logo
25 NİSAN 2024

Ekonomi bilimi çıkmazda

24.12.2001 00:00:00
Hangi şartlarda olursa olsun, sağlam bir ekonomik sistemde, ekonomik sorunlar, imkânlar nisbetinde çözülür. İmkânlar alabildiğine geniş olduğu halde ekonomik sorunlar çözülemiyorsa, demek ki, bir yerde çok büyük bir sakatlık vardır. İşte bugünkü dünyanın hali budur. En büyüğünden en küçüğüne, en gelişmişinden en gelişmemişine kadar bütün ülkeler, ekonomik sorunlar içinde kıvranıyor. Bu bize, dünyada sağlam bir ekonomik sistemin, daha doğrusu, bir ekonomi biliminin olmadığını göstermektedir. Bazı bilim adamları bunu itiraf etmekten artık çekinmiyor. Bu bilim adamlarından birinin itirafı aynen şöyle: "İnsanlar açlıktan ölürken, ekonomik sorunlarla boğuşurken, biz hâlâ fakültelerde ekonomi teorileri okutuyoruz. Haysiyeti olan herkes bundan utanç duyar".

Bu şekilde düşünen, bu durumdan rahatsızlık duyan bilim adamları bir araya geliyor, uluslararası kongreler, konferanslar ve seminerler düzenliyor, yoğun bir biçimde ekonomi bilimini tartışıyorlar. Şimdiye kadar bu toplantılardan kesin bir sonuç ortaya çıkmış değil. En son beyan edilen görüş şu: "Ekonominin ilk kuralı, her ekonomik teorinin, mutlaka bir zıddı vardır. İkinci kural, bütün ekonomik teoriler hatalıdır". Allah aşkına, bu kurallarda bir kesinlik görüyor musunuz? Halbuki bilim kesin doğrulara dayanmalıdır. Anlaşılan o ki, bu bilim adamları bize, yine teorileri tartışmamızı, onlarla oyalanmamızı salık veriyorlar. "O teori değil, bu teori" diyerek, tartış babam tartış. Sonuç, açlık, sefalet, perişanlık... Bundan dolayı Alvin Toffler, ekonomistleri son savşalarını veren generallere benzetiyor.

Peki, bu işin bir çözümü, bir püf noktası yok mu? Elbette var. Bunun için yapılması gereken ilk iş, ekonomi bilimini batılıların teorilerinden ve ideolojilerinden kurtarmaktır. Başka bir deyişle ekonomi bilimini gerçek bilime dönüştürmektir. Bugün dünyada, ekonomi bilimi adı altında okutulan dersler, batılıların teorilerinden ve ideolojik görüşlerinden başka birşey değildir. Gunnar Myrdal, Asya Dramı adlı eserinde şöyle der: "Tarafsız bir sosyal bilim hiçbir zaman olmamıştır ve olmayacaktır. Özellikle ekonomi alanında yazılan eserler çoğunlukla ideolojiktir" (s. 33). Onun için Nobel ödüllü Prof. Arthur Lewis şöyle der: "Her ülke, kendi özel durmuna göre bir kalkınma yolu ve bir ekonomik sistem bulmalıdır". Demek ki, her ülkenin, kendi inancının, kültürünn, sosyal yapısının oluşturduğu bir ekonomik anlayış vardır. Mühim olan bunu bulup ortaya çıkarmak ve sistemleştirmektir. Böyle bir sistemin adı da "Milli Ekonomik Sistem" olur.

İktisat tarihi, milli ekonomiyi uygulayan ülkelerin başarılı olduğunu, bunun dışındaki arayışların hüsranla sonuçlandığını gözler önüne sermektedir. Başka milletlerin tarihine değil, kendi tarihimize, hem de yakın tarihimize bakınca, bu gerçekle karşı karşıya geliriz. İşte Atatürk'ün 1923-1938 yılları arasında uyguladığı sistem bu idi ve her yönüyle milliydi. Atatürk, bu milli sistemi bulup çıkarmak için çok uzun araştırmalar yapmıştır. Bugün olduğu gibi korunan Çankaya kitaplığında, Atatürk'ün okuduğu ve bazı satırların altını çizdiği ekonomi kitapları bunu ortaya koymaktadır. Atatürk milli ekonomik sistemi oluşturmak ve dünyada uygulanan sistemlerle arasındaki farkı yakalayabilmek için ekonomi ile ilgili 144 yerli ve yabancı kitabı dikkatle okumuştur. Ancak bu kitapların hiçbirinin tesiri altında kalmamış, kendi metodolijisini kullanarak, bilimden hareket etmiş, deneylerden yararlanmış, ülkenin şartlarını göz önünde bulundurmuş ve aklın gereğini yapmıştır (Bkz: Atatürk'ün Evrensel Boyutları, İsmet Bozdağ, s. 79).

Atatürk'ün bu uygulamaları, kalkınmak isteyen bütün milletlere örnek teşkil etmiştir. Ama maalesef, Atatürk'ün ölümünden sonra milli ekonomi anlayışı rafa kaldırıldı, onun yerini IMF patentli politikalar aldı. IMF politikalarını uygulayan ülkelerin hali ortada. En son örnek Arjantin. Bütün dünya, ekonomi konusunda bir arayış içinde. Bu arayışa son vermek, ekonomik sorunlara çözüm bulabilmek için, önce ekonomi bilimini, gerçekten bir bilim haline getirmek, yani kesin doğrular üzerine bina etmek şarttır. Ancak ondan sonra, ekonomik programlar hazırlanırsa, ekonomik sorunlar çözümler bulunabilir. İşte Prof. Dr. Haydar Baş, bunu yapıyor. Yaptığı içindir ki, onun milli ekonomi tezi, yalnız Türkiye için değil, ezilen, sömürülen bütün mazlum milletler için bir umut kaynağı olmuştur. Başka türlü Arjantin'in akıbetini yaşamak kaçınılmazdır.
 
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.