Hatırlayın, bundan tam iki sene önceydi. 2 Ağustos 2016 günü, BTPGenel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Trabzon'dan canlı yayınlanan 'Diyalog Özel' programında 15 Temmuz darbe girişimini Türkiye'nin geleceğini değerlendirdi. Çok önemli uyarılar yaptı, çözümler sundu. Sosyal medyadan bulun, izleyin lütfen.
Türkiye'nin geleceğine dair hayati konuların altını çizdi, çözümler sundu.
Onlardan biri de "ekonomik darbe" konusuydu.
Ekonomik darbe kavramı da Prof. Dr. Baş'a aittir.
Tam iki sene önce kelimesi kelimesine şu uyarıları yapıyordu Prof. Dr. Baş:
"Türkiye bundan sonra ekonomik bir darbe ve çöküntü ile de denenebilir.
Kim ne derse desin Türkiye'nin ekonomisi öyle güçlü bir ekonomi değil...
Dikkat ederseniz bendenizin Rusya'ya-DUMA'ya gidişini, bütün Türkiye çok iyi bilmesine rağmen hepsi bizi gizlemeye çalıştı. Benim ekonomi tezim Milli Ekonomi Modeli dünyada uygulanıyor. Senin ekonominin e'sinden haberin yok, beni gizlemeye çalışıyorsun.
Ben Türkiye'nin ekonomik çöküntü dönemine girmesinden endişe ediyorum.
Zaten ekonomi sinyalleri de iç açıcı değil. Türkiye'nin girdisi, çıktısı, geliri, gideri, mali gücü ve parası hakkında zerre bilgisi olmayan adamlar kalkıyorlar, ekonomiye yön verecekler ve Türkiye'yi bitirecekler.
Türkiye bu yönden de ciddi bir darbe alabilir.
Biz buradan söylüyoruz.
Şimdiden akıllarını başlarına almaları, ne yapılacaksa bunu tespit edip bunu devreye koymaları lazım.
Ülkemizin darbelere, işgallere 'dur' diyebilmesi için ekonomik olarak da bağımsız olması şarttır. Bu da ancak benim dünyada uygulanan, kapitalizmi tarihe gömen Milli Ekonomi Modeli'min uygulanması ile mümkündür."
Amerika Türkiye'ye karşı savaş açtı, ekonomik darbe yapmaya çalışıyor mu?
Evet, açıkça savaş açtı, FETÖ darbe girişimi üstüne, şimdi de ekonomik darbe yapıyor.
1998'den beri FETÖ uyarısı yapan Prof. Dr. Baş, yaşanan gelişmelerle FETÖ konusunda haklı çıktığı gibi, ekonomik darbe hususunda da haklı çıktı mı? Çıktı.
Trump sadece tweet atmadı.
Somut adımlar attı.
Stratejik ortaklığa sığmayacak son kalleşliklerini yaptı.
Türkiye'den satın alınan alüminyumda gümrük vergisini yüzde 20'ye; demir-çelikte de yüzde 50'ye çıkarttı.
Türkiye, 2017 yılındaki 9,5 milyar dolarlık toplam demir çelik ihracatının 1 milyar dolarlık kısmını ABD'ye gerçekleştirmişti.
Türkiye'nin alüminyum cevherleri ve alüminyum oksit ihracatının toplam değeri ise 2017'de 18 milyon dolar; bunun 3 milyon doları ABD'ye yapıldı.
Bu kadarlık Atlantik ötesi rüzgârı, piyasamızda Doları 7 TL'ye, Euro'yu 8 TL fırlattı.
Trump'ın kalleşliğinin biraz cebimizi yakması, biraz otomatik hamaset odaklarının devre yapmasıyla, toplumun milli duyguları tavana vuruyor. Kimisi kılıcını bileğliyor, kimisi Dolar yakıyor, kimisi ağzına geleni söylüyor.
Onu-yapalım, bunu yapalım; tamam yapalım da, ayağa dikilebiliyor muyuz?
Eften-püften yaptırımlarla vakit kaybediyoruz, kan kaybediyoruz, kendimizi avutuyoruz.
Vakıa şu ki, Türk ekonomisinin kırılganlığı ve zor süreçlerde direnç zafiyeti dışa vuruyor.
Dolayısıyla akıllı, basiretli, köklü, milli ekonomik duruş ve karşı yaptırım sergilememizin asgari şartlarını tesis etmemiz kaçınılmazdır.
İşte bunun adı Milli Ekonomi Modeli'dir (MEM).
Rusya karşı yaptırım uyguladı biz de uygularız, Çin karşı yaptırım yaptı biz de yaparız, Kuzey Kore yaptı biz de yaparız türünden hamaseti ve kıyası burada işlemiyor.
Her ülkenin kendi stratejik ve ekonomik potansiyeli farklıdır.
Rusya, ABD'ye karşı yaptırımlar başlattı, doğrudur? Ama bu Rusya 2005'ten beri Prof. Dr. Baş'ın modelini okuyor, içselleştiriyor, uyguluyor, kendisini DUMA'da ağırlayıp akıl alıyor, on tane uluslararası MEM kongresine katılıyor. Modeli uyguluyor, yeni dünyanın kutuplarından biri oluyor. Prof. Dr. Baş'ın modelindeki Milli Para gerçeğini BRICS'e transfer ediyor. Sırtını Milli Ekonomi Modeli'ne dayamış, pervasız Amerikan kovboyuna yıllardan beri meydan okuyor, karşı yaptırımlar uyguluyor.
Çin de Amerika'ya karşı yaptırımlar başlattı, yaptı.
16 milyar dolar tutarındaki ABD menşeli ürünlere yüzde 25 ilave vergi getirdi, Amerikan ürünlerine yönelik 60 milyar dolarlık ek gümrük vergisi uygulamaya hazır olduklarını ilan etti.
Doğrudur. Yaptı, yapar? Ama Çin, Milli Ekonomi Modeli ekseninde oluşturulan BRICS içinde yıllardan beri Milli Ekonomi Modeli'ni özümsüyor, uygulama yapıyor, ekonomisini güçlendiriyor. Şimdi de yıkılmaz dağ gibi dünyanın bu yepyeni iktisad modeline sırtını dayamış, somut adımlar atıyor.
Türkiye olarak Milli Ekonomi Modeli'nin ilan edildiği 2005'ten beri biz ne yapıyoruz?
Rusya, Çin ve BRICS ülkelerinin yaptıkları gibi, topyekûn devlet-millet, Prof. Dr. Baş'ın modelinin peşine takılacağımız yerde; kalleşçe ve yasadışı oyunlarla arkasına FETÖ tenekeleri takmaya çalışıyoruz.
Sonra da Amerikan zokasını yutmuş Türkiye olarak, yedi kocalı Hürmüz gibi, Rusya'ya, Çin'e, Asya'ya, BRICS'e, NATO'ya sığınıyoruz; hiç akıllanmamış gibi dönüyoruz tekrar Amerika ile stratejik ortaklıktan dem vuruyoruz. Hâlâ içimizdeki Amerikan aklına, kripto FETÖ'cülere takılıyoruz. Önce bunlardan kurtulmalıyız. Bunun da tek yolu acilen Milli Ekonomi Modeli'ne geçmektir.
Türkiye'nin geleceğine dair hayati konuların altını çizdi, çözümler sundu.
Onlardan biri de "ekonomik darbe" konusuydu.
Ekonomik darbe kavramı da Prof. Dr. Baş'a aittir.
Tam iki sene önce kelimesi kelimesine şu uyarıları yapıyordu Prof. Dr. Baş:
"Türkiye bundan sonra ekonomik bir darbe ve çöküntü ile de denenebilir.
Kim ne derse desin Türkiye'nin ekonomisi öyle güçlü bir ekonomi değil...
Dikkat ederseniz bendenizin Rusya'ya-DUMA'ya gidişini, bütün Türkiye çok iyi bilmesine rağmen hepsi bizi gizlemeye çalıştı. Benim ekonomi tezim Milli Ekonomi Modeli dünyada uygulanıyor. Senin ekonominin e'sinden haberin yok, beni gizlemeye çalışıyorsun.
Ben Türkiye'nin ekonomik çöküntü dönemine girmesinden endişe ediyorum.
Zaten ekonomi sinyalleri de iç açıcı değil. Türkiye'nin girdisi, çıktısı, geliri, gideri, mali gücü ve parası hakkında zerre bilgisi olmayan adamlar kalkıyorlar, ekonomiye yön verecekler ve Türkiye'yi bitirecekler.
Türkiye bu yönden de ciddi bir darbe alabilir.
Biz buradan söylüyoruz.
Şimdiden akıllarını başlarına almaları, ne yapılacaksa bunu tespit edip bunu devreye koymaları lazım.
Ülkemizin darbelere, işgallere 'dur' diyebilmesi için ekonomik olarak da bağımsız olması şarttır. Bu da ancak benim dünyada uygulanan, kapitalizmi tarihe gömen Milli Ekonomi Modeli'min uygulanması ile mümkündür."
Amerika Türkiye'ye karşı savaş açtı, ekonomik darbe yapmaya çalışıyor mu?
Evet, açıkça savaş açtı, FETÖ darbe girişimi üstüne, şimdi de ekonomik darbe yapıyor.
1998'den beri FETÖ uyarısı yapan Prof. Dr. Baş, yaşanan gelişmelerle FETÖ konusunda haklı çıktığı gibi, ekonomik darbe hususunda da haklı çıktı mı? Çıktı.
Trump sadece tweet atmadı.
Somut adımlar attı.
Stratejik ortaklığa sığmayacak son kalleşliklerini yaptı.
Türkiye'den satın alınan alüminyumda gümrük vergisini yüzde 20'ye; demir-çelikte de yüzde 50'ye çıkarttı.
Türkiye, 2017 yılındaki 9,5 milyar dolarlık toplam demir çelik ihracatının 1 milyar dolarlık kısmını ABD'ye gerçekleştirmişti.
Türkiye'nin alüminyum cevherleri ve alüminyum oksit ihracatının toplam değeri ise 2017'de 18 milyon dolar; bunun 3 milyon doları ABD'ye yapıldı.
Bu kadarlık Atlantik ötesi rüzgârı, piyasamızda Doları 7 TL'ye, Euro'yu 8 TL fırlattı.
Trump'ın kalleşliğinin biraz cebimizi yakması, biraz otomatik hamaset odaklarının devre yapmasıyla, toplumun milli duyguları tavana vuruyor. Kimisi kılıcını bileğliyor, kimisi Dolar yakıyor, kimisi ağzına geleni söylüyor.
Onu-yapalım, bunu yapalım; tamam yapalım da, ayağa dikilebiliyor muyuz?
Eften-püften yaptırımlarla vakit kaybediyoruz, kan kaybediyoruz, kendimizi avutuyoruz.
Vakıa şu ki, Türk ekonomisinin kırılganlığı ve zor süreçlerde direnç zafiyeti dışa vuruyor.
Dolayısıyla akıllı, basiretli, köklü, milli ekonomik duruş ve karşı yaptırım sergilememizin asgari şartlarını tesis etmemiz kaçınılmazdır.
İşte bunun adı Milli Ekonomi Modeli'dir (MEM).
Rusya karşı yaptırım uyguladı biz de uygularız, Çin karşı yaptırım yaptı biz de yaparız, Kuzey Kore yaptı biz de yaparız türünden hamaseti ve kıyası burada işlemiyor.
Her ülkenin kendi stratejik ve ekonomik potansiyeli farklıdır.
Rusya, ABD'ye karşı yaptırımlar başlattı, doğrudur? Ama bu Rusya 2005'ten beri Prof. Dr. Baş'ın modelini okuyor, içselleştiriyor, uyguluyor, kendisini DUMA'da ağırlayıp akıl alıyor, on tane uluslararası MEM kongresine katılıyor. Modeli uyguluyor, yeni dünyanın kutuplarından biri oluyor. Prof. Dr. Baş'ın modelindeki Milli Para gerçeğini BRICS'e transfer ediyor. Sırtını Milli Ekonomi Modeli'ne dayamış, pervasız Amerikan kovboyuna yıllardan beri meydan okuyor, karşı yaptırımlar uyguluyor.
Çin de Amerika'ya karşı yaptırımlar başlattı, yaptı.
16 milyar dolar tutarındaki ABD menşeli ürünlere yüzde 25 ilave vergi getirdi, Amerikan ürünlerine yönelik 60 milyar dolarlık ek gümrük vergisi uygulamaya hazır olduklarını ilan etti.
Doğrudur. Yaptı, yapar? Ama Çin, Milli Ekonomi Modeli ekseninde oluşturulan BRICS içinde yıllardan beri Milli Ekonomi Modeli'ni özümsüyor, uygulama yapıyor, ekonomisini güçlendiriyor. Şimdi de yıkılmaz dağ gibi dünyanın bu yepyeni iktisad modeline sırtını dayamış, somut adımlar atıyor.
Türkiye olarak Milli Ekonomi Modeli'nin ilan edildiği 2005'ten beri biz ne yapıyoruz?
Rusya, Çin ve BRICS ülkelerinin yaptıkları gibi, topyekûn devlet-millet, Prof. Dr. Baş'ın modelinin peşine takılacağımız yerde; kalleşçe ve yasadışı oyunlarla arkasına FETÖ tenekeleri takmaya çalışıyoruz.
Sonra da Amerikan zokasını yutmuş Türkiye olarak, yedi kocalı Hürmüz gibi, Rusya'ya, Çin'e, Asya'ya, BRICS'e, NATO'ya sığınıyoruz; hiç akıllanmamış gibi dönüyoruz tekrar Amerika ile stratejik ortaklıktan dem vuruyoruz. Hâlâ içimizdeki Amerikan aklına, kripto FETÖ'cülere takılıyoruz. Önce bunlardan kurtulmalıyız. Bunun da tek yolu acilen Milli Ekonomi Modeli'ne geçmektir.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019