Neo-liberal anlayışı benimseyenlerin, son yıllarda en büyük uğraşı, ekonomiyi siyyasetten ayırmak olmuştur. Bu amaçla yürütme, yasama ve yargı işlevleri ile donatılmış 'özerk' ve 'bağımsız' kurumlar kurularak, ekonomi yönetimi siyasal iktidarın elinden alınmıştır."Türkiye'de ise bağımsız düzenleyici kurumlar, doğrudan doğruya demokratik ilkelerin ihlaliyle kurulmuştur, ki bunun en açık örneği Kemal Derviş ve ekibinin döneminde yaşanmıştır" (Bkz. Sonay Bayramoğlu, Yönetişim Zihniyeti, s. 241). Kemal Derviş'in çıkarttığı yasalarla kurulan özerk ve bağımsız kurumlar, Türkiye'de ekonominin yüzde 60'ından fazlasını kontrol etmektedir. Ekonominin diğer geri kalanında da halkın iradesi söz konusu değildir. Ekonomi yönetiminde, hiçbir söz hakkı olmayan halk için, demokrasi ne anlam ifade eder? Amerikalı yazar John Perkins'in deyimiyle, Türkiye'de de, demokrasi adı altında 'şirketokrasi' (şirketlerin egemen olduğu yönetim şekli) uygulanmaktadır.Ekonominin siyasetten arınması, dış siyasette de geçerli kılınmıştır. Öyle ki, şirketlerin dış siyaseti, devletlerinkinden ayrı yürütülmektedir. Şimdi ise durum, şirketler lehine daha da değişmiştir. Artık devletler, dış siyasetini şirketlerin çıkarlarına göre belirlemektedir. Süpergüç olarak nitelindirilen ABD'de de, sistem bu şekilde işlemektedir. ABD'nin iç ve dış siyasetini yöneten petrol ve silâh şirketleridir. Başta ABD Başkanı Bush olmak üzere, ABD yönetiminde en etkin kişiler, dolaylı veya dolaysız, bu şirketlerle işbirliği içerisindedirler. Maalesef, Türkiye de şirketokrasinin kontrol ve denetiminde. Uluslararası şirketlerin yerli işbirlikçileri, bu şirketokrasinin tayin ve tespit ettiği iç ve dış siyaseti harfiyen uygulamaktadırlar. Bunun en canlı örneğini, Irak'la petrol sevkiyatında yaşadığımız anlaşmazlıkta gördük. Irak'ın Petrol Pazarlama Organizasyonu (SOMO), sözleşmelerini yenilemek isteyen Türk firmalarına, "Kuzey Irak yönetimine başvurun" diye mektup yazdı. Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, buna tepki gösterdi. Kısa bir zaman sonra SOMO Başkanı Falah Alamari, "petrol ürünleri temin eden Türk firmaları ile kontrat imzalama mekanizmasında herhangi bir değişiklik olmadı" diyerek, anlaşmazlığı şimdilik tatlıya bağladı. Bu anlaşmazlık sırasında yaşananlar, ekonomiyi siyasetten ayırmanın ne anlama geldiğini gördüler. Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, kendince kükredi, ama Kuzey Irak'ta iş yapan firmaları karşısında buldu. Bu firmaların sahipleri, Kuzey Irak'taki Kürt oluşumunu tanımanın şart olduğundan söz ettiler. Böylece, Irak ve Kuzey Irak yönetimleri değil, ABD, Türkiye'yi test etti. Türkiye'de Kuzey Irak'taki Kürt oluşumunu kabul edecek ve savunacakların gücünü ölçtü. "Ekonomi ayrı, siyaset ayrı" diyerek, müteahhitlik hizmetlerinden gıda ticaretine kadar, Kuzey Irak'taki Türk firmalarının iş yapmasına imkân sağlayan hükümet, çelişki içerisinde. 17 Ocak 2007 tarihli Sabah Gazetesi'nde Yılmaz Özdil, bu çelişkiye şöyle dikkat çekti: "Süleymaniye Üniversitesi'ni kim inşa ediyor şu anda? Derslikleriyle, yurtlarıyla, kampüsüyle? Türk firması. Divaniye-Nasirıya-Samawa ekspres yolunu kim yapıyor? Türk firması. Erbil havaalanını kim yaptı? Türk firması. Süleymaniye havaalanını kim yapıyor? Türk firması. Erbil'deki 'özerk idare binası' adı verilen 'başbakanlık binası'nı kim yapıyor? Türk firması". Türk firmalarının Kuzey Irak'ta yaptıkları işleri bir kısmı bunlar. Dahası da var. Bir kere daha altını çizerek bitirelim. Yalnız ekonomi değil, hiçbir siyaset, milli siyasetten ayrılmaz. Milli siyaset bir bütündür. Milli siyaseti ve stratejisi olmayan hükümetler, rüzgârın önündeki yaprağa dönerler. Bu da hükümetleri ve milletleri ölümden beter halllere ve çelişkilere düşürür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018