuşuyor, İsrail’le ilişkilerin bozulmasından ve Türkiye’nin İsrail’in güvenini kaybetmesinden yakınıyor, CHP iktidarında bunu mutlaka onaracaklarını söylüyor.
Erdoğan’ın küresel sahnede sergilediği “one minute” oyununu, CHP, Washington sahnesinde sergiliyor.
İş orada kalmıyor; aynı CHP heyeti Aralık’ta da soluğu ABD’de alıyor.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın ofisinden Larry Silverman, Amerikan Musevi Komitesi yetkilileri, ABD’nin eski Ankara Büyükelçilerinden Morton Abramowitz ve Johns Hopkins Üniversitesi bünyesindeki Transatlantik İlişkiler Merkezi Direktörü Daniel Hamilton ile görüşmeler yapıyor.
Faruk Loğoğlu, orada, CHP’nin iç dünyasını ve gerçek niyetini açıklıyor. Loğoğlu, Suriye başta olmak üzere bölgedeki gelişmeler konusunda CHP olarak, Washington ya da Türkiye’de hükümetin düşündüğünden farklı bir anlayışlarının olmadığını belirtiyor, “Beşşar Esad’ı iktidardan uzaklaştırma kararını kendi alacakları bir yönteme yardımcı olmamız gerekir” diyor.
ABD’nin böylesine dönüştürdüğü CHP’yi dahi, Erdoğan’ın yeterince değerlendiremeyişi, BOP şeflerince Erdoğan’ın hanesine eksi olarak yazılıyor.
Ekonomisi batmış, sıcak para dışında meteliği kalmamış Erdoğan ve AKP hükümetinin telaş içinde olması elbette doğaldır.
Bu sebeple Erdoğan, apar-topar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile cemoluyor.
***
Türkiye’nin önünde duran koca koca problemler, her gün daha da kabarırken, iktidar, muhalefet ve F tipi STK’lar Amerika’dan rol kapma yarışını hızla sürdürüyor.
Bu arada Pensilvanya’dakiler baş kaldırıyor.
Güya bugüne kadar “Siyasetten Allah’a sığınırız” diyerek halkımızı avlayanlar, siyasetin tam merkezine bağdaş kuruyorlar; Erdoğan’a, biz Pensilvanya’ya boş yere mi kapak attık, diyorlar! Amerikancı eksende rol kaybetme endişesi onları da telaşlandırıyor. Erdoğan, bazı alanlarda bildiğini veya BOP eş-başkanlığından kendisine bildirileni okuyor. F tipi ekip basıyor yaygarayı…
Zaman’dan Hüseyin Gülerce, AKP’nin tabanı söylüyormuş gibi yaparak, Pensilvanya kaynaklı SOS veriyor.
Gülerce diyor ki: ...İlk defa AK Parti tabanında endişe gördüm. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağı yolundaki açıklamalar, “AK Parti nereye gidiyor?” sorularını artırıyor… AK Parti’ye bir haller olduğunu söyleyenlerin eleştirilerini ciddiye almak zorundayız… AK Parti’nin bir muhasebe yapması gerektiğine inanıyorum.
Şimdi ne oldu da, AK Parti yöneticileri, sanki onlar gitmiş de başkaları gelmiş gibi davranıyor?
Kimileri Balyoz davası tutuklu sanıkları muvazzaf general ve amirallerin kin, nefret, iç savaş hazırlığı, çoluk çocuğa kadar uzanacak intikam konuşmalarının bantlarından rahatsız. Ama hiç pişmanlık duymayan, cezaevinde iyice bilenen bu adamlar demokrasi için en ciddi tehdidi oluşturmuyor mu? Neye güvenerek böyle konuşuyorlar? Onlar içeride iken dışarıda yeni bir cunta mı mayalandı? Bunlardan endişelenmeyelim mi?
Allah korusun, “ya ters bir rüzgâr eserse” diye huzursuz olmayalım mı? …Artık hüsnüzan ile bakmakta zorlanıyorum.
***
İktidarı, muhalefeti, STKsı ve sendikasıyla herşeyini ecnebilere endekslemiş bir ülke, kendi problemlerine akl-ı selim çözümler bulabilir mi Allah aşkına!
Ecnebiden dolma akılla, birlik, kardeşlik ve huzur mu gelir Türk milletine!
Çakma Davos-İstanbul’a katılan ABD Dışişleri Bakan H. Clinton, AKP hükümetinin ülke ve parti içi dengesini hesaba katmıyor. Dışileri bakanı Ahmet Davutoğlu’nun her türlü BOP’lu işe balıklama atlayan vaziyetine rağmen; Erdoğan’ın, Suriye konusunu ağırdan aldığını düşünüyor.
Nitekim Çakma Davos-İstanbul’da Clinton-Davutoğlu, Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde Suriye zirvesi yapıyorlar. 16 ülkenin dışişleri bakanları katılıyor. Suriye isyancılarına destek kararı yineleniyor. Bu arada Koordinasyon Grubu toplayacaklar. Son zamanlarda istifa ve ayrılıklarla dağılmaya yüz tutan, Suriyeli isyancıları 15-15 Haziran’da İstanbul’da toparlamaya çalışacaklar. Daha önce İstanbul’da toplanan Suriye Halkının Dostları Grubu toplantısının Temmuz ayı başında Paris’te yapılacak.
Suriye’ye yönelik manevralar, ülkemizdeki yeni Anayasa, Başkanlık sistemi ve federatif yapılanma teklifleri, BDP ve PKK terör örgütünün özerklik talepleriyle çok yakından ve birebir ilgilidir. ABD, bu sebeple her yönden bastırıyor.
AKP’nin derdi, PKK terörü filan değil, ABD’nin talepleri istikametinde ülkeyi ve bölgeyi dizayn etmektir!
Clinton-Davutoğlu iklisi, isyancılara yönelik desteği ve “harici” işleri kotarırken; Erdoğan’a da, bu konjonktüre uygun olarak başta CHP olmak üzere “içeri”yi yeni baştan dizayn etme işi düştü.
***
CHP, Osman Korutürk başkanlığında ABD’ye heyet gönderdiği Nisan 2011’den beri, duruş olarak AKP’den farkı yok!
CHP heyetinde Osman Korutürk, Gülsün Bilgehan, Faik Öztrak ile Umut Oran ve Faruk Loğoğlu var.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Osman, Korutürk, “Washington Institute” adlı think-thank kuruluşunda konuşuyor, İsrail’le ilişkilerin bozulmasından ve Türkiye’nin İsrail’in güvenini kaybetmesinden yakınıyor, CHP iktidarında bunu mutlaka onaracaklarını söylüyor.
Erdoğan’ın küresel sahnede sergilediği “one minute” oyununu, CHP, Washington sahnesinde sergiliyor.
İş orada kalmıyor; aynı CHP heyeti Aralık’ta da soluğu ABD’de alıyor.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın ofisinden Larry Silverman, Amerikan Musevi Komitesi yetkilileri, ABD’nin eski Ankara Büyükelçilerinden Morton Abramowitz ve Johns Hopkins Üniversitesi bünyesindeki Transatlantik İlişkiler Merkezi Direktörü Daniel Hamilton ile görüşmeler yapıyor.
Faruk Loğoğlu, orada, CHP’nin iç dünyasını ve gerçek niyetini açıklıyor. Loğoğlu, Suriye başta olmak üzere bölgedeki gelişmeler konusunda CHP olarak, Washington ya da Türkiye’de hükümetin düşündüğünden farklı bir anlayışlarının olmadığını belirtiyor, “Beşşar Esad’ı iktidardan uzaklaştırma kararını kendi alacakları bir yönteme yardımcı olmamız gerekir” diyor.
ABD’nin böylesine dönüştürdüğü CHP’yi dahi, Erdoğan’ın yeterince değerlendiremeyişi, BOP şeflerince Erdoğan’ın hanesine eksi olarak yazılıyor.
Ekonomisi batmış, sıcak para dışında meteliği kalmamış Erdoğan ve AKP hükümetinin telaş içinde olması elbette doğaldır.
Bu sebeple Erdoğan, apar-topar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile cemoluyor.
***
Türkiye’nin önünde duran koca koca problemler, her gün daha da kabarırken, iktidar, muhalefet ve F tipi STK’lar Amerika’dan rol kapma yarışını hızla sürdürüyor.
Bu arada Pensilvanya’dakiler baş kaldırıyor.
Güya bugüne kadar “Siyasetten Allah’a sığınırız” diyerek halkımızı avlayanlar, siyasetin tam merkezine bağdaş kuruyorlar; Erdoğan’a, biz Pensilvanya’ya boş yere mi kapak attık, diyorlar! Amerikancı eksende rol kaybetme endişesi onları da telaşlandırıyor. Erdoğan, bazı alanlarda bildiğini veya BOP eş-başkanlığından kendisine bildirileni okuyor. F tipi ekip basıyor yaygarayı…
Zaman’dan Hüseyin Gülerce, AKP’nin tabanı söylüyormuş gibi yaparak, Pensilvanya kaynaklı SOS veriyor.
Gülerce diyor ki: ...İlk defa AK Parti tabanında endişe gördüm. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağı yolundaki açıklamalar, “AK Parti nereye gidiyor?” sorularını artırıyor… AK Parti’ye bir haller olduğunu söyleyenlerin eleştirilerini ciddiye almak zorundayız… AK Parti’nin bir muhasebe yapması gerektiğine inanıyorum.
Şimdi ne oldu da, AK Parti yöneticileri, sanki onlar gitmiş de başkaları gelmiş gibi davranıyor?
Kimileri Balyoz davası tutuklu sanıkları muvazzaf general ve amirallerin kin, nefret, iç savaş hazırlığı, çoluk çocuğa kadar uzanacak intikam konuşmalarının bantlarından rahatsız. Ama hiç pişmanlık duymayan, cezaevinde iyice bilenen bu adamlar demokrasi için en ciddi tehdidi oluşturmuyor mu? Neye güvenerek böyle konuşuyorlar? Onlar içeride iken dışarıda yeni bir cunta mı mayalandı? Bunlardan endişelenmeyelim mi?
Allah korusun, “ya ters bir rüzgâr eserse” diye huzursuz olmayalım mı? …Artık hüsnüzan ile bakmakta zorlanıyorum.
***
İktidarı, muhalefeti, STKsı ve sendikasıyla herşeyini ecnebilere endekslemiş bir ülke, kendi problemlerine akl-ı selim çözümler bulabilir mi Allah aşkına!
Ecnebiden dolma akılla, birlik, kardeşlik ve huzur mu gelir Türk milletine!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019