Oldukça meşhur olan ve çok sevilen bu halk müziği parçasını Ali Ekber Çiçek'in sesinden dinlemenizi tavsiye ederiz.
Bu şiirin ne zaman ve hangi gelişme üzerine yazıldığını bilmiyoruz ama her türkü sözünün bir hikayesi olduğu gibi mutlaka bunun da bir hikayesi vardır.
Tokat yöresinden Sadık Doğanay'a ait olduğu bilinen bu şiir sanki bugün ülkenin geldiği ağır dertlerle, derin yaralarla mustarip vaziyetini anlatmaktadır.
"El vurup yâremi incitme tabip
Bilmem sıhhat bulmaz hicraneler var
Dert vuran yâreme eylersin derman
Her can kabul etmez, viraneler var."
Orta yerde tabip edasıyla dolaşanların mevcut dertleri derinleştirmekten, var olan dertlere yeni yeni dertler eklemekten başka hiçbir işe yaramadıkları bir ortamda, günden güne artmakta olan dertlerden, yağmur gibi yağmakta olan zamlardan ve haliyle geçim sıkıntısından ötürü bin bir çile çeken vatandaş adeta lisan-ı haliyle böyle seslenmektedir:
"El vurup yaramı incitme tabip."
Senin dermanın, senin merhemin sana kalsın, hatta mümkünse yaralarıma elin değmesin, kulaklarıma sesin gelmesin çünkü senin her müdahalende dertlerim katmer katmer katlanıyor.
Tababet ilmini nerede ve kimden tahsil ettiğini bilmiyoruz ve şimdiye kadar hangi dertlere giriftar olmuş hastalara şifa dağıttığını da bilmiyoruz ama şunu bil ki, senin teşhis ve tedavi yöntemlerin benim dertlerimi iyice azdırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Bir başka şairimiz de aynı konuyu daha farklı bir tarzda işlemiş:
"El çek tabip el çek sinem üstünden
Sen benim derdimi bilebilmezsin
Yârem yürektendir yoktur ilacın
Sen benim yâremi sarabilmezsin."
Şimdi kaydedeceğimiz şiiri de, sahibinden, yani Aşık Reyhani'nin sesinden dinlemek lazım:
"Ak günleri vadettiler boş çıktı,
Kara günler göre göre usandım,
Muhannetin çorbasında taş çıktı,
Dişlerimi kıra kıra usandım.
Derdim kitap oldu ıstırabım kat kat,
Bu ağlamak bize oldu bir sanat,
Arzum Şirin oldu ısrarım Ferhat,
Kayaları kıra kıra usandım.
Fil yükümü karıncaya yükledim,
Kırıldı dizlerim hep emekledim,
Uçmaz yavru yıkık yuva bekledim,
Kanadımı gere gere usandım.
Reyhani'yim arka safa atıldım,
Altın idim bakırcıya satıldım,
Sahte soru yağmuruna tutuldum,
Aksi cevap vere vere usandım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025