Ehl-i Beyt'in velayeti herkese sorulacak
Ahirette Ehl-i Beyt'in velayetinden herkes sorulacaktır. Şu ayetin içerdiği mana gibi: 'Durdurun onları (o insanları) çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.' Yani onlara Ehl-i Beyt'in velayetinden sorulacaktır
18.04.2016 00:00:00
Ehl-i Beyt, Cenab-ı Hak tarafından seçilmiş ve sevilmiştir. Bunu ispatlayan pek çok ayet vardır. Onlardan bazılarını aktarmaya devam ediyoruz:
"Resûlullah (s.a.a), Cenab-ı Allah tarafından tazyik mahiyetinde 'bildir' diye şu ayetle emrolunmadı mı:
'Ey Resul' Rabbin tarafından sana indirileni tamamen tebliğ et. Eğer tebliği tam yapmazsan, Allah'ın risaletini yerine getirmiş olmazsın. Oysa Allah seni insanlardan koruyacaktır.' (Maide/67).
Resûlullah (s.a.a) o tebliği Gadir-i Hum günü emre itaat ederek, yüz bin kişinin huzurunda yapmadı mı? Yaptıktan sonra da şu ayet-i kerime nazil olmadı mı:
'İşte bugün dininizi kemale erdirdim, nimetimi üzerinize tamamladım ve size din olarak İslam'ı kabul ettim.' (Maide/3).
Allah, onların velayetini açıkça inkar etmeğe kalkışıp, Resûlullah'ın (s.a.a) yüzüne karşı bağırarak, 'Allah'ım, eğer bu doğru ise üzerimize taş yağdır' diyen şahsın başına nasıl taş düşüp anında helak oldu. Ve bu olay hakkında mucize kabilinden şu ayet indi: 'Vuku bulmuş bir azabın tekrarını istedi birisi; kâfirler için olan bu azabı kimse engelleyemez.' (Mearic 1-2).
Ahirette Ehl-i Beyt'in velayetinden herkes sorulacaktır. Şu ayetin içerdiği mana gibi: 'Durdurun onları (o insanları) çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.' (Saffat / 24). Yani onlara Ehl-i Beyt'in velayetinden sorulacaktır.
Burada hiçbir gariplik yoktur, zira Cenab-ı Allah'ın, Peygamberini göndermesinin sebeplerinden biri de onların velayetidir. Bakın, bu mealdeki ayet ne diyor: 'Senden evvel gönderdiğimiz peygamberlerden sor.' (Zuhruf/45).
Hatta o öyle velayet ki Cenab-ı Allah "Kalu Bela" gününden beri insanlardan, onun üzerine söz (ahid) almıştır; aynen şu ayetin tefsirinde söylendiği gibi: 'Hatırla ki, Rabbin Ademoğullarının bellerinden zürriyetlerini çıkarıp, onları nefislerine karşı şahit tutarak, Ben sizin Rabbiniz değil miyim, diye buyurduğu zaman onlar da, bela (evet) Rabbimizsin, şahit olduk, dediler.' (A'raf/172).
'Ve Adem, Rabbi'nden tevessül kelimelerine nail olduktan sonra, Allah onun tevbesini kabul etti.' (Bakara/37).
Yine, 'Allah onlara azap verecek değil ya' (Enfal/33) diye buyurulan ayeti kerime...
Kıskanılan insanlar da onlardır. Bu manadaki ayet de şöyle: 'Yoksa Allah'ın fazlına şayan olmuş insanları mı kıskanıyorlar?' (Nisa/54)."
(Allame Abdulhüseyin Şerefuddin, el-Müracaat).
"Resûlullah (s.a.a), Cenab-ı Allah tarafından tazyik mahiyetinde 'bildir' diye şu ayetle emrolunmadı mı:
'Ey Resul' Rabbin tarafından sana indirileni tamamen tebliğ et. Eğer tebliği tam yapmazsan, Allah'ın risaletini yerine getirmiş olmazsın. Oysa Allah seni insanlardan koruyacaktır.' (Maide/67).
Resûlullah (s.a.a) o tebliği Gadir-i Hum günü emre itaat ederek, yüz bin kişinin huzurunda yapmadı mı? Yaptıktan sonra da şu ayet-i kerime nazil olmadı mı:
'İşte bugün dininizi kemale erdirdim, nimetimi üzerinize tamamladım ve size din olarak İslam'ı kabul ettim.' (Maide/3).
Allah, onların velayetini açıkça inkar etmeğe kalkışıp, Resûlullah'ın (s.a.a) yüzüne karşı bağırarak, 'Allah'ım, eğer bu doğru ise üzerimize taş yağdır' diyen şahsın başına nasıl taş düşüp anında helak oldu. Ve bu olay hakkında mucize kabilinden şu ayet indi: 'Vuku bulmuş bir azabın tekrarını istedi birisi; kâfirler için olan bu azabı kimse engelleyemez.' (Mearic 1-2).
Ahirette Ehl-i Beyt'in velayetinden herkes sorulacaktır. Şu ayetin içerdiği mana gibi: 'Durdurun onları (o insanları) çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.' (Saffat / 24). Yani onlara Ehl-i Beyt'in velayetinden sorulacaktır.
Burada hiçbir gariplik yoktur, zira Cenab-ı Allah'ın, Peygamberini göndermesinin sebeplerinden biri de onların velayetidir. Bakın, bu mealdeki ayet ne diyor: 'Senden evvel gönderdiğimiz peygamberlerden sor.' (Zuhruf/45).
Hatta o öyle velayet ki Cenab-ı Allah "Kalu Bela" gününden beri insanlardan, onun üzerine söz (ahid) almıştır; aynen şu ayetin tefsirinde söylendiği gibi: 'Hatırla ki, Rabbin Ademoğullarının bellerinden zürriyetlerini çıkarıp, onları nefislerine karşı şahit tutarak, Ben sizin Rabbiniz değil miyim, diye buyurduğu zaman onlar da, bela (evet) Rabbimizsin, şahit olduk, dediler.' (A'raf/172).
'Ve Adem, Rabbi'nden tevessül kelimelerine nail olduktan sonra, Allah onun tevbesini kabul etti.' (Bakara/37).
Yine, 'Allah onlara azap verecek değil ya' (Enfal/33) diye buyurulan ayeti kerime...
Kıskanılan insanlar da onlardır. Bu manadaki ayet de şöyle: 'Yoksa Allah'ın fazlına şayan olmuş insanları mı kıskanıyorlar?' (Nisa/54)."
(Allame Abdulhüseyin Şerefuddin, el-Müracaat).