logo
27 KASIM 2025


Eğitimci olarak bizim kafamızdaki model nedir?

25.12.2021 00:00:00
Trabzon Lisesi'nde çalıştığım dönemde, bazı konuları arkadaşlarımla istişare mahiyetiyle münakaşa ederdik. Eğitimci olarak bizim kafamızdaki model nedir?  Biz, nasıl bir insan tipi meydana getireceğiz? Bunu çok sorardık. 
 
Hatta ben, bizi teftişe gelen müfettiş hocamıza da bu soruyu tevcih ettim. "İlk defa ben böyle bir soru ile karşılaşıyorum. Çok ilginç. Hakikaten bizim modelimiz nasıl bir modeldir?" dedi.
 
Ne yetiştirdiğini bilmeyen bir eğitim anlayışı gençliği mesuliyetsizlik badiresiyle iç içe bırakıyor ve ondan istenilen neticeyi elde edemiyor. Onun için eğitimimizde bu temelleri atacak "Türk Genci" modelini ideal bir gaye olarak benimsetecek bir anlayışa,  bir eğitime ve de öğretime geçersek, kanaat-i şahsiyem o ki, bu hastalığı tedavi edip yeni bir dönemeyeni bir devreye kavuşacağız.
 
Asrımızda biz, insanla uğraşmak, insanın bizatihi kendisiyle meşgul olmak yerine, hep insanın dış tabiatında mevcut olan varlıklarla meşgul olduk. Bunun adına teknik dedik, teknoloji dedik, sanat dedik, eğitim dedik, ziraat dedik, ormancılık dedik, tarım dedik vs; hep, insanın dışında mevcut olan realiteyle, malzemeyle uğraştık. Bir bakıma insanı, biz, yalnız bıraktık.
 
İnsan, bir başına yalnız kaldı. Yani, bir noktada insan kendinden kopunca ki, onun da tedaviye ihtiyacı var, gıdaya ihtiyacı var; bu açlık, bu gıdasızlık, onda birtakım hastalıklara sebep oldu. Kendi, kendini tanıyamadı. Ne olduğunu bilemedi. O zaman onda, bir "adam sende, boş ver" devri başladı.
 
Mesuliyetsizlik günümüzde had safhada
 
Ben psikolog değilim. Ama görebildiğim kadarıyla en yakınlarımdan olaya baktım. Çocuğa, delikanlıya bakıyorsun. Zekası fevkalade. Hafızası fevkalade. Kavrama kabiliyeti fevkalade. Ama ondan bir netice alamıyorsun. Bir iş veriyorsun, neticesi sıfır.
 
Bir örnek vereyim; bir delikanlı düşünün, yarın imtihanı var. Matematikten işte belli iki-üç tane konu vardır. "Şuraya çalış bakalım. Ben, seni bir saat sonra imtihan edeceğim" diyorsunuz. 
 
Bir saat sonra huzurunuza alıyorsunuz. Bir saat çalışmış olmasına rağmen, mevcut olan konular içerisinden en azından bir tanesini yapmış olması lazım. Ama bir satırını bile okumamış.
 
Ne kitabın başından kalkmış, ne bir başka yere gitmiş. Kitaba bakıyor. Ama kendisi bir başka alemde seyrediyor. "Yavrum! Niye böyle yapıyorsun? Oysa senin kafan çalışıyor" diyorsun. Bu tip insanların zeka seviyelerini test ettim. Müthiş bir zekaları vardır.
 
Onu devreye koymanın da birtakım metotları var. O metotlarla giriyorsun, bir saatte yaptıramadığın bir sayfayı, 20 dakikada 20 sayfa olarak yapıyor.
 
O zaman diyorsun ki, "Demek ki bu tip insanlarda, bu modellerde bir rahatsızlık var. Bir hastalık var." Dünyaya boş vermiş. Okumaya boş vermiş. Her türlü imkânı önüne sermenize rağmen netice alamıyorsunuz. Bu öyle bir hastalık ki kendini hiçbir şeyden mesul kabul etmiyor.
 
Mesuliyetsizlik, duyarsızlık, günümüzde had safhada. İnsanın kendi kendini böyle bir badireye sokması zor bir olay ama hadiseler, öyle bir noktaya getiriyor ki onu, okula gidiyor, okulda okumuyor. Meslek veriyorsunuz, meslekte başarılı olmuyor. İşe koyuyorsunuz, işte başarılı olmuyor. Sanata veriyorsunuz, sanatta başarılı olmuyor. Hülasa, ebeveyni veya yakını bir bunalıma düşüyor.
 
"Allah, Allah. Nereye verdi isek başarılı olmadı" diyor
 
Burada temelde yatan espri, ya da hastalık; o genç, o delikanlı, o hanımefendi kendini mesut kabul etmiyor. O mevzu ile ilgili bir sorumluluk yüklenmiyor. Sorumluluk yüklenmediği için de, sen ne dersen de o bildiğinden şaşmıyor.
 
Görebildiğim kadarıyla günümüzde, tahsil çağındaki gençliğimizde maalesef bu hastalık alabildiğine yoğun derecede görülmektedir. Ne o gençler kabiliyetsizdir, ne zeka seviyeleri düşüktür, ne de hafıza kaybı vardır. Hepsi fevkaladedir. Sadece onu mesuliyetle iç içe bulamıyorsunuz.
 
Aynı delikanlı bir yanlış eyleme karar veriyor, aynı hanımefendi bir yanlış meseleye karar veriyor; bir bakıyorsun başarmış. O zaman da diyorsun ki "bunu nasıl yapmış?" 
 
Bunu yapmak için az zeka da yetmiyor. Az çalışmak da kafi gelmiyor. Çünkü o işte kendisini mesut kabul ediyor. "Ben bu işi yapacağım, yaparım" diyor. 
 
Niye? Çünkü kendisini öyle bir kulvara kanalize etmiş ve o kulvarda kendini mesul kabul etmiş de ondan.
 
İnsanı tanıma ve yönlendirmede yanlış yapıyoruz
 
O zaman, demek ki biz, bir şeyi yanlış yapıyoruz. İnsanı tanıma ve onu yönlendirmede yanlış yapıyoruz. Bir eğitimci olarak bizlere düşen vazife insanı tanımaktır."

(Prof. Dr. Haydar Baş, Hikmetin Sırları eseri) 
 
 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
Papa'nın tartışmalı gezisi başladı
Erdoğan Beştepe'de karşıladı
Bazı emekli askerlere orduevi yasağı!
Milli Savunma Bakanlığından açıklama
Dış ticaret açığı büyüyor
Ekim ayında yüzde 27,6 arttı
Uzaklaştırma kararı kurtaramadı
Mersin'de koca vahşeti
Eskişehir merkezli 4 ilde DEAŞ operasyonu
16 tutuklama
Beyaz Saray yakınlarında iki ulusal muhafız vuruldu
Trump: Terör saldırısı
İsrail ordusu Kuneytra'daki ihlallerini sürdürüyor
Bölgeye aynı gün ikinci kez girdi
ABD, Güney Afrika'yı G20'ye davet etmedi
Güney Afrika: Karar üzücü
Hong Kong'da bir sitede çıkan yangında 44 kişi öldü
279 kişiden haber alınamıyor
İsrail'in Haaretz gazetesinin haberi:
İsrail, hapishanelerindeki Filistinli esirleri aç bırakıyor
2026 için yeniden değerleme oranı belirlendi
Vergi ve harçlar yüzde 25.49 oranında artacak
İlaçtan zehirlenmişler
4 kişilik aile yok olmuştu
Mesai arkadaşını rehin almıştı
Üniversitede rehine operasyonu
Lübnan Rumlarla anlaştı
Doğu Akdeniz'de kritik adım
'Teröristi övmek suçtur'
BTP'den İmralı açıklaması
Papa'nın tartışmalı gezisi başladı
Erdoğan Beştepe'de karşıladı
Bazı emekli askerlere orduevi yasağı!
Milli Savunma Bakanlığından açıklama
Dış ticaret açığı büyüyor
Ekim ayında yüzde 27,6 arttı
Uzaklaştırma kararı kurtaramadı
Mersin'de koca vahşeti
Eskişehir merkezli 4 ilde DEAŞ operasyonu
16 tutuklama
Beyaz Saray yakınlarında iki ulusal muhafız vuruldu
Trump: Terör saldırısı
İsrail ordusu Kuneytra'daki ihlallerini sürdürüyor
Bölgeye aynı gün ikinci kez girdi
ABD, Güney Afrika'yı G20'ye davet etmedi
Güney Afrika: Karar üzücü
Hong Kong'da bir sitede çıkan yangında 44 kişi öldü
279 kişiden haber alınamıyor
İsrail'in Haaretz gazetesinin haberi:
İsrail, hapishanelerindeki Filistinli esirleri aç bırakıyor
2026 için yeniden değerleme oranı belirlendi
Vergi ve harçlar yüzde 25.49 oranında artacak
İlaçtan zehirlenmişler
4 kişilik aile yok olmuştu
Mesai arkadaşını rehin almıştı
Üniversitede rehine operasyonu
Lübnan Rumlarla anlaştı
Doğu Akdeniz'de kritik adım
'Teröristi övmek suçtur'
BTP'den İmralı açıklaması
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.