Ekonomik ve sosyal sıkıntılar artıyor

Gerek dünyada, gerek ülkemizde yaşanan ekonomik ve sosyal sıkıntılar giderek artıyor. Toplumda yaşanan sıkıntıların daha duyulabilir ve belirgin bir hale gelmesinde; sanayici ve büyük çaplı esnafların da krizden etkilenmeleri yatmaktadır. Halbuki, toplumsal sıkıntılar uzun zamandır yaşanmaktaydı. Fakir fukara dün de evine ekmek götürmekten acizdi. Açlık ve yoksulluk zaten onların iliklerine kadar sirayet etmişti. Ama feryatlarını duyan yoktu?

                                                          ***

Gaziantep 27 Gazetesi'nde çıkan bir haberi aktaralım: Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer; "Mevcut sistemle iç piyasada yaşanan durgunluğu hangi para politikasıyla nasıl aşılacağız?" diye sordu. Koçer; "Türkiye de enflasyon düşmüş ama üretim yok olmuş, iş yerleri kapanmış, ithalata dayalı bir ülke haline gelmişiz. Enflasyonun düşmesini herkesten çok biz istiyoruz ancak, sadece enflasyon düşsün diye ülkedeki diğer parametrelere bakmamak mümkün değil" dedi. Koçer, dünyada faiz oranları düşürülürken Türkiye de neden arttığını da sordu. Üretimin ve istihdamın yüksek faizle ithalatın kucağına itildiğini ifade eden Koçer; "Geleceğe borçlandırılan tüketici bu faiz puanlarıyla her ay sadece borcunu ödemeye çalışıyor ve ekonomide durgunluk giderek artıyor, derinleşiyor. Uygulanan bu faiz artışı ne yazık ki, Türkiye'nin üretim artışını frenleyecektir" dedi.

                                                          ***

Sayın Koçer'in tespitlerine katılmamak mümkün değil, çünkü yaşanan ekonomik sıkıntılardan bire bir etkilenen sanayicilerin oda başkanı sıfatını taşımaktadır. Görünen o ki ülkenin giderek çözümsüzlüğe doğru hızla yol aldığını, artık toplumun bütün kesimleri anlamaya başlamıştır.

                                                          ***

Şimdi sanayici ve iş adamlarından, en küçük işletmenin işçisine varıncaya kadar herkes kendini muhasebe etmek zorundadır. Acaba gelinen bu durumdan kendilerinin bir sorumluluğu yok mu? Özellikle fabrikalarının duvarlarına AKP bayraklarını asıp, işçileri zorla miting alanlarına dolduran işletme sahipleri, millet açlıkla pençeleşirken sahte olumlu mesajlar veren patronlar, medya mensupları, seçim kumpanyaları (yağ, şeker, kömür, v.s.) karşılığında oy veren fakir işçim, acaba gelinen bu durumda sizin katkınız yok mu?

                                                          ***

AKP'nin kötü yönetiminden sonra, ona sandıkta bir ders vermeniz gerekirken, sanki her şey yolundaymış gibi oy oranını artırarak; "yola devam" diyen sizler değil miydiniz? Şimdi sizin yanlış tercihinizin faturasını hep birlikte ödüyoruz. Hani derler ya; "kurunun yanında yaş da yanar" diye. Hem siz yandınız, hem de Türk Milletini yaktınız..!

                                                          ***

Ama korkmayın, bu milletin hiçbir problemi çözümsüz değildir. Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Milli Ekonomi Modeli", "Sosyal Devlet Milli Devlet" tezi uygulandığı takdirde, ne Sayın Koçer'in ne diğer sanayicinin, küçük esnafın, işçinin, memurun, ev hanımının dertleri kalmayacaktır. Yeter ki, önyargısız ve sağlam bir inançla Sayın Baş'ı takip edin..!Tercih sizin değerli okurlar, sosyal krizlerin artarak devamından yana iseniz "yola devam" deyiniz.Samimi olarak çözümden yana iseniz; Prof. Dr. Haydar Baş'a kulak veriniz ve destek çıkınız..!