Eğitimde çakıldık!
Bir ülkenin ve milletin geleceği gençleridir; dolayısıyla gençlerine sağlıklı bir eğitim veren, onlara yatırım yapan, kabiliyetlerini ön plana çıkartan, hayallerini gerçekleştirmesine fırsat sunan ülkeler geleceğe emin adımlarla yürürler. Ama maalesef hazırlanan raporlar, ülkemizin, başta eğitim olmak üzere her sahada gençlerimizi ihmal ettiğini gözler önüne seriyor
16.10.2021 18:27:00
MURAT ÇABAS / ANALİZ HABER
Hazırlanan raporlar, ülkemizde geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin oldukça ihmal edildiğini ortaya koyuyor. Bu konuda yapılan en kapsamlı çalışmalardan birisi, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından hazırlandı. OECD tarafından her yıl yayımlanan "Bir Bakışta Eğitim" raporları serisi, eğitim sistemlerinin temel göstergeleri ve değişkenlerine ilişkin verilerin güncel durumunu ortaya koyuyor.
42 ülke mukayese ediliyor
OECD'nin, aralarında Fransa, Çin, Finlandiya, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri gibi 42 farklı yapıdaki ülkenin durumuna yer verdiği, "Eğitimde Eşitlik: Eğitim Fırsatlarının Güçlendirilmesi" ana temasında hazırlanan raporunun verilerini, Türk Eğitim Derneği'nin düşünce kuruluşu TEDMEM Türkiye açısından değerlendirdi. OECD'nin raporu ve yapılan değerlendirme ülkemizdeki eğitim karnemizin ne kadar kötü olduğunu açıkça gösteriyor.
Yüzde 41'i ortaöğretim mezunu bile değil
Türkiye'de 25-34 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin yüzde 41'i ortaöğretim mezunu bile değil. OECD genelinde bu oran yüzde 15. Türkiye, Kosta Rika ve Meksika ile birlikte OECD ülkeleri içinde ortaöğretim mezunu dahi olmayan genç yetişkin oranının en yüksek olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Yaş aralığı arttıkça OECD ile makas daha da açılıyor. 25-64 yaş aralığındaki yetişkin nüfusun eğitim düzeyi verilerine göre ortaöğretim mezunu dahi olmayan yetişkin oranı Türkiye'de yüzde 58 iken OECD ortalaması yüzde 21.
Yükseköğretimde de sınıfta kaldık
Ortaöğretimde ülkemizin durumu buyken, yükseköğretimde de sınıfta kaldığımızı görüyoruz. 25-34 yaş aralığında, OECD ülkelerinde yükseköğretim mezunlarının oranı yüzde 45. Türkiye'de bu yaş grubundaki yükseköğretim mezunlarının oranı ise yüzde 35. Türkiye'de 25-64 yaş aralığındaki her 5 yetişkinden sadece 1'i yükseköğretim mezunu. 25-64 yaş aralığındaki yükseköğretim mezunu yetişkinlerin eğitim düzeylerine göre dağılımları incelendiğinde Türkiye'de lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim alan yetişkin oranlarının OECD ortalamasının oldukça gerisinde kaldığı görülüyor. Özellikle yüksek lisans kademesinde Türkiye'de bu oran yüzde 2 iken, OECD ortalamasında yüzde 13.5.
Eğitime katılım bölgelere göre değişiyor
Eğitime katılım oranları ülke içinde bölgeden bölgeye farklılaşabiliyor. Örneğin; Türkiye'de 25-64 yaş aralığındaki yükseköğretim mezunu nüfus oranı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 13 iken başkent Ankara'nın da içinde bulunduğu Orta Anadolu'da bu oran yüzde 32'ye ulaşıyor. Benzer şekilde, ortaöğretim mezunu dahi olmayanların oranının yüzde 70'in üzerinde olduğu bölgeler mevcut. Bu oranlar ülkemiz genelinde homojen bir eğitim imkanın olmadığını gösteriyor.
'Ne eğitimde ne istihdamda' oranı çok yüksek
OECD genelinde, 18-24 yaş aralığındaki genç nüfusun yaklaşık yarısı (yüzde 47) eğitimden ayrılıyor. Türkiye ise yüzde 62'lik oranla 18-24 yaş aralığındaki genç nüfusun eğitimden ayrılma düzeyinin en yüksek olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Eğitimden ayrılmış olan genç nüfusun istihdamda olma oranı ülkeler arasında farklılık gösteriyor. Bu oran Norveç'te yüzde 82 iken; Türkiye, İtalya ve Yunanistan'da yüzde 50'nin altında. 18-24 yaş aralığındaki genç yetişkinler içinde ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı incelendiğinde OECD ortalamasının yüzde 15 olduğu görülüyor. Türkiye'de ise 18-24 yaş aralığında ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 32. Türkiye bu oranın en yüksek olduğu ülkeler arasında Kolombiya'dan sonra ikinci sırada yer alıyor.
Yükseköğretim mezunu istihdamında diplerdeyiz
Türkiye, yükseköğretim mezunu nüfusun istihdam oranının en düşük olduğu iki OECD ülkesinden birisi. OECD ortalamasına göre 25-64 yaş aralığındaki istihdam oranları ortaöğretim mezunu dahi olmayanlar için yüzde 58, Ortaöğretim veya Ortaöğretim sonrası-yükseköğretim öncesi okullardan mezun okullardan mezun olanlar için yüzde 75 ve yükseköğretim mezunları için yüzde 84'tür. Türkiye'de ise bu oranlar sırasıyla yüzde 50, yüzde 60 ve yüzde 74. Bu verilere göre Türkiye, Kolombiya ile birlikte 25-64 yaş aralığındaki yükseköğretim mezunu nüfusun istihdam oranının en düşük olduğu iki OECD ülkesinden birisi.
Gençlerin eğitimine yatırım yapmıyoruz
Türkiye'de tüm kademeler için öğrenci başına yapılan harcamalar OECD ortalamasının oldukça gerisinde kalıyor. Özellikle ilkokul ve ortaokul kademesinde öğrenci başına yapılan harcamalar OECD ortalamasının neredeyse üçte biri düzeyinde. OECD ortalamasında ilkokuldan yükseköğretime kadar olan kademelerde öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcaması 11 bin 680 dolar iken Türkiye'de yapılan harcama 5 bin 723 dolar.
Okullaşma oranımız da çok düşük
Türkiye 3-5 yaş aralığında yüzde 39 olan erken çocukluk eğitimine katılım oranıyla, OECD ortalamasının (yüzde 83) oldukça gerisinde kalarak okul öncesinde okullaşmanın en düşük olduğu OECD ülkesi konumunda. Türkiye, 15-19 yaş arasındaki çocukların eğitime erişim oranıyla (yüzde 69), OECD ortalamasının (yüzde 84) oldukça gerisinde kalarak bu yaş aralığında da okullaşma oranı en düşük olan ülkelerden biri.
'Eğitime pahalı diyenler cehaletin bedelini söylesin'
Türkiye'nin en genç genel başkanı olan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Türkiye'nin genç değerlerini beyin göçüyle kaybettiğine işaret ederek, "Gençlerimize hayallerini Türkiye'de gerçekleştirecekleri bir ortam sağlamak zorundayız" dedi. BTP Lideri Türkiye'deki eğitim sisteminin durumu ve yapılması gerekenler konusunda şunları söyledi: "Türkiye olarak OECD ortalamalarının çok gerisindeyiz. Bu gençleri kazanabilmemiz lazım, bu gençleri eğitebilmemiz lazım. Biz bu gençleri ülkemizde tutabilmeliyiz, onlara potansiyellerini ortaya koyabilecekleri, kabiliyetlerini sergileyebilecekleri bir ortam sağlamak zorundayız. Pedagogların dile getirdikleri şu 3 temel unsur var: Çocuklar hayal kurabilmeli, çocuklar eleştirebilmeli ve çocuklar öğrenmeyi öğrenebilmeli. İşte biz gençlerimizle kendi öğrendikleriyle, kendi düşünceleriyle bir gelecek tasavvur etmelerini sağlamak istiyoruz. Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında onların hayalleriyle, onların gelecekleri ile Türkiye'nin geleceğini birleştireceğiz. Merhum Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş sık sık şunları ifade ederdi; 'Tüccar mal satar para kazanır, çiftçi toprağını eker, ürünü çıkarır satar parasını kazanır, öğretmen ise insan yetiştirir ve insan kazanır.' Bu bağlamda bizi yetiştiren öğretmenlerimize ve topyekûn eğitim camiamıza gereken önemi vermemiz ve destek sağlamamız gerekiyor. Bu noktada homurdananlar olabilir, onlara Sokrates'in şu sözünü hatırlatmak isterim; eğitime pahalı diyenler cehaletin bedelini söylesinler."
Hazırlanan raporlar, ülkemizde geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin oldukça ihmal edildiğini ortaya koyuyor. Bu konuda yapılan en kapsamlı çalışmalardan birisi, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından hazırlandı. OECD tarafından her yıl yayımlanan "Bir Bakışta Eğitim" raporları serisi, eğitim sistemlerinin temel göstergeleri ve değişkenlerine ilişkin verilerin güncel durumunu ortaya koyuyor.
42 ülke mukayese ediliyor
OECD'nin, aralarında Fransa, Çin, Finlandiya, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri gibi 42 farklı yapıdaki ülkenin durumuna yer verdiği, "Eğitimde Eşitlik: Eğitim Fırsatlarının Güçlendirilmesi" ana temasında hazırlanan raporunun verilerini, Türk Eğitim Derneği'nin düşünce kuruluşu TEDMEM Türkiye açısından değerlendirdi. OECD'nin raporu ve yapılan değerlendirme ülkemizdeki eğitim karnemizin ne kadar kötü olduğunu açıkça gösteriyor.
Yüzde 41'i ortaöğretim mezunu bile değil
Türkiye'de 25-34 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin yüzde 41'i ortaöğretim mezunu bile değil. OECD genelinde bu oran yüzde 15. Türkiye, Kosta Rika ve Meksika ile birlikte OECD ülkeleri içinde ortaöğretim mezunu dahi olmayan genç yetişkin oranının en yüksek olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Yaş aralığı arttıkça OECD ile makas daha da açılıyor. 25-64 yaş aralığındaki yetişkin nüfusun eğitim düzeyi verilerine göre ortaöğretim mezunu dahi olmayan yetişkin oranı Türkiye'de yüzde 58 iken OECD ortalaması yüzde 21.
Yükseköğretimde de sınıfta kaldık
Ortaöğretimde ülkemizin durumu buyken, yükseköğretimde de sınıfta kaldığımızı görüyoruz. 25-34 yaş aralığında, OECD ülkelerinde yükseköğretim mezunlarının oranı yüzde 45. Türkiye'de bu yaş grubundaki yükseköğretim mezunlarının oranı ise yüzde 35. Türkiye'de 25-64 yaş aralığındaki her 5 yetişkinden sadece 1'i yükseköğretim mezunu. 25-64 yaş aralığındaki yükseköğretim mezunu yetişkinlerin eğitim düzeylerine göre dağılımları incelendiğinde Türkiye'de lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim alan yetişkin oranlarının OECD ortalamasının oldukça gerisinde kaldığı görülüyor. Özellikle yüksek lisans kademesinde Türkiye'de bu oran yüzde 2 iken, OECD ortalamasında yüzde 13.5.
Eğitime katılım bölgelere göre değişiyor
Eğitime katılım oranları ülke içinde bölgeden bölgeye farklılaşabiliyor. Örneğin; Türkiye'de 25-64 yaş aralığındaki yükseköğretim mezunu nüfus oranı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 13 iken başkent Ankara'nın da içinde bulunduğu Orta Anadolu'da bu oran yüzde 32'ye ulaşıyor. Benzer şekilde, ortaöğretim mezunu dahi olmayanların oranının yüzde 70'in üzerinde olduğu bölgeler mevcut. Bu oranlar ülkemiz genelinde homojen bir eğitim imkanın olmadığını gösteriyor.
'Ne eğitimde ne istihdamda' oranı çok yüksek
OECD genelinde, 18-24 yaş aralığındaki genç nüfusun yaklaşık yarısı (yüzde 47) eğitimden ayrılıyor. Türkiye ise yüzde 62'lik oranla 18-24 yaş aralığındaki genç nüfusun eğitimden ayrılma düzeyinin en yüksek olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Eğitimden ayrılmış olan genç nüfusun istihdamda olma oranı ülkeler arasında farklılık gösteriyor. Bu oran Norveç'te yüzde 82 iken; Türkiye, İtalya ve Yunanistan'da yüzde 50'nin altında. 18-24 yaş aralığındaki genç yetişkinler içinde ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı incelendiğinde OECD ortalamasının yüzde 15 olduğu görülüyor. Türkiye'de ise 18-24 yaş aralığında ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 32. Türkiye bu oranın en yüksek olduğu ülkeler arasında Kolombiya'dan sonra ikinci sırada yer alıyor.
Yükseköğretim mezunu istihdamında diplerdeyiz
Türkiye, yükseköğretim mezunu nüfusun istihdam oranının en düşük olduğu iki OECD ülkesinden birisi. OECD ortalamasına göre 25-64 yaş aralığındaki istihdam oranları ortaöğretim mezunu dahi olmayanlar için yüzde 58, Ortaöğretim veya Ortaöğretim sonrası-yükseköğretim öncesi okullardan mezun okullardan mezun olanlar için yüzde 75 ve yükseköğretim mezunları için yüzde 84'tür. Türkiye'de ise bu oranlar sırasıyla yüzde 50, yüzde 60 ve yüzde 74. Bu verilere göre Türkiye, Kolombiya ile birlikte 25-64 yaş aralığındaki yükseköğretim mezunu nüfusun istihdam oranının en düşük olduğu iki OECD ülkesinden birisi.
Gençlerin eğitimine yatırım yapmıyoruz
Türkiye'de tüm kademeler için öğrenci başına yapılan harcamalar OECD ortalamasının oldukça gerisinde kalıyor. Özellikle ilkokul ve ortaokul kademesinde öğrenci başına yapılan harcamalar OECD ortalamasının neredeyse üçte biri düzeyinde. OECD ortalamasında ilkokuldan yükseköğretime kadar olan kademelerde öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcaması 11 bin 680 dolar iken Türkiye'de yapılan harcama 5 bin 723 dolar.
Okullaşma oranımız da çok düşük
Türkiye 3-5 yaş aralığında yüzde 39 olan erken çocukluk eğitimine katılım oranıyla, OECD ortalamasının (yüzde 83) oldukça gerisinde kalarak okul öncesinde okullaşmanın en düşük olduğu OECD ülkesi konumunda. Türkiye, 15-19 yaş arasındaki çocukların eğitime erişim oranıyla (yüzde 69), OECD ortalamasının (yüzde 84) oldukça gerisinde kalarak bu yaş aralığında da okullaşma oranı en düşük olan ülkelerden biri.
'Eğitime pahalı diyenler cehaletin bedelini söylesin'
Türkiye'nin en genç genel başkanı olan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Türkiye'nin genç değerlerini beyin göçüyle kaybettiğine işaret ederek, "Gençlerimize hayallerini Türkiye'de gerçekleştirecekleri bir ortam sağlamak zorundayız" dedi. BTP Lideri Türkiye'deki eğitim sisteminin durumu ve yapılması gerekenler konusunda şunları söyledi: "Türkiye olarak OECD ortalamalarının çok gerisindeyiz. Bu gençleri kazanabilmemiz lazım, bu gençleri eğitebilmemiz lazım. Biz bu gençleri ülkemizde tutabilmeliyiz, onlara potansiyellerini ortaya koyabilecekleri, kabiliyetlerini sergileyebilecekleri bir ortam sağlamak zorundayız. Pedagogların dile getirdikleri şu 3 temel unsur var: Çocuklar hayal kurabilmeli, çocuklar eleştirebilmeli ve çocuklar öğrenmeyi öğrenebilmeli. İşte biz gençlerimizle kendi öğrendikleriyle, kendi düşünceleriyle bir gelecek tasavvur etmelerini sağlamak istiyoruz. Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında onların hayalleriyle, onların gelecekleri ile Türkiye'nin geleceğini birleştireceğiz. Merhum Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş sık sık şunları ifade ederdi; 'Tüccar mal satar para kazanır, çiftçi toprağını eker, ürünü çıkarır satar parasını kazanır, öğretmen ise insan yetiştirir ve insan kazanır.' Bu bağlamda bizi yetiştiren öğretmenlerimize ve topyekûn eğitim camiamıza gereken önemi vermemiz ve destek sağlamamız gerekiyor. Bu noktada homurdananlar olabilir, onlara Sokrates'in şu sözünü hatırlatmak isterim; eğitime pahalı diyenler cehaletin bedelini söylesinler."