Bu soruların cevabını Resûlullah (sav), hayattayken Allah'ın emriyle vermiş, Ehl-i Beyt'i tanıtmış ve Ehl-i Beyt'e sahip çıkanları müjdelemiştir. Tabi bu gerçekleri öğrenmemize vesile olan, bizleri ve tüm İslam âlemini Ehl-i Beyt nuruna çağıran muhterem hocam Prof. Dr. Haydar Baş'a sonsuz hürmetlerimi bir kez daha arz ediyorum?Ehl-i Beyt kimdir? Ya da "Yüce Allah, ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü çirkinliği defetmek ve sizi tertemiz yapmak ister." (Ahzap 33) ayetinde Yüce Allah'ın (c.c) sevip, seçip, üstün kıldığı Ehl-i Beyt kimlerden oluşur? Bu sorunun cevabını bizzat Resûlullah (sav) vermiştir; Bu ayet indiği zaman Ali, eşi ve çocukları, Ümmü Seleme annemizin evinde idiler. Hz. Peygamber (sav), onları bir parçanın (abanın) altına alarak arz etti; "Allah'ım! Her peygamberin nübüvvetinin terazisi olan seçkin zümreden özel yakınları vardır. Bu terazi, benim nübüvvetimin içinde bu seçkin Ehl-i Beyt'imin dışında kimse değildir."Bunun üzerine Ümmü Seleme (r. anha) dedi ki; Ey Allah'ın Elçisi! Yalnızca bu birkaç kişi mi? Yoksa ben, senin Ehl-i Beyt'inden değil miyim? Resulullah (sav) cevaben şöyle buyurdu; "Benim Ehl-i Beyt'im ve nübüvvetimin terazisi Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'dir." Evet, Ehl-i Beyt kimmiş? Hz. Muhammed (sav), Hz. Fatıma (a.s), Hz. Ali (k.v), Hz. Hasan (a.s) ve Hz. Hüseyin (a.s).Zaten Hz. Peygamberimizin hayatına baktığımızda Ehl-i Beyt'ine olan sevgisini görürüz. Bu sevgiyi her fırsatta itiraf ettiği gibi bizlere de kurtuluş yolu olarak göstermiştir; "Fatıma, benden bir parçadır?", "Ali bendendir, ben de ondanım?", "Hasan ve Hüseyin benden bir parçadır.""Ali'yi ancak mümin sever ve ona ancak münafık kimse düşman kesilir", "Kim, Beni seviyorsa, mutlaka Ali'yi de sevsin. Kim, Ali'ye düşman olursa, Bana düşman olmuştur ve Bana düşman olan, şüphesiz Allah'a düşman olmuştur. Allah'a düşman olan kimseyi de Allah ateşe sokacaktır." Tabi bu noktada şu ayetleri de iyi anlamamız lazım; "Resule itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur" (Nisa 80), "Resul, size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının" (Haşr 7), "De ki "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin" (A.İmran 31).Yani Resûlullah'ın sevgisinin kaynağı Yüce Allah'tır. O zaten hevasından konuşmaz, iş yapmaz da. Artı Ehl-i Beyt'i sevmek Allah'ın emridir. Yüce Allah, Peygamberimizin dilinden bizlere şöyle emrediyor; "De ki; Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık, yakınlarıma sevgiden başka sizden hiçbir ücret istemiyorum" (Şura 23). Hüküm açık ve İmam Şafii Hazretlerinin dediği gibi Ehl-i Beyt'i sevmek farzdır. Ehl-i Beyt hidayet yoludurPeygamber Efendimiz bizzat Veda Hutbesinde müminlere iki emanet bırakıyorum, demişti. Neydi o emanetler? Allah'ın Kitabı ve Ehl-i Beyt. Ve uyarmıştı; "Bu iki emanete sarılırsanız kurtuluşa erersiniz". Ya sarılmasak! Kurtuluşun zıt anlamlısı kaybetmektir. Bu gerçeği Peygamber Efendimiz, Veda Haccının hemen akabinde (18 gün sonra) Allah'ın emriyle ki, bu ayet Kuran'ın sondan ikinci ayetidir; ("Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu Allah kâfirlere yol göstermez." (Maide 67) Gadir-i Hum'da, Ehl-i Beyt'in seçilmişliğini, İmam Ali'nin hilafet ve velayetini tekrar tebliğ etmiştir. Bu tebliğden sonra gelen Kur'an'ın son ayetiyle de (Maide 3) İslam dininin kemale erdiğini bildirmiştir. Bu ilahi gerçeklere ve açık tebliğe şahit olanlar, daha Resûlullah'ın mübarek naşı ortadayken farklı arayışlara girişmişlerdi. İşte o arayışlar neticesinde ümmet karanlığa gitti, bid'atler ortaya çıktı, milyonlarca Müslüman kanının akmasına sebep oldu. Ama hakikat tap taze olarak ortadaydı ve kıyamete kadar da ortada olacaktır. İşte bu hakikate sarılanlara Şii (Ali taraftarları) Alevi (Ali sevenleri) veya kısaca Ehl-i Beyt taraftarları olarak isimlendi. Tabi ortaya çıkan bir başka gerçek ise Şii, Alevi nasıl olunur? Nasıl tanınır? Bu büyük iddia (Ehl-i Beyt'i sevmek) sadece söz ile mi olur? Gibi sorulardı? (Bu gibi soruların cevaplarına yarın devam edelim?)
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024